×
Project- Syndicate.org sitesinde yayınlanan yazısında Schwab, kapitalizmden söz ederken üç modelin söz konusu olduğunu belirtiyor.
Birinci model, Batı’daki pek çok şirketin benimsediği model “Hissedarlar Kapitalizmi”.
Bu modelde şirketin ilk önceliği kârı büyütmek.
İkinci model, Çin’de olduğu gibi hükümetin ekonomiye yön verdiği “Devlet Kapitalizmi”
Schwab, en çok önerilen üçüncü modelin kendisi tarafından yarım yüzyıl önce ortaya atılan “Paydaşlar Kapitalizmi” olduğunun altını çiziyor.
“Paydaşlar Kapitalizmi” en basit anlatımla, şirketi toplumdan sorumlu bir pozisyonda konumlandıran, üretim sisteminde, tüketici, tedarikçi, çevre, kamu yararı gibi faktörlerin göz önüne alındığı bir model.
Klaus Schwab, “Paydaşlar Kapitalizmi”nin günümüzde giderek yükseldiğini belirterek, sadece şirketin kârına odaklanmış “Hissedarlar Kapitalizmi”nin gerçek ekonomiden koptuğunu belirterek “çoğumuz artık bu modelin sürdürülebilir olmadığını kavramış durumdayız” diyor.
“Peki bu farkındalık, tutum değişikliği neden şimdi ortaya çıktı” sorusunu sorarken, neden olarak birinci sıraya “Greta Thunberg Etkisi” ni koyuyor.
Okul Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almasından bir yıl sonra Patrikhane Akademisi olarak kurulmuş.
1861 yılından sonra klasik eğitim vermeye başlamış.
“Kırmızı Mektep” olarak bilinen, kartal yuvasını andıran kırmızı tuğlalı binası1882 yılında taşınmış.
Binanın mimarı aynı okuldan mezun olan mimar Konstantin Dimadis.
Kesintisiz 565 yıl eğitim veren bu kurumda öğrenci sayısı 1960’lı yıllarda 500 civarında iken bugün sadece 43 ve karma eğitim veriyor.
Peş peşe iki günü, sabahın erken saatlerinden, Haliç’e karanlığın basmasına kadar “Kırmızı Mektep” in tavanı ve duvarları Yunan mitolojisinin kahramanlarıyla süslü konferans salonunda geçirmemin nedenine geliyorum.
Yeme içme sektöründe 26 yılını dolduran, 10 yıldan beri bu sektörle ilgili insanın hayatına dokunan her şeyi esnafı, ürünleri ve yemek kültürünü İstanbulfood.com’ta anlatan Tuba Şatana’nın düzenlediği “eski usul” yemek sempozyumu.
Biri, Ortadoğulu turistlerin baklava ve lokumun sergilendiği vitrinlere yapıştığı, renkli kıyafetli Güney Amerikalı sokak müzisyenleriyle genç Suriyelilerin birkaç metrelik mesafede müzik yaptıkları gürültülü, temposu yüksek bir cadde.
İstiklal’in diğeri yüzü ise sanatın, tarih, kültürün ve bilimin olduğu dipsiz bir kuyu.
Önünden geçtiğimiz her bir binanın ne hazineler barındırdığını bir bilseniz.
İstiklal üzerindeki tarihi Merkez Han bunlardan biri.
Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi ANAMED’in olduğu binada önceki gün Miras, Dünya Mirası ve Gelecek Sempozumu’nu izledim.
14. Uluslararası Anamed Yıllık Sempozyumu’nda kimler yoktu ki?
Tarih ve kültür mirasımızın korunmasında önemli rol oynayan Prof. Zeynep Ahunbay, Prof. Cevat Erder gibi ağır toplar dinleyiciler arasındaydı.
Sahnede ise bazıları
Londra, kuruluşunun 70. Yılında NATO Zirve’sini ağırlarken, hafta başında Madrid’te başlayan BM İklim Zirvesi 13 Aralık tarihine kadar sürüyor.
Tam adı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 25. Taraflar Konferansı (COP 25) olan zirvenin Şili’de yapılması gerekiyordu.
Zira COP 25 Başkanlığı Şili’de.
Ancak gelir eşitsizliğini ve zamları protesto için yaklaşık 1 milyon kişinin sokaklara döküldüğü, yirminin üzerinde kişinin öldüğü olaylar nedeniyle Şili zirveyi ağırlamayacağını bildirince İspanya devreye girmişti.
Madrid İklim Zirvesi, iki hafta boyunca, 2020 yılına kadar 1.5’lik derecelik sınırın tutturulmasının odağında olduğu yoğun ve çekişmeli müzakerelere sahne olacak.
BM Çevre Programı UNEP’in yayınladığı “Emisyon Açığı Raporu”na göre bu hedefin tutturulması için emisyonda yılda yüzde 7.6 oranında düşüş gerçekleştirmek gerekiyor.
