Paylaş
AÇIK HAVADA YAPILABİLİR
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Düğün salonlarının ne zaman açılacağına yönelik net bir tarih vermek mümkün değil. Bunu belirleyecek makam biz değiliz. Ama şu bir gerçek, kapalı mekânlarda, düğünler de dahil, kongre ve toplantılar yakın zamanda pek olacak gibi durmuyor. Ortam yeteri kadar güvenli değil. Düğünlerimiz, gelenek-görenek icabı, çok kalabalık olur. Sosyal mesafe ortadan kalkar. Böylesi bir salgında eski rutine uygun düğünler yapamayız. Düğüne başka şehirlerden de katılım olacaktır, bu da ayrı bir risk. Diyelim istenmeyen bir durum yaşandı. Bu 500 kişinin birden karantinaya alınması demek. Mutluluğu paylaşalım derken bir kâbusun içinde kendimizi bulabiliriz.”
FORMAT GELİŞTİRİLMELİ
“Önerim, sadeleştirerek, aile içerisinde daha az kalabalıkla düğün yapılması ya da açık hava mekânlarının kullanılması. Tedbirler alınır, sosyal mesafe korunursa açık havada düğün yapmanın sakıncası olmaz. Düğün salonu işletmecileri, organizasyon şirketleri misafirlerini nasıl riske etmeyeceklerini düşünerek, yeni formatlar geliştirsinler. Mesela, gelecek misafirlere davetiye ile düğüne nereden girilip çıkılacağı, nasıl davranılacağı gibi kuralların yazılı olduğu bir liste gönderilebilir. Gelenler de ona uygun davranır. Takı merasimi, tebrikleşme uzaktan halledilir. Belediyeler de elini taşın altına koyup, düğün yapılabilecek açık, güvenli alanlar oluşturabilir.”
ÖN REZERVASYON İÇİN TARİH DUYURULSUN
İSTANBUL Toplantı ve Düğün Salonu İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Âdem Sönmez birçok salonun aslında kiralık, kiraların da hayli yüksek olduğunu belirterek söze başlıyor: “3 aylık süreçte personel maaşları, faturalar ve kira dahil gider çok ama gelir yoktu. Ekonomik anlamda sıkıntı içindeyiz” diyor. Ne zaman yeniden açılabileceklerine dair bir tarihin gündeme dahi gelmediğini belirten Sönmez, düğün salonlarının ön rezervasyon ile çalıştığını hatırlatarak şöyle devam ediyor: “Gelin ile damat ‘Bugün salonu tuttuk’ deyip yarın düğün yapamayacaklarına göre bunun davetiyesi, çeyizi, kuaförü, alışverişi var, bizim şimdiden ne zaman hizmet vermeye başlayacağımızı bilmemiz lazım ki ona göre tarih verelim, hazırlık yapalım, mesleki eğitimleri tamamlayalım, kendi ekonomimizi ayarlayalım.”
SEKTÖRLER BİZİ BEKLİYOR
Kuyum, mobilya, beyaz eşya, kuaför, fotoğrafçı dahil düğün sektörünün Türkiye ekonomisine katkısının yüzde 15 olduğunu söyleyen Sönmez, “Kapalıçarşı pazartesi günü itibariyle açılacak ama biz düğün yapamıyoruz, kuyumculuk sektörünü ayağa kaldıracak olan da biziz. 1 yıl boyunca beklenilen düğün sezonu geldi çattı ancak hâlâ belirsizlik hâkim. Bu da hem çiftler hem de sektör için büyük sıkıntı” diyor.
İLLA HALAY ŞART DEĞİL
Sönmez şöyle devam ediyor: “Salonlar mutlaka dezenfekte edilecek. Bu insani bir sorumluluk. Girişte maske dağıtılacak, ateş ölçülecek. Oturma planları önceden hazırlanacak, misafirler ona göre yerleştirilecek. Masa-sandalyelerin aralıkları en az 2 metre olacak. Kontrolü sağlayacak görevliler olacak. Masalardaki suplalar kaldırılacak, malzemeler tek kullanımlık olacak. İkramlar kişiye özel hazırlanacak. Düğünlerde illa halay çekilecek diye bir kural yok. Çok güzel oyun havalarımız var, Ankara misketi, Erik Dalı, zeybek... Yine eğlenilecek ama temas olmayacak.”
DÜĞÜNLERE ‘HAKEM’ ATANSIN
DÜĞÜN planlamacısı ve DJ Umut Akgül’ün ise ilginç bir önerisi var: Düğünlere hakem atanmalı. ‘İyi de nasıl olacak bu?’ diye soruyorum. Şöyle özetliyor: “İnsanımız iki lokma yiyip içtikten sonra oynamak, eğlenmek ister. Böyle bir ortamda temastan kaçınmak ise zorlaşır. Ankara havasında göbek atılır belki ama Karadenizli bir ailenin düğününde horon tepilir, Doğulu bir ailenin düğününde illa o halay çekilir. ‘Bu şarkıda dans et’ ya da ‘Bu şarkıyı çalmam’ diyemezsiniz. Bu noktada teması yok etmek, en aza indirmek için ‘Düğün hakemleri’ devreye girer. Salonlara parklar ve bahçelerde uygulanan, içine belirli sayıda kişinin girebileceği çemberler çizilir. İnsanlar o halkalar içinde birbirinden bağımsız eğlenirler. Davetli sayısına göre önceden belirlenen, en az 2-3 düğün hakemi de insanların o çemberler içerisinde eğleniyor olup olmadıklarını, kurallara riayet edip etmediklerini denetler. Gerekli uyarıları yapar. Bu kişileri belediyeler belirlerse ‘Ben damadın kuzeniyim’ ya da ‘Sen kimsin ki?’ gibi kavga ya da çıkışların da önüne geçilmiş olunur.”
EKONOMİK ANLAMDA ZORDAYIZ
DJ Akgül organizasyon firmalarının süreçten ekonomik anlamda çok etkilendiğini belirterek “Bize gösterilmiş bir tarih yok. Sürekli tarih erteliyor olmak hem evleneceklerin moralini bozuyor hem de ekonomik anlamda önümüzü tıkıyor. Böyle giderse birçok firma sıkıntılı duruma düşecek. Halihazırda devlet desteğine ihtiyaç var zaten. Kiraların ötelenmesi olsun, uzun vadeli kredi verilmesi, borçların vergi anlamında yapılandırılması olsun bunlar bir nebze de olsa elimizi rahatlatabilir” diyor.
Paylaş