Emekli dediğime bakmayın siz.
Alaçatı’daki butik oteli işletmesinin yanı sıra, Nohutalan Köyü’ndeki Köstem Organik Zeytin Çiftliği ve Urla’daki Köstem Zeytinyağı Müzesi arasında her gün mekik dokuyor.
Müze, Güler Köstem’in eşi, İzmir’in önde gelen spor yaralanmaları ve diz cerrahisi uzmanı ortopedist Doç. Dr. Levent Köstem’in hayali imiş.
2002 yılında müze zeytinyağı müzesi kurmak fikriyle yola çıkan Levent Köstem, Klazomenai antik şehrindeki işliğe yıllarca emek vermiş araştırmacı, sanat tarihçisi Ali Ertan İplikçi’nin desteğiyle 2017 yılı, kasım ayında Köstem Zeytinyağı Müzesi’ni ziyaretçilere açmış.
Güler Köstem
Yaklaşık 15 yılda tamamlanan, Urla, Uzunkuyu köyündeki müzede Dr. Levent Köstem ile sohbet ediyoruz.
Toplam 20 bin metrekarelik bir alan içerisinde yer alan müzenin kapalı alanı 6 bin 150 metrekare.
Ot festivallerinden sonra popülaritesi tavan yapmış.
Yerli, yabancı turistler ve çevreden gelen günü birlikçilerle dar sokaklarında kimi zaman yürümek bile zor.
Kalabalıktan, müzikleri sokaklara taşan bar ve lokantalardan, butiklerin albenisinden Alaçatı’nın benzersiz tarihi dokusunu, köklü geçmişini gözden kaçırmanız işten bile değil.
Oysa Alaçatı Turizm Derneği’nin sitesinden okuyabileceğiniz gibi Alaçatı’nın tarihi antik çağlara kadar uzanıyor.
İyonya’nın tam merkezinde ve antik çağlarda adı Agrilia.
1566 yılında Osmanlıların Sakız Adası’nı fethetmesi öncesi Cenevizlilerin yönetimi altında şarapçılığı ön plana çıkan Anadolu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri.
1830’lara gelince yörenin güçlü kişisi olan Hacı Memiş Ağa, bataklık bölgenin ıslahı için Sakız Adası’nın Rum nüfusunu davet etmiş.
Alaçatı
Ortadoğu, Afrika ve Güney Amerika ile de yeni ticari ilişkileri de hedefleyen projeyle ilgili Çin’in başkenti Beijing’deki üç günlük zirve dün sona erdi.
İki yıl önce ilki yapılan zirvenin tam adı “Kuşak ve Yol İşbirliği Forumu”.
Bildiğim kadarıyla, Rusya lideri Vladimir Putin dahil 37 liderin katıldığı zirveye Türkiye’den sadece Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan katıldı.
Kuşak ve Yol İşbirliği Forumu kapsamında işletmeciler konferansına katılan Garanti Bankası’nın Şanghay temsilcisi Noyan Rona, Türkiye’nin projenin güzergâhındaki önemli bir ülke olarak Kuşak ve Yol’un hayata geçmesinde aktif bir şekilde katılması gerektiğini söylemiş.
Mahallede, Venedik Sarayı, İtalyan Büyükelçiliği, Fransız Sarayı’nın yanı sıra pek çok tarihi bina da var.
Mahalleyi ziyaretimizde, Venedik Sarayı’nın çaprazındaki Tomtom Gardens’ta Krea Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal tarafından ağırlanmıştık.
Kodal, 400 milyon liralık bir yatırımla, terkedilmiş, çoğu harabe binaların, tarihi dokularına sadık kalınarak yenilenmeleriyle ilgili projelerini anlatmıştı.
Tomtom Gardens, Tomtom Kırmızı, Tomtom Corners işte o binalara yeniden hayat veren projeler.
Hakan Kodal “Tomtom Designhood çatısı altında mahalle bir tasarım mahallesine dönüşmek üzere. Sadece tasarım değil tüm yaratıcı endüstrilerin adresi haline gelecek Tomtom” demişti.