Durumun ne kadar acil olduğunu Dünya Meteoroloji Örgütü WMO’nun dün açıkladığı Küresel İklim Durumu 2019 Raporu ortaya koyuyor.
Rapora göre, 2019 yılı en sıcak ikinci ya da üçüncü yıl olarak tarihe geçecek.
Yapımı yeni tamamlanan Nest Kongre ve Fuar Merkezi’nden ilk izlenimim şu:
Salon çoğunlukla koyu takım elbiseli erkeklerle dolu.
Bundan Antalya’daki otel sahipleri arasında tek tük istisnalar dışında pek az kadın olduğunu çıkartabilirsiniz.
Sabahtan saat 17.00’ye kadar kongreyi yan yana izlediğimiz, eski dost Lykia Grup Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Silahtaroğlu bu kadınlardan biri.
35. yılını kutlayan, 517 üyeli AKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Yağcı, halen 15 milyon turist ağırlayan Antalya’nın 2023 yılı için 20 milyonu hedeflediğini söylüyor.
Yağcı’nın Antalya ve tüm turizm için vurguladığı şu noktalar önemli:
· 2 yıldan beri yakalamaya çalışılan “sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme” trendi henüz tamamlanmadı.
· Thomas Cook gibi köklü bir şirketin iflasının tetiklediği durum başta olmak üzere dünya turizminde yeni dengeler oluşuyor.
“Şehirler için Düşük Karbon Yetmez, artık Sıfır Karbon Zamanı”.
2002 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteren WRİ’in (Dünya Kaynakları Enstitüsü) Direktörü Dr. Güneş Cansız’ın açılış konuşmasında vurguladığı gibi dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşıyor.
Dr. Güneş Cansız
Şehirlerde yaşayanların dünya ortalaması yüzde 54,3.
Türkiye’de bu oran yüzde74,4, Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 76,4.
Bu oranları özellikle veriyorum zira şehirler ekonomik faaliyetlerin olduğu kadar karbon emisyonlarının kaynağı.
İklim değişikliğini giderek daha fazla konuşurken şehirlerin dünyamızın geleceği için belirleyici olduklarını aklımızın bir köşesinde tutalım.
TÜSİAD, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ve Global Compact Türkiye plastik ile mücadeleyi hızlandırmak için hafta ortasında “İş Dünyası Plastik Girişimi” ni duyurdular.
UNDP’nin de desteklediği, İstanbul’daki “Sürdürülebilir Yaşam Festivali 2019” aynı günlerde düzenlendi.
Dünyanın farklı ülkelerinden iklim değişikliği, sosyal girişimcilik, yerel kalkınma, sürdürülebilir tarım, çocuk işçiliği gibi konulara eğilen filmleri izlemek için son tarih bugün.
Ayrı bir yazıda ele alacağım WRI Sürdürülebilir Şehirler Sempozyumu’nda Avrupa’da bazı şehirlerin “Sıfır Karbon” hedefine ulaşmak için neler yaptıklarını dinledik.
16. İstanbul Bienali’nin Pasifik Okyanusu’nun dibinde plastik yığınını referans almasından sonra duyurulan “İş Dünyası Plastik Girişimi” denizlerimizde alarm zillerinin çaldığı bir döneme rast geliyor.
Zira Greenpeace Türkiye geçtiğimiz ayın sonunda açıkladığı “Türkiye’deki Deniz Canlılarında Mikroplastik Kirliliği” Raporunda Marmara, Ege ve Akdeniz’deki plastik kirliliğine dikkat çekmişti.
TEK KULLANIMLIK PLASTİKLER BALIKLARDA
Rapora göre, Türkiye’de incelenen barbun, istavrit, tekir, kefal gibi balıkların
Geçen gün İstanbul Kongre Merkezi’nde İstanbul Turizm Platformu’nun tanıtım toplantısındaydım.
Turizm sektöründen pek çok tanıdık ismin, meslek odasını, sanat ve kültür kurumunu ve gastronomi dünyasını bir araya getiren toplantıda İstanbul turizmi masaya yatırıldı, platformun neyi amaçladığı konuşuldu.
Platformun koordinatörü eski Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı.
Taşbaşı, platform için çeşitli turizmle ilgili derneklerden, meslek odalarından, sanat-kültür kurumlarından, akademiden bir havuz oluşturduklarını ve ağustos ayında çalışmaya başladıklarını söylüyor.
Platformun ilk önceliği Acil Eylem Planı.
Taşbaşı’ya göre, İstanbul turizmi 2014 yılına göre, gelir ve ziyaretçi profili olarak gerilemiş durumda.
Bugün 14 milyon turisti ağırlayan İstanbul’da yüksek gelirli turistlerin yerini son yıllarda orta ve düşük gelirli turistler almış.
2013- 2014 yılında İstanbul kongre turizminde dünyada yedinci sırada iken bugün kongre turizminin adı bile yok.