Paylaş
Rotası üzerindeki Yunanistan’ı yerle bir eden, Libya’da en az 6 bin kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin de kaybolduğu felaketin adı ‘Daniel Fırtınası’ idi. Türkiye’yi; Antalya, Mersin ve Adana bölgelerini, burnumuzun dibine kadar gelip son anda teğet geçtiği söylendi. Deprem beklerken fırtına gerçeği ile yüzleşen biri olarak merak ettiğim şu; komşularımızda ağır hasara yol açan bu fırtına ya da bir benzeri sonbahar da veya kışın kapımıza dayanır mı? Benzer yapıdaki hava hareketleri Türkiye için bir tehdit olabilir mi? Ve Libya gibi bir kayıp yaşamamak için ne önlemler alınmalı?
EĞER ÜLKEMİZİ VURSAYDI ÇUKUROVA BÖLGESİ LİBYA GİBİ OLURDU
11-12 Eylül tarihleri için meteoroloji Antalya, Adana ve Mersin’e fırtına uyarısı yapmıştı. Fırtınanın yön değiştireceği de tahmin ediliyordu, öyle de oldu. Peki ya olmasaydı? 70-80 kilometre hızla eserek Libya’da can kayıplarına, Yunanistan’da yıkıma neden olan Daniel Fırtınası ya Türkiye’yi de vursaydı? Bu soruya Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Zaimoğlu şu cevabı veriyor: “Çok şanslıydık, bize uğramadı. Ama bu fırtına bize de uğrasaydı, özellikle de Çukurova Bölgesini vursaydı, Libya’ya benzer kayıp ile karşı karşıya kalırdık. Çünkü fırtınalar için oluşturduğumuz bir altyapımızın olduğunu söylemek çok da mümkün değil. Dolayısıyla bu uyarıyı dikkate alarak bundan sonra fırtınaları da bir afet olarak değerlendirmeli ve buna göre önlemler alınmalı.”
TÜRKİYE’DE KASIRGA OLMAZ AMA ŞİDDETLİ FIRTINA BÜYÜK ZARARLAR VEREBİLİR
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, bunun kasırga mı yoksa fırtına mı olduğu soruma “oh” çektiren bir yanıt veriyor: “Türkiye’de kasırga olmaz.” E, harika haber. “Ama” diyor. Bunca yıllık gazetecilik hayatımda şunu öğrendim ki bir hoca “ama” diyorsa o duruma dikkat kesilmek gerek. Prof. Dr. Ersoy da diyor ki: “Türkiye’de kasırga olmaz AMA şiddetli fırtına pekâlâ olur. Bu da sellere, baskınlara sebebiyet verebilir.” Şöyle devam ediyor: “Öncelikle ‘Daniel’ fırtınasının etkisi şu an yavaşlamış durumda ancak Libya’yı 80-90 kilometre hızla vurdu. 60 kilometreyi geçen, Akdeniz’de görülen şiddetli fırtınalara biz ‘medi-cane’ diyoruz. Kasırga ise Ekvatoral bölgede, 0 ile 30 enlemleri arasında oluyor ve saatte 250 km. hıza çıkabiliyor. Bunlara ABD’de ‘hurri-cane’ Japonya’da ‘tayfun’ deniyor. Fırtınadan çok büyük. Dolayısıyla Ekvatoral bölgede de olmadığımız için Türkiye’de kasırga yani hurricane gibi bir tehlike yok. Ama ‘şiddetli’ fırtına ve onun yol açacağı felaketlerle burun burunayız.”
HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
O felaketlerin ayak seslerini bu yaz, aşırı sıcak ve kuraklık olarak iyice hissettik. Peki ya kış? Bizi neler bekliyor? Türkiye Libya’dakine benzer şiddetli bir fırtına etkisi altına girebilir ve felaketi yaşayabilir mi? Türkiye’de zaten benzer fırtınaların uzun yıllardır görüldüğünü ancak küresel iklim değişikliğinin etkisi ile daha ani, zamansız, aşırı yüklü yağışlar, hortumlar ve fırtınalar, bunlara bağlı olarak da sel baskınlarının daha fazla görülebileceğine özel bir başlık açıyor Prof. Dr. Ersoy ve diyor ki: “Hazırlıklı olmak şart. Biz de fırtına, hortum, yağış konusunda iyi işleyen bir “meteorolojik uyarı” sistemi var ama önlem almakta eksiğiz. Öncelikle devrilebilecek ağaçlar, taşabilecek nehirler, yükselecek deniz ve dalgaların kıyı şeridini basması, suyun şehirden tahliyesi gibi konularda yönetimlerin acilen önlem alması gerekiyor.”
PARAMETRİK SİGORTA YAPILMALI
“Yanı sıra devlet kadar vatandaşın da yapması gerekenler var. Mesela, bizde pek yerleşmedi ama dünyada, tedarik sisteminin kırılmasını önleme amacıyla kurulan ve hayli popüler olan “parametrik sigorta sistemi” mevcut. Bizim gibi doğal afetlere açık olan ülkelerde- devletten zararı karşılamasını beklemek yerine- çiftçiyi, ziraatçıyı maddi- manevi açıdan azami ölçüde rahatlatacak bir sistem bu. Ayrıca Antalya, Mersin, Adana gibi ‘sera’ bölgelerimizde; tıpkı Kızılay’ın yanmayan çadır kullanması gibi- kırılmayan cam, yırtılmayan plastik gibi inovatif malzemeler kullanılması da yerinde olur.”
2009 İSTANBUL ÖRNEĞİ
Prof. Dr. Ersoy’a göre “Daniel Fırtınası” Türkiye’yi vursaydı bile can kaybı Libya’daki kadar büyük olmazdı. Bunu da şöyle açıklıyor: “Kasırga bölgesinde değilsek de “ekstra tropikal siklon” denilen kasırgadan daha düşük ama yine de etkili bir sistem altındayız. Bu bir gerçek. Antalya Körfezi özellikle fırtına ve hortumların sık yaşandığı bir bölge. Ancak Libya’da ölü sayısı ve yıkımın bu kadar fazla olmasının bir sebebi de fırtınaya bağlı, iki barajın yıkılması ve yaşanan su baskınları/ taşmalarıdır. Hatırlarsanız 2009’da İstanbul’da aşırı yağış, Ayamama Deresi’nin taşmasına ve Basın Ekspres yolundaki araç, servis ve belediye otobüslerinin sular altında kalmasına neden olmuştu. Bazı vatandaşlarımız servis içinde kurtarılmayı beklerken, bazıları park ettikleri araç içinde hayatını kaybetmişti. Libya’nın yaşadığı da buna benziyor. Buradan çıkarılabilecek en önemli ders ise çarpık kentleşmeyi bitirmektir.”
Paylaş