Paylaş
İŞVEREN İKİ KATI ÖNLEM ALMAK ZORUNDA
Premium OSGB firma sahibi-İş güvenliği uzmanı Nurbanu Yılmaz, işverenlerin bu süreçte iki katı önlem almasının zorunlu olduğunu hatırlatıyor. Aksi halde işverene 6331 sayılı kanun gereği yaptırım uygulanabileceği gibi, çalışanlar da hiçbir tedbir almayan işveren karşısında, zorlayıcı sebepler ya da sağlık sebeplerini gerekçe gösterip tazminatlarını alarak iş akdini feshedebilirler. Yılmaz, “Artık yeni normal var. Kademeli adımlar atmak, süreci iyi yönetmek gerekli. Yoksa vakaların artması ya da 2. dalganın yaşanması kaçınılmaz olabilir” diyor ve yeni süreçte alması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
GÜVENLİ İŞYERİ KURALLARI
Giriş-çıkış saatleri gruplara bölünmeli/esnetilmeli.
Kapılar sensörlü olmalı. Girişteki zeminde sosyal mesafe etiketleri bulunmalı.
Parmak okutma sistemi yerine temassız giriş organize edilmeli.
Girişlerde ve gün içinde belirli aralıklarla ateş ölçümü yapılmalı.
Merdiven tırabzanları, asansör düğmeleri ve kapı kolları periyodik olarak temizlenmeli.
Belirli alanlarda alkol bazlı antiseptikler bulundurulmalı.
Ücretsiz maske dağıtılmalı, maske kullanımında denetim yapılmalı.
Toplu eğitim ve toplantılar, online olarak devam ettirilmeli.
Asansörlere binecek kişi sayısına özen gösterilmeli, uyarılar asılmalı.
Rutin temizlik çalışmaları arttırılmalı. Temizlik personelinin koruyucu donanımı tam olmalı.
Servis kullanımında kişi sayıları yarıya düşürülmeli, çapraz oturum sağlanmalı.
Şirket araçları ve servisleri sürekli dezenfekte edilmeli.
Lavabolarda temassız bataryalar-sabunluklar-kâğıt havluluklar olmalı.
El kurutma cihazları yerine kullan-at havlu tercih edilmeli.
Yemekhanelerde kişi sayısı yarıya düşürülmeli, çapraz oturma düzeni yapılmalı.
Çatal/kaşık ve baharatlar kapalı ve tek kullanımlık paketlerde olmalı.
Tekli peçeteler, şekerler, paketli ekmekler, tekli bardak sular kullanılmalı.
Klima yerine doğal hava sirkülasyonu sağlanmalı.
MASKE-MESAFE-HİJYEN ÖNEMLİ
Dönüşümlü çalışma düzeni isteyin. Risk grubundakiler ise evden çalışmaya devam etmeli.
Giriş ve çıkış saatlerinde sosyal mesafe kuralına uyun, maske takın.
Sık temas edilen yüzeylere (tırabzan, asansör vb) temastan kaçının.
Asansör yerine yürümeyi tercih edin.
Masanızın etrafına sosyal mesafe çizgileri belirleyin.
Defter-kalem, kahve- çay, su bardağı gibi ekipmanlarınızı kişiselleştirin.
Ellerinizi saat başı yıkayın, antiseptik kullanımına özen gösterin.
Mescit kullanacaksanız tek kullanımlık seccade tespih isteyin.
Alınan her tedbir ve önlemin sizin yararınıza olduğunu unutmayın.
YENİ NORMALDE YENİ KURALLARI UYGULAYIN
ACIBADEM Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu: “Bazı düzenlemelerle yaşamımızdaki sınırlamalar kalksa da virüs hâlâ büyük bir tehdit. İşe giderken, sokağa çıkarken, her ne yapıyor olursak olalım virüsün var olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Maskesiz sokağa çıkmamalı, ellerimizi sık sık yıkamalı, kalabalıktan uzak durmalı ve sosyal mesafe kuralına uymalıyız. Toplu taşıma araçlarında her zamankinden dikkatli olmak gerekiyor. Bu dikkatin nedeni başkalarından virüs kapmamak olmamalı. Belki de sizde virüs var. Yanınızda dezenfektan ya da kolonya taşıyın. Kalabalık araçlara binmeyin. İster kısa mesafe olsun ister uzun, arabayla yapılan tüm yolculuklarda maske kullanın. Ateş, öksürük ve halsizlik, ishal yakınması varsa işten önce sağlık kuruluşuna gidin.”
SOSYAL DEĞİL FİZİKİ MESAFE UYGULAYACAĞIZ
PSİKİYATRİST Prof. Dr. Nevzat Tarhan, salgınının özellikle kaygı, korku ve stresi tetiklediğini belirterek, “İnsan kontrol edemediği ya da değiştirmek için gücünün yetmediği şeyleri düşman gibi görür. O nedenle artık bu durumu kabullenmeli ve virüsü düşman gibi görmemeliyiz. Onunla nasıl zararsız bir ilişki kuracağımıza bakacağız. Maske takmak, fiziksel mesafeye dikkat etmek gibi kuralları günlük rutinimize sokacağız” diyor. Tarhan, uzun zaman sonra ofise dönecek olmanın işyerlerinde ilişkilerin nasıl kurgulanacağına dair endişeleri de beraberinde getirdiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Evden çalışmak daha bireyseldi. İşyerinde olmak ise sosyal olmayı ve ilişki kurmayı gerektiriyor. Bu noktada aslında doğru olan ‘sosyal mesafe’ değil ‘fiziksel mesafe’ uygulayabilmek. Sosyal mesafe denilince insanlar ‘Sosyal anlamda da insanlardan uzak kalacağız’ gibi anlıyor. İnsanın doğası bunu uzun süre kaldıramaz. Fiziksel olarak uzak kalacağız ama sosyal bağları, ilişkilerimizi zayıflatmayacağız.”
Tarhan süreçten korkmak yerine yönetmek gerektiğinin altını çiziyor ve “Bu süreçte bizler değiştik, dönüştük. Haliyle ilişkiler de değişip dönüşecek. Yani yaşam felsefemizi değiştirmemiz gerek” diyor.
Paylaş