Paylaş
Yaz geliyor! Uzun bir kış, iç sıkıcı gri havalar, yerden kalkmayan kar, ardı arkası kesilmeyen yağmurlar... Nihayet güneş yüzünü gösterdi... Bugün Hıdrellez. Dün gece toplandık Olcay’ın evinde, dileklerimizi yazdık kağıtlara, çizdik resimleri, bağladık kırmızı kurdeleleri, gömdük gül ağacının dibine. Sabah gün ağarırken de almak lazımış ağacın dibinden. Ben ve Arzu uyuyunca bu görevi Olcay üstlendi. Dileklerin yazılı olduğu kağıtları suya atma görevi de bana kaldı. Bu hafta hepsini Boğazın en akıntılı yeri Arnavutköy’e atacağım.Ümit ediyorum ki,yazılar suda silinirken başta sağlık olmak üzere herkesin tum dilekleri gerçekleşsin. Bu tip adetlere bayılıyorum. Hadi bakalım bu vesileyle de de ne zamandır üzerimize çöken rehavetten, acı haberlerden, krizlerden, depresyondan uzaklaşırız.
Yaz için öneriler
Bu yaz için biraz kendimize dönelim, biraz içerden, biraz dışardan kendimize yatırım yapalım dedim. Kısa bir araştırma yaptım, eşe dosta sordum, vitrin dolaştım... Hatta geçen hafta Istanbul’da biraz soluklanmak için yaptığım sosyal aktiviteler sonucunda, size birkaç öneri ile geldim!
Pembenin hakimiyeti!
Bir kere şunu söyleyeyim, güneş yüzünü gösterir göstermez, dolup taşan istanbul sokaklarında şeker pembesi hakim olmuş. Herkesin üzerinde mutlaka bir pembe var. En dikkat çekenler Chanel ve Miu Miu’nun pembe-pudra arası soft renklerde ürettiği gözlükler. Bir akşamüzeri Nur’la Istinye Park’ta buluştuk ve baktım onda da bu gözlüklerden. Hem de kenarları incili. Dedim tamam, bu yazın gözlük modası budur! Dikkat ettim, o gün üç kadından birinin gözünde bu tatlı pembe gözlüklerden vardı. Pembe gözlükleri kombinlemek için mi bu yazın en öne çıkan rengi olduğu için mi bilemem, pembe bir minik eşarp, kemer ya da pembe oje mutlaka kadınların olmazsa olmazı olmuş bu yaz.
Belgin Doruk mayoları
Biliyorsunuz son yıllarda geriye dönüş eskiye özlem, modacıların en önemli esin kaynağı... Bu yaz hem dergilerde hem vitrinlerde gördüğüm üzere, belirgin bir retro çılgınlığı yine hakim. Özellikle tahtalı, iri boncuklu kolyeler, bilekten katlamalı vatkalı ince ceketler, danteller... Bir de ne dikkatimi çekti? Retro mayolar! Evet evet 60’lı, 70’li yıllardan gözünüzün önüne siyah beyaz film karelerini getirin. Tarabya Plajında güneşlenen Belgin Doruk misali yüksek belli bikini altları, büstiyer, kalça ve kasıkları saran mayolarla geçmişe yolculuk başlıyor! Paul Smith’den Zeki Triko’ya her zevke ve bütçeye göre mayo bikini alışverişinin çeşitler tükenmeden tam zamanı.
Rafya ve rugan birarada
Bu sene bahar ve yaz aylarının vazgeçilmezi babetler elbette yine çok revaçta! Chanel’de Mango’da hem fiyat hem model anlamında geniş seçenekler var. Özellikle de rafya ve rugan karıştırılarak farklı modeller yakalanmış. Çingene pembesinden siyaha, mercan renginden maviye kadar seçin beğenin alın! Deri, süet ve rafyanın birleşimi, klasikten uzaklaşıp, egzotik ve bir o kadar da renkli bir bahar ayaklarımızı bekliyor!
Hürrem küpeleri
Açılışlardan davetlere, ödül törenlerinden galalara kadar hemen hemen her organizasyonda dikkatimi çekti. Bu harem etkisi bu kış olduğu gibi, yazın da devam edeceğe benziyor. Tabii bu asil mücevherleri takmak için illa açılışa, davete gidiyor olmanız gerekmiyor! Istanbullu’lar jean üzerine beyaz tiril tiril bir tshirt giyip, kulaklarına da 10 metre öteden dikkatleri çeken bu aksesuar ile tamamlıyorlar şıklıklarını! Nişantaşında gündüz vakti kocaman elmas,zümrüt küpelerle Hürrem gibi dolaşanları çok fazla görüyorum. Ama yine söylüyorum spor kıyafetlerle kombinleyerek. Aslında çok da hoş ve asil duruyor. Kafkas ve Boybeyi en başarıliları ama Yargıcı, Accsessorize ve Mango’da da pekala bu mücevher etkisini yaratacak kolyelere, küpelere çok daha uygun fiyatlarla ulaşabilirsiniz. Büyükannemden kalma küpelerimi takarım diyorsanız o başka!
Cildimiz en büyük hazinemiz...
Başlık reklam sloganı gibi oldu ama evet hakikaten öyle, cildimiz en önemli hazinemiz. Özellikle güneşin bu kadar fazla tenimizle buluştuğu bahar ve yaz aylarında ona çok çok iyi bakmalıyız. Geçen hafta istanbul’da saçıma fön çektirirken, kuaför söyledi. Argan yağı ister misiniz diye... O da ne dedim. Meğer bu aralar herkeste bir Argan Yağı sevdasıdır gidiyormuş. Yalnızca Fas’ta yetişen bir bitki ve yağı her şeye iyi geliyor. Kuru saçınızın nemlenmesi ve parlamasına, cildinizin ışıl ışıl sedef gibi olmasına, ellerinizin dirseklerinizin hatta topuklarınızın bile yumaşacık olmasına! Üstelik fiyatı da çok makul ve bütün aktarlarda var! Hemen aldım bir minik şişe. Henüz denemedim ama dener denemez etkisinden size de bahsedeceğim. Yine ne varsa doğa da var!
Paylaş