EVDEKİ film arşivimi düzenlerken bir baktım ‘Çikolata’. Seneler önce seyrettiğim ve hayal meyal hatırladığım bu filmi tekrar karşımda görünce pek keyiflendim.
Hemen gömüldüm koltuğa, bastım play tuşuna! Fransa’nın minicik bir kasabasında açtığı çikolata dükkanı ile kasaba halkının hayatını değiştiren Juliette Binoche’un çikolatayla dolu hayatını anlatan iştah açıcı bu filme bir kez daha bayıldım. Çikolata tutkumu beni tanıyanlar çok iyi bilir. Öyle ki “Hiçbir şey yemeden yaşarım ama çikolatasız asla” diyecek kadar... Tüm samimiyetimle söylüyorum, bütün kilolarımın sebebi bu çikolata tutkusu! Oğlanlar resmen evdeki çikolataları benden saklıyorlar. Ama ben kendimi bildim bileli böyleyim. Bitter, sütlü, fındıklı hiç fark etmez. Kalorisi yüksek belki ama bir yandan da anti-oksidan etkisi var, önemli bir enerji kaynağı ve en önemlisi mutluluk hormonu endorfini harekete geçiriyor. Bendeki mutluluk sırrı da çikolata sanırım! Tabii bu kadar çikolata düşkünü olunca ve biraz da işim gereği markalar konusunda da bir hayli fikir sahibi oluyorum. Paketli ürünlerde favorilerim; Lindt’in portakallı çikolatası, çocukluğumdan beri bayılarak yediğim Antep fıstıklı Damak ve ballı Toblerone. El yapımı çikolatada da favorim tartışmasız Godiva. Belçika’da doğan, dünyanın en prestijli çikolatacısı olarak tanınan Godiva, 2007 yılında Ülker tarafından satın alındı ve nihayet İstanbul Nişantaşı ve Akmerkez’de açtığı butik mağazalar ile çikolataseverler ile buluştu! Yakında Ankara’ya da açılacakmış diye bazı dedikodular geliyor kulağıma. Hoş, bu habere sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim! Geçen hafta, bir arkadaşım Gold Box’lardan getirmiş bir tane, başladım yemeğe, kavrulmuş fındıklısından bir tane, karamelini ağzımda erite erite yediğim trüften iki tane, hindistan cevizli, kahveli bitter pralinden de alayım biraz derken, Osman’ın denize düşme sahnesinde kutunun hepsi bitmişti!
Ankara’nın yeni çikolata tutkusu
Belçika’nın çikolata markalarıyla yarışacak Ankara markaları da var tabii ki, bayılarak yediğim. Patiswiss’in portakallı çikolatası bir şehir efsanesi haline geldi. Bal bademli Bitter’ine de bayılıyorum. Bu arada geçen gün, genç bir girişimci ile tanıştım. Karum’da açılan bir çikolatacının methini duyuyordum... Gencecik, dünya tatlısı, güler yüzlü bir kız karşıladı beni, sohbet sohbeti açtı ve Larina’nın hikayesinden bahsetti biraz. ODTÜ’de gıda mühendisliği okumuş, ardından yurtdışında gıda pazarlaması üzerine yüksek lisans yapmış. Tabii bu yurtdışı tecrübesi, ona çok şey kazandırmış, oradaki pasta ustalarından, tatlı şeflerinden çok etkilenmiş. Dönmüş gelmiş Türkiye’ye, bunu İstanbul da yapabilecekken, “Yok” demiş, “Ben yaparsam Ankara’da yaparım.” Sıvamış kolları, mis gibi çikolata kokuları arasında Larina Chocolate’ı kurmuş. Belçika’dan gelen hammaddeyi kullanarak el yapımı nefis çikolatalar yapıyor. Ben içi badem ezmeli olana bayıldım. Doğma büyüme Ankaralı Deniz Akyıldız. “Benim bu şehirle ilginç bir bağım var. Ankara’yı nereye gidersem gideyim özlüyorum. Burada yaşayanlar da Belçika’daki o mis gibi, taze, özenle hazırlanmış çikolatalardan yeme şansına sahip olsunlar istiyorum” diyor. Belçika’dan Ankara’ya uzanan bu tatlı yolculuk beni çok etkiledi. Merkezi Çetin Emeç’te, yok orası bana uzak derseniz, Karum’da da şubesi var! Birazcık damak zevkime güveniyorsanız, gidin bir tadına bakın, pişman olmayacaksınız.
Soğuk hava sıcak çikolata
İSTANBUL’a yonulunuz düşerse, mutlaka Kanyon alışveriş merkezinin önündeki, içinde farklı markaların yer aldığı konteyner mağaza Kanyon Box’a da uğrayın! Her ay farklı markalar ürünlerini sergiliyor! Şubat ayının markası MUJI! İstanbul’da en beğendiğim mağazalardan biri. Ev ve ofis için gerekli pek çok ürünü Muji’den alıyorum. Yalın, gerektiği kadar işlevsel, ham maddeden üretim sürecine çevre dostu ve kaliteli ürünler satan Muji, Kanyonbox’ta misafirlerine bir ay boyunca sıcak çikolata ikram edecekmiş, sloganına da bayıldım: “Soğuk Hava, sıcak çikolata.” Çikolata kadar lezzetli, sıcacık bir hafta geçirmeniz dileği ile...