Tomtom Mahallesindeki kırmızı bina eski Avusturya-Macaristan Okulu
Tomtom Desinghood’
Avluda çadırların altına kurulmuş geniş masalarda kadınlar renga^renk taşları, boncukları kumaşlara işliyorlar.Burası GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) çatısı altında 1995 yılından beri açılmaya başlanan ÇATOM’lardan (Çok Amaçlı Toplum Merkezleri)biri.
Kuruluşlarının başından beri izlediğim ve hatta Kilis’teki bu konakta tam 19 yıl önce ziyaret ettiğim ÇATOM’lar nedir?
GAP İdaresi’nin 1992-1994 yılları arasında devreye soktuğu Sosyal Eylem Planı’nın en önemli ayağı.
Kısaca özetlemek gerekirse GAP bölgesinde, sürdürülebilir kalkınma için kadının ekonomik ve sosyal hayata katılımını destekleyen bir oluşum.
9 ili(Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) kapsayan GAP bölgesinde 48 ÇATOM faaliyet gösteriyor.
En sonuncusu Suriye’nin Azez ilinde kurulmuş.
ÇATOM’lar şimdiye kadar 1 milyonun üzerinde kadına ulaşmış.
İKSV’nin çoğu sanatçıların elinden çıkmış hediyelik eşya satan dükkânının yerine farklı etkinlik ve atölye çalışmalarının yapıldığı bir alan göreceksiniz.
Mekân şeffaf, modern ve minimalist.
Tam adı İKSV Alt Kat: Öğrenme ve Etkileşim Alanı.
İstanbul Kalkınma Ajansı’nın mali desteğiyle hayata geçmiş.
İKSV Alt Kat’ta Boğaziçi Üniversitesi’nin işbirliğiyle yıl boyunca farklı disiplinlerde sanat-kültür etkinlikleri yapacak, atölyeler düzenlenecek.
Sanat-kültüre erişimi sınırlı gruplara erişmek için çeşitli projeler üretecek.
İKSV Alt Kat Yöneticisi Elif Obdan Gürkan sohbetimizde “İKSV’nin en önemli hedeflerinden biri sanat ve kültüre erişimi arttırmak” diyor.
“Kültür politikalarıyla ilgili raporlarımız, öğrencilere yönelik İKSV Kültür Sanat Kart’ı hep bu hedefe yönelik çalışmalar”
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Faruk Eczacıbaşı ve ekibiyle birlikte okulun bahçesine adımımızı attığımız anda, yanakları kış ayazında kızarmış kızlı erkekli öğrenciler etrafımızı sarıyor.
Benzer bir sahneyi bundan tam 11 yıl önce Sivas’ın Ulaş ilçesindeki okulda yaşadığımı hatırlıyorum.
O dönemde Yatılı Bölge Ortaokulları’nın (YBO) adı Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) idi.
Eczacıbaşı Hijyen Projesi kapsamında Sivas, Ulaş’a yaptığımız ziyarette bizimle birlikte Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı ve Sevgili Türkan Saylan vardı.
Faruk Eczacıbaşı ödüllü öğrencilerle
Çünkü o zaman
Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın 23 yıldan beri Ericsson Türkiye’de çalışıyor.
İTÜ’de Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aynı üniversitede Telekomünikasyon Mühendisliği yüksek lisans programını tamamlayan Işıl Yalçın uzun yıllar sahada çalışmış bir isim.
Şirketin Santral Kurulum Müdürlüğü’nde 15 yıl görev yapmış.
Ardından Ericsson Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Radyo Erişim Ağı Başkan Yardımcılığını üstlenmiş.
2012 yılında Ericsson Kuzey Doğu Afrika ülkelerinden sorumlu Genel Müdürü olarak hizmet vermiş.
3,5 yıl Kahire’de ikamet ederek şirketin Mısır, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Somali ve Kuzey ile Güney Sudan’daki operasyonlarını yönetmiş.
Bu arada evli ve iki çocuklu olduğunu söylemeyi unuttum.
Üç buçuk yıl boyunca