Bir düzine Montrachet

Burgonya’da köylerin tanınmış bağlarla isimlendirilmeleri âdet ama adı bile paylaşılamayan tek bağ Montrachet.

Bir rekoltede ancak 2 bin 500 kasa şarap verebilen sekiz hektarlık bu bağın tam 18 sahibi var. Bir kısmı üzümlerini kendi şarabı için saklarken bir kısmı da astronomik fiyatlara satıyor.

Geçtiğimiz hafta kelimenin modern anlamıyla gerçek bir Bacchanalia gecesine davetliydim. Bundan tam 2 bin 500 yıl önce Roma’nın şarap tanrısı Bakus adına düzenlenen bu ahlaksız toplantıların ortaya çıkış sebebi olan şaraba gece boyu tapılırmış. Su gibi akan şarabın etkisiyle ilerleyen saatlerde ortalık karışırmış. Biz o gece bu aşırılığın ilk kısmının dışına çıkmadan efendice, şaraba dair toplantıların bir benzerini gerçekleştirdik.

Uluorta yerde birini dahi içtiğimden bahsetmekten kaçınacağım bir düzine günah yüklü şarabı on kişi, altı saat boyu sindire sindire enfes yemekler eşliğinde yudumladık. Dört şişe aperatif şampanya ile finaldeki iki şişe d’Yquem ise cabasıydı. Çoğu özel tadım yemeğinde temayı şarap bölgeleri, rekolteler veya üreticiler belirler. Nadiren, tek bir bağın şarapları incelenir. Bu bağ masalsı Montrachet olunca iş değişir...

Burgonya bölgesi Fransa’nın toplam şarap üretiminin sadece yüzde 3 kadar bir kısmını teşkil ediyor. Bu küçücük ölçek içerisinde bundan yüzlerce yıl önce keşişler tarafından sınıflandırılmaya başlanan tam 32 adet Grand Cru, yani diğer bağlara kıyasla üstünlükleri kanıtlanmış ayrıcalıklı teruar var. Bazılarının bir alt sınıfın en iyi bağları kadar özel olmadığı tartışılsa da bu Montrachet için asla geçerli değil...

Bonkör bir rekoltede bile ancak 2 bin 500 kasa kadar şarap verebilen sekiz hektarlık bu bağın tam 18 sahibi var. Tek sahipli Lafite Rothschild her yıl bunun tam on katından fazla şarap üretiyor. Bu yüzden her Montrachet asması sayılı. Napolyon’un miras kanunları sağolsun kimileri sadece sekiz asmayla yetinmek durumunda. Bir kısmı üzümlerini kendi şarabı için saklarken bir kısmı da astronomik fiyatlara satıyor.
Gruptaki herkes şarap delisi olsa da aramızda milyarderler olmadığından Romanée-Conti, Ramonet, Leflaive ve Lafon gibi Montrachet’si el yakan, çoğu şarapseverin kolay kolay ulaşamayacağı örnekler yoktu. Yine de masaya ederi on bin doları aşan görkemli bir grup Montrachet getirebildik. En yaşlısı yirmisinde olsa da her bir şişenin problemsiz çıkması eşi bulunmaz, Montrachet’ye yakışır bir mucizeydi.

SICAK YILIN YUMUŞAKLIĞI

Montrachet adı o denli kıymetli ki bağı eşit olarak paylaşan Puligny ve Chassagne köyleri 1879 yılında adlarına bu sözcüğü ekletmişler. Burgonya’da köylerin en tanınmış Grand Cru bağlarıyla isimlendirilmeleri âdet ama adı bile paylaşılamayan tek bağ Montrachet. Komşuları ise adlarında bu şöhretten nasibini alıyor; Chevalier-Montrachet, Bienvenues-Bâtard-Montrachet ve Criots-Bâtard-Montrachet.

Chassagne sınırlarında kalan kısmından yapılan şaraplar maskülen yapılı olduklarından bağın bu parseline Le Montrachet, daha zarif ve feminen şaraplar veren Puligny parseline ise Montrachet deniyor. Bir nüans belki ama şeytan ayrıntıda gizli. Biz o gece iki taraftan da eşit sayıda örnek tattık. Marquis de Laguiche ve ailesi 1363 yılından beri en büyük Montrachet parseline sahip. Gecenin en yaşlı şarabı buradandı.

Joseph Drouhin adlı tüccar 1947 yılından beri Marquis de Laguiche parselini anlaşmayla tekeline almış. Bu ortaklığın 1989 rekoltesi halen dipdiriydi. Aynı ismin 1996’sı daha çok gençken 1998’i sıcak bir yıldan olduğunu yumuşaklığıyla belli ediyordu. Bouchard adlı diğer bir ünlü tacirin 1993’ü gecenin en yaşlı şarabı izlenimi verse de asla geçkin değildi, 1999’u ise potansiyelini fısıldayan bir devdi.

DÜNYANIN EN İYİ BEYAZ BAĞI

Remoissenet’den bir üçleme de 1995 ve 1996 muhteşemlerdi ve 1997’yi gölgede bıraktılar. Etienne Sauzet, Michel Colin-Deléğer ve Simon Bize gibi isimlerden örnekler de enfesti. Özetle her bir şarap rüya gibiydi. Bağın farklı yıllardan farklı yorumlarını incelemek bir ayrıcalıktı. Ortak payda ise Montrachet’yi dünyanın en iyi beyaz bağı yapan engin kudretle dans eden zarafeti buluşturan kusursuz dengeleriydi.

Şampanyalar arasında 1996 Dom Pérignon, Yquem’lerden ise 1997 rekoltesi kalıcı iz bıraksa da başrolleri üstlenen bir düzine Montrachet eşsiz bir deneyim sunuyordu. Bize bu gece için evini açan dostumuz bir şef ve ekibiyle anlaşıp nefis de bir eşleşme mönüsü hazırlatmıştı. Şampanya ile istiridye tabağı, Montrachet’ler ile ıstakozlu mısır çorbası, yengeç salatası ve dana scaloppine, Yquem’lerle foie gras, üstüne de çarkıfelek meyvesi ve hindistancevizli kek unutulmaz bir Bacchanalia için ideal seçeneklerdi.
Yazarın Tüm Yazıları