Sokaklarda da, televizyonlarda da daha fazla Obama konuşuldu.
Örneğin, Gül ile Obama’nın ortak açıklamasına Çırağan Sarayı’ndaki Rasmussen’in açıklaması denk düşünce ekranlarda öncelik Ankara’ya verildi.
ABD Başkanı Obama’nın dün TBMM’deki konuşmasına gelirsek...
Obama’yı dinlemeden tam 10 yıl önce, 1999 yılının kasım ayında Başkan Clinton’ın yine TBMM’de yapmış olduğu konuşmasını okudum.
Bill Clinton’ın ziyareti farklı koşullarda gerçekleşmişti.
11 Eylül saldırısından önce her şey farklıydı.
Ziyaretin atmosferi bugüne göre, çok daha az gergindi.
Öyle ki 10 yıl önceki ziyaret sırasında, Demokrat Parti’ye yakınlığı ile bilinen bir Türk işadamının evinde Clinton’ın meclisteki konuşmasını kaleme alan Ted Widler ile karşılaşma fırsatını bulmuştum.
YÜZYILI ŞEKİLLENDİRECEK
Bugün Obama’nın konuşmasının kimin tarafından kaleme alınmış olduğunu bilmiyorum.
Clinton’ın o tarihi konuşması hatırlıyorum, Meclis’te yaklaşık 10 kere alkışlanmıştı.
Demokrat Partili iki başkanın konuşmalarını kıyaslamak gerekirse, her ikisinde de "Atatürk’ün laik ve demokratik mirası" vurgusu var.
Türkiye’nin önemini Clinton şu sözlerle dile getirmiş:
"20. yüzyılı anlamak için Türkiye bir anahtar. Türkiye’nin geleceği, önümüzdeki bin yılın ilk yüzyılının şekillenmesinde önemli rol oynayacak."
Obama ise "Türkiye’nin büyüklüğü her şeyin ortasında olmasından kaynaklanıyor. Doğu ile Batı’nın birleştiği yerde. Ülkeyi farklı yönlere çekmek isteyenler var" diyor.
Farklı yönlere çekilme meselesi, örneğin Clinton’ın hiç üzerinde durmadığı bir konu.
ABD’nin uzun bir değişim sürecinden kölelik utançı taşıdığı her iki başkanın konuşmasında da var.
Ama Obama Ermeni meselesiyle bağlantılı olarak her ülkenin geçmişinde sancılı dönemler olduğunun altını daha fazla çiziyor.
AVRUPA BİRLİĞİ’Nİ DESTEKLİYORUZ
Clinton gibi Obama da, Meclis’teki konuşmasında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediğini söylüyor.
Ama haksızlık yapmayalım.
2004 yılında, Galatasaray Üniversitesi’nin bahçesinde konuşan Başkan Bush da, Avrupa Birliği üyeliğinin üzerinde durmuştu.
Bu arada Obama, ABD’deki başarılı Türklere değinirken, Bush gibi ABD’de oynayan Türk basketbolcu Mehmet Okur’un adını veriyor.
Amerikalı başkanların konuşmalarını kaleme alanların bir önceki konuşmaları gözden geçirdiklerine hiç kuşku yok.
Obama’nın konuşmasının içerik olarak Clinton’ın konuşmasından daha zengin olduğunu söyleyebilirim.
Ancak bu, sanırım dünyanın 10 yıl öncesine göre çok daha "sorunlu" olmasından, çok daha sancılı bir dönemden geçmesinden kaynaklanıyor.
Zaten Obama’nın konuşmasında geçen hafta Londra’daki G-20 Zirvesi’nin de etkileri fazlasıyla yansımış.
Medeniyetler İttifakı’nda iş dünyasından Ümit Boyner
ÇIRAĞAN Sarayı’nı ilk kez bu kadar değişmiş gördüm dün sabah.
Medeniyetler İttifakı’nın 2’nci Forumu nedeniyle, sarayın bahçesinde kondurulan medya çadırları liderlerin deniz manzaralarını olumsuz etkilemiş olmalı.
Forumun birincisi yaklaşık bir yıl önce Madrid’de yapılmış.
İstanbul’daki ikincisinin programına bakınca şu anlaşılıyor:
Medeniyetler İttifakı denen şey sadece dinler arası diyalogla sınırlı değil kesinlikle.
Gençlerin farklı kültürler konusunda eğitilmelerini, göçmenlerin entegrasyonunu, kentlerin kültürel çeşitliliği nasıl ele alacakları gibi konuları da kapsıyor.
Bu sabah yer alacak çalıştaylardan biri de, "Çokkültürlü Ortamda İş Yapma" başlığını taşıyor.
Çalıştay BM Küresel İlkeler Sözleşmesi Ofisi tarafından düzenlenmiş.
Küreselleşmenin sonucu olarak şirketlerin karşı karşıya kaldıkları kültürlerarası zorlukların ve fırsatların ele alınacağı çalıştayda Türkiye’den bir isim var:
Boyner Holding Yönetim Kurulu üyesi ve TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ümit Boyner.
10 yıl sonra yine IMF
BAŞKAN Clinton’ın TBMM’deki 10 yıl önce yaptığı konuşmayı dün bir kez daha okurken ilginç bir ayrıntıya gözüm takıldı.
Clinton şöyle diyor:
"Sağlam bir bütçe geçirebilirseniz bu ekonominizi güçlendirir. Ayrıca ABD’nin desteklediği IMF anlaşması beklentisinde önemli bir ilerleme sağlar..."
Demek ki, Clinton o tarihlerde Türkiye’yi ziyaret ettiğinde yine bir IMF anlaşması söz konusuymuş.
10 yıl sonra bu kez Başkan Obama’nın Türkiye’yi ziyaret ettiği günlerde yine bir IMF anlaşmasının arifesindeyiz.
Başkan Obama’yı, eşiyle birlikte Ankara’da karşılayan Devlet Başkanı Mehmet Şimşek IMF ile 3 yıllık bir anlaşmanın en kısa zamanda yapılacağını açıklamış durumda.
Clinton, Bush, Obama...
ABD başkanları iktidara gelir, gider ama Türkiye’nin IMF görüşmeleri, anlaşmaları hep sürer.