Kal-Der yani Türkiye Kalite Derneği’nin bugünkü Financial Times’a verdiği bir ilan var.Bugün yani Lüksemburg’daki sancılı saatlerin ertesi günü gazeteyi satın alanlar şöyle İngilizce bir cümleyle karşılaşacaklar:
İlanın altındaki imzalar ise Avrupa Kalite Ödülü’nü almış şirketler.Brisa, Beksa, Beko, Arçelik, Vitra, Bosch, Kocaeli Sanayi Odası, ECA, SKF.İlanda Türkiye’nin ‘Avrupa Kalite Ödülü’nü en fazla kazanan iki ülkeden biri olduğu hatırlatılıyor.‘Care’ sözcüğününçifte anlamı var ki, bence 4 Ekim sabahına pek uygun düşmüş.Yani bu cümle hem ‘Avrupa’ya kim takar’, hem de ‘Avrupa’ya kim bakar’ anlamında.Birinci anlamını şöyle açıklamak mümkün:‘Türkiye’nin Avrupa standartlarına ulaşmış hatta geçmiş şirketleri var. Avrupa Birliği üyeliği olsa da olmasa da Türk şirketleri dünyada adlarını duyurmaya ve yol almaya devam edecek...’İkinciden ise ‘Avrupa’nın standartlarını yükseltmesi için en fazla Türk şirketleri gayret gösteriyor. Avrupa’nın geleceğine en fazla Türk şirketleri ihtimam gösteriyor’ anlamını çıkartmak mümkün.Kal-Der’i bu isabetli ilan nedeniyle kutlamak gerek. Avrupa’ya en iyi mesajı verdi.Bir Avusturya’ya bakın bir de Çek Cumhuriyeti’neİYİ kiTürkiye’nin sonuna kadar yanında olan ülkeler var.Avusturya’nın inatçı tutumunun yanında Çek Cumhuriyeti gibi AB’ye yeni üye olmuş ülkelerin desteği ne kadar anlamlı.Yeni üye ülkeler eskilerine oranla, Avrupa’nın geleceğinde Türkiye’nin önemli bir rol üstleneceğine daha fazla inanmış durumdalar.Martin Jahn, Çek Cumhuriyeti’nin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı.TÜGİAD Başkanı Murat Saraylı’nın davetlisi olarak iki-üç günlüğüne Türkiye’deydi.Ankara’daki temaslarından sonra cumartesi günü İstanbul’da buluştuk.Martin Jahn, Çek Cumhuriyeti’ne yabancı yatırım çeken ajansın başındaydı.Başarılı olunca başbakanın ricası üzerine hükümete geçmiş.Çek Cumhuriyeti’ne 1993 yılından bu yana 60 milyar dolarlık yabancı sermaye girmiş.Bunda Martin Jahn’ın payı büyük.Yabancıları çekmeyi nasıl başarmış?‘Bürokrasiyi azalttık. Hukuki reformları gerçekleştirdik’ diyor.Çek Cumhuriyeti’nin bir başarısı da turizmde.Transitlerle dahil ülkeyi ziyaret edenler yılda 80 milyon kişi.Diğer bir başarısı otomotivde.Yılda 800 bin araba üretiyor.Önümüzdeki 2 yılda 1 milyona ulaşmayı hedefliyor.Çek Cumhuriyeti AB’nin yeni üyelerindenolduğu içinmüzakere deneyimi çok yeni.‘Türkiye’ye müzakere süreci için ne öneriyorsunuz’ soruma Jahn şu yanıtı veriyor:‘Müzakereler bir öğrenme süreci. AB’nin yasalarını öğrenme süreci bu. Sabırlı olun. Fazla aceleci olmamakta yarar var.’Martin Jahn, Türkiye’nin Avrupa’yı ABD, Çin karşısında güçlendireceğine inanıyor. ‘Avrupa’nın İslam kültürünü anlamasına yardımcı olarak Türkiye’nin üyeliği’ diyor.15 yılda Avrupa’nın değişeceğini ve bunda Türkiye’nin büyük katkısı olacağını söylüyor. Ankara’da Babacan ile görüşmesinde şunu tavsiye etmiş:‘Karşılıklı güven şart. Güçlü bir ekip oluşturun. En önemlisi Brüksel’de tüm üye ülkelerin temsilcileriyle güçlü ilişkiler kurun. Bu lobicilikten de önemli...’İsveç Feminist İnisiyatifi’nin sözcüsü bir TürkİSVEÇ kadın hakları konusunda hayli yol almış.Parlamentodaki kadın milletvekili oranında diğer Avrupa ülkelerinin hayli önünde.349 milletvekilinin yüzde 45’i kadın.İsveç, erkeğe ‘mecburi’ doğum izni veren nadir ülkelerden.Ancak yine bunun yeterli olmadığını, İsveçli kadının erkekle her alanda eşit düzeyde olması gerektiğini düşünenler var.Böyle düşünenler geçtiğimiz nisan ayında ‘Feminist İnisiyatif’ hareketini oluşturdular.‘Feminist İnisiyatif’ 2 bin üyeye ulaşmış.Hedefi 17 Eylül 2006 tarihinde yapılacak seçimlerde parlamentoya 16 milletvekili sokmak.‘Feminist İnisiyatifi’in üç sözcüsünden biri Türk: Devrim Mavi.Genç kadın Kommunalarbetaren Dergisi için çalışıyor.Dün gazeteye ziyaretime gelen Devrim Mavi’ye neden böyle bir harekete ihtiyaç duyduklarını sordum.‘Parlamentoda yüzde 45 oranında kadın olması kadın sorunlarına çözüm getirmiyor. Çözüm ancak feminist bir partinin parlamentoya girmesiyle gelecek...’Kadın haklarının bayraktarlığını yaptığını bildiğimiz İsveç’te sorunlar nedir?En büyük sorun kadın-erkek ücretlerindeki fark.İsveç’te kadınların maaşı erkeklerin maaşından yüzde 18 oranında düşük.Ayrıca büyük şirketlerin yönetimlerinde, yerel yönetimlerde sayıları fazla değil.Kadına şiddet sorun olmaya devam ediyor.Devrim Mavi diyor ki: ‘Ne kadar tuhaf gelse de İsveç’te de ataerkil düzen mevcut. Feminist İnisiyatif için kadının erkekle her alanda eşit düzeyde olması bir insan hakları meselesi’...İşte buyrun...İsveç’te kadın hakları için mücadele eden ‘Feminist İnisiyatif’in sözcüsü 30 yaşlarında, Türk bir genç kadın.2006 yılı, eylül ayında ise büyük bir olasılıkla parlamentoya girecek.4 Ekim sabahı, Avrupa geleceğimize daha umutlu bakmak için iyi bir haber değil mi?