Paylaş
TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN SÜRECE GİDİYORUZ
TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, 1 Haziran’da okulları tamamen açmak gerektiğini belirterek, “Geldiğimiz nokta yarı açılma-uzaktan öğrenme ile telafi noktasını çoktan geçti. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler bu sistemden çok yoruldu. Verimlilik falan kalmadı” diyor. Öğrencilerin okulla tek bağı olan sınavın da kaldırılması ile öğrenci-okul arasındaki ipin koptuğunu belirten Pehlivanoğlu, şöyle devam ediyor: “Karne yeterlilik belgesi değil bir formalite kâğıdı haline geldi. Kırmızı koddaki Fransa’da bile okullar birkaç ay dışında kapanmandı. Türkiye, AB VE OECD ülkeleri içinde okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkelerden biri. Onun için de telafiye tüm kademeleri, yüzde 100 açarak, hemen başlanmalı. Tamamen açamıyorsak açıyor-muş gibi de yapmayalım, okullar kapalı kalsın. Ama o zamanda telafiye erken başlayalım. Tavsiyemiz, hele de 10 yaş altı kritik grup için, okulların bir an önce açılması. Yoksa telafisi mümkün olmayan bir sürece gireceğiz.”
DÜĞÜNLERDEN ÖNCE OKULLAR AÇILMALI
TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, 2020 yılı Kuzey yarı küre verilerine göre Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde okulları kapatmada ‘şampiyon’ olduğunu söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF, Avrupa ve Amerika Hastalık Önleme-Kontrol Dairesi, Uluslararası Pediatri Birliği (IPA) gibi uluslararası otoritelerin, salgın kontrolünde okulların kapanmasına son çare olarak başvurulması gerektiği yönünde görüş verdiğini hatırlatan Dr. Cesuroğlu, şöyle devam ediyor: “Dünyada bu konuda uzlaşı var. Mümkün mertebe hele de ilkokullara dokunmuyorlar. Liseleri açıp kapıyorlar, az sayıda kişi ile devam ediyor ya da zaman zaman online’a dönüyorlar ama ilkokullara ancak kapanabilecek tüm kurumlar kapatılmış, vaka sayıları kontrol edilememiş, yoğun bakım yatakları dolmaya başlamış ve artık son çare ise sıra geliyor. Aralık ayında mutasyonlar ile Avrupa’da önemli bir pik yaşandı, biliyorsunuz. Bazı ülkeler; İngiltere, Hollanda gibi Noel tatilinden sonra bir süre okulları kapalı tuttu ama Fransa mesela onu bile yapmadı; ‘İlkokullar öncelikli’ dedi, kapatmadı. Türkiye’de 16 aydır, neredeyse aralıksız (salgının ilk yılında, ara tatiller hariç, 175 okul gününde, öğrenciler 15 gün yüz yüze eğitime devam etti) çocuklar yüz yüze eğitim yapamıyor. Bu akıl almaz bir durum! Dünyanın hiçbir yerinde ‘vaka sayısı’ diye bir kriter yok. Hadi diyelim bizde var. O zaman da vaka sayıları düşmeye başladığında diğer tüm sektörlerden; fabrika, restoran, AVM’lerden önce okullar açılmalı. 1 Haziran’da düğün dernek yapılabilecek, okullar (belki) kapalı kalacak. Anlamak mümkün değil.
TEHLİKELİ YA DA TEHLİKEDE DEĞİLLER
DÜNYADAKİ araştırmalar şunu gösteriyor: Okullar, özellikle de ilkokullar, Türkiye’deki genel kanının aksine, salgının toplumda yayılmasını tetikleyen ortamlar değiller. 20 yaş altı çocuk ve gençlerin COVID-19’a yakalanma riski, aynı şartlarda virüse maruz kalsalar da yetişkinlerin yarısı kadar. 12 yaş altındaki çocuklar ise yetişkinlerin yarısı kadar bulaştırıyor. Yani 12 yaş altı çocuklar tehlike altında olmadığı gibi COVID-19’un toplumda yayılması bakımından da tehlikeli değiller. Ayrıca, Türkiye’de ilkokul öğretmenlerinin en az yüzde 90’ı birinci doz aşılarını oldu. Hemen hemen hepsi de BionTech oldu ve bu aşının koruyuculuğu ilk dozda en az yüzde 70. Bu koşullarda daha ne bekleniyor? Bence, bunun sebebi pandemi değil organizasyonsuzluk ve isteksizlik.
HAYATLARINI ELLERİNDEN ALDIK
OKULLAR sadece eğitim yapılan yerler değil ki, çocukların yaşıtları ile sosyalleştiği yerler. Kapatırsanız çocukların zihinsel, sosyal ve bedensel gelişiminde de geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanır. Onların hayatlarını ellerinden aldık! Küçük yaştaki çocuklar kadar yoksul ya da anadili Türkçe olmayan aileler de bu kapanmalardan etkilendi. Türkiye’de ilkokul seviyesinde alınan önlemler Avrupa’daki birçok ülkeden daha sıkı. O nedenle ilkokullar mevcut önlemlerle, vaka sayılarına bakılmaksızın açılmalı. Ortaokul ve liselerde ise vaka sayılarına göre risk haritası gündemde. Vaka sayısı yüz binde 100’ün altına düşen illerde ortaokullar maske, mesafe ve sınıf mevcudu 25’in altında tutarak açılabilir. Yüz binde 35’in altına düştüğünde ise liseler sınıf mevcudu 20’nin altında tutularak açılabilir.”
SÖZ VELİLERDE
Zeynep Pekgöz: Önümüz yaz, hava güzel. Camları, kapıları açsınlar. Sınıfları düzenli havalandırsınlar. Maske-mesafe-hijyen kuralına da dikkat ederek en azından bu son 1 ayı çocuklar beraber geçirsinler. Oğlum Kerem de bir an önce dönmeyi istiyor.
Işıl Güven Bıçak: 16 ay oldu. Bugüne kadar pek çok kez açılabilirdi ama açılmadı, düzenleri de zaten bozuldu bozulacağı kadar. Çocuklar düzenden hoşlanır. Hele de son 1 ay kala aç/kapa olmasın bence. Diğer ülkelerde olduğu gibi herkes aşılarını olsun, seneye güzellikle başlansın.
Tuğçe Akçalı: Hemen açılması, hem de 5 gün devam etmesi taraftarıyım. Okulda geçen bir günün bile çocuklar üzerinde etkisi inanılmaz. Oğlum Ali çok özledi ve dönmeyi çok istiyor.
Berna Kahraman: Çocuklar son 1 ay en azından arkadaşlarını görsün, okulun nasıl bir yer olduğunu hatırlasın, sosyalleşsin. Küçük oğlum Dali, anaokulunda mutlu ama abisi Güneş moralsiz ve motivasyonsuz.
Özlem Yalçın: Haftada 2 gün 3 saat okula gitmenin hiçbir faydası olacağını düşünmüyorum. Şimdi tatil edip (bu arada aşılama oranları da artar) Kurban Bayramı sonrası tam açılmalı.
Paylaş