Ustaya büyük veda

6 ay kadar önce Hürriyet Bizimle için yarattığı Press Bey, Muhlis Bey ve Arap Kadri gibi birbirinden ünlü karakterleri ve dahası mizah ve karikatürün geleceğini konuşacağımız bir video çekmek için aramıştım. ‘Hastayım’ dedi ‘Bir iki aya toplarım, öyle ara.’ Bırakır mıyım? Aradım. Ve ne yalan söyleyeyim ikinci aramada onu bu videoya ikna etmek için kendi hastalığımı bile kullandım, ‘İki hastadan bir doğru iş çıkar mı yahu?’ dedi, gülüştük. ‘Zaten her şeyi çiziyorum, ne anlatayım ki sana!’ Israrcı tavrım karşısında ise ‘Söz, iyileşeyim öyle’ dedi ama olmadı! Her ölüm erken ama onunki çok erken oldu, Latif Demirci 61 yaşında hayatını kaybetti. Ben de onu kendi gibi ustalara sordum.

Haberin Devamı

BİZİM HERGELE DÜNYAMIZA AİT DEĞİLDİ

KARİKATÜRİST ve mizah yazarı Gani Müjde ile Latif Demirci’nin dostlukları Gırgır dönemine dayanıyor. Gırgır, Fırt ve Çarşaf mizah dergilerinde yıllarca beraber çalıştılar. Müjde, çok değer verdiği ve saygı duyduğu arkadaşının ardından şunları söyledi: “Çok erken, çok ani ve çok üzücü bir kayıp. Latif Türkiye’nin en iyi çizerlerinden biridir, ki ben onu Türkiye’nin çizerlik tarihindeki ilk 5 çizeri arasında görüyorum. Özellikle gazete çizerliği anlamında yerinin doldurulması çok zor. Bedri Koraman’dan sonra en önemli gazete çizerlerinden biri idi. Ama hepsinden önemlisi çok sakin, tam bir beyefendi, munis bir insandı. Bizim bu ‘hergele’ dünyamıza ait değilmiş gibi gelirdi bana. Sevenlerine sabır, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.”

Haberin Devamı

Ustaya büyük veda

BÜYÜK ÇİZERLER KÜÇÜK KARELERE SAYFALARI DOLDURUR

KARİKATÜRİST ve mizah yazarı Hasan Kaçan ile Demirci’nin Gırgır dergisinde, daha lise talebesiyken başlayan dostluğu 1989’da beraber kurdukları Hıbır dergisi ile taçlanmış ama sonra Hıbır ve onun devamı HBR Maymun dergilerinin kapanması ile Demirci, gazeteler için çizmeye başlamış. Kaçan, 35 yıllık dostuna şu sözlerle veda etti: “Ülkemizin en usta, en parlak yıldızlarından birisiydi. Kendine has çizgisiyle okuyucuları, sanatseverleri ve biz arkadaşlarını, meslektaşlarını kendisine hayran bıraktı. Çizgilerine imrenerek ve hafif de olsa kıskanarak baktık. Onun çizgisi kadar kaliteli ve özgün bir çizgiyi çok az gördüm. Çok genç yaşta kaybettik Latif’i. Oysa Cırcırböceği Muhlis, Çırak Nevzat ve çok çarpıcı günlük karikatürleri ile mizah tarihimize, kültürümüze damgasını vurmuş büyük bir isimdi. Nedense çizerler karikatürcüler sanat dünyasının üvey çocukları gibidir. Ama Latif Demirci gibi büyük çizerler küçücük karelere sayfaları doldururlar. Latif hem estetik hem de karikatür sanatının zirve isimlerinden biri olarak yerini aldı, bizi de erkenden Latifsiz bıraktı. Allah rahmet eylesin.”

Haberin Devamı

35 YILLIK DOSTLUK

“İkimiz de lise talebesiydik. Onun amatör bir çizerken Gırgır dergisine geldiği günü bugün gibi hatırlıyorum. Sultanahmet’te otobüsten inmiş ve Gırgır dergisini bulamamıştı. Sultanahmet otobüs durağında buluşup onu duraktan aldım. Geride 35 yıllık bir dostluğun arkadaşlığın hatıraları var. Latif Demirci’nin çok kıymetli birçok albümü arasında sanat dünyasının klasiklerini karikatür çizgisi ile neşrettiği, kıymeti bilinmeyen olağanüstü bir eseri vardır. Umarım Latif’in bu eserlerine, insanlar bir sergi vasıtasıyla da olsa ulaşır ve onun nasıl dünya ölçülerinin üstünde müthiş bir çizer olduğunu görebilirler.

ESPRİDEN BAĞIMSIZ BİR ŞAİR HAVASI VARDI

Haberin Devamı

ÇİZGİ karakter Otisabi’nin yaratıcısı karikatürist-mizah yazarı Yılmaz Aslantürk’ün Gırgır dergisinde tanıştığı ilk kişiymiş Latif Demirci. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nden de arkadaşı. Latif Demirci’yi şöyle anlatıyor: “Çizgisi çok sadeydi. Derdini en kısa, en net şekli ile anlatırdır ki bu çok önemli bir meziyettir, benim ona hayranlığım da buradan kaynaklanıyor. Konu ne kadar karmaşık olsa bile onun çizgisinde her şey daha net görünürdü. Diğer tüm çizgilerini beğenirdim ama Muhlis Bey karakteri ayrı, çok severdim. Latif’in espriden bağımsız olarak da bir şair havası vardı, bir ahenk katardı çizgiye. Gerçekten çok üzüldüm vefatına.”

Haberin Devamı

SANATÇI KİŞİLİĞİ İLE BİR İDOLDÜ

HÜRRİYET gazetesinin bir başka usta çizeri, Ece’nin yatırıcısı M.K. Perker, Latif Demirci’nin ani kaybı karşısında çok üzgün ancak böyle bir usta ile çalışmanın gururu ile, “Hem duruşu hem sanatçı kişiliği ile bir idoldü. Gerçekten de kendime örnek aldığım isimlerdendi. Bizim bir Gırgır ailemiz var. Pek tabii bütün çizerler ile aynı sanat dalını paylaştığımız için yakınlığımız var ancak Gırgır dergisi dışındaki çizerler bizim daha çok kuzenlerimiz gibi. Gırgır’da çizmek Barcelona’da oynamak gibi. Girdiğiniz andan itibarense büyük çizerler size o ailenin bir mensubu olduğunuzu hissettirirler. Artı, Latif Abi’nin şöyle bir özelliği de vardı; Gırgır dergisinin sokak çocuğu kimliği ile entelektüel birikimini aynı seviye ve dengede tutmayı başarabilen az sayıda çizerden biri idi. Edebiyat ve sinemayı da iyi bilirdi. Az konuşurdu ama duruşu ve yaptığı işlerle bunu her zaman gösterirdi. Sadece mizah dergisi okuyanlar değil okuma meraklıları da onu yakından tanırdı, bu da az sayıda mizahçıya nasip olur, ki Hürriyet gazetesi ile daha da geniş kitlelere ulaştı. ABD’den dönüp Hürriyet’te çizmeye başladığımda arayıp ‘Bunu uzun zamandır istiyordum’ demiş, ilk tebrik eden olmuştu. Beni her zaman cesaretlendirirdi. Zaman zaman konuşur, günlük gazetede gidilecek yol üzerine güzel tavsiyelerde bulunurdu. Ani kaybı ile şok olduk. Çok az çizere nasip olacak bir etki alanına sahip olduğunu bir kez daha anladık” diyor.

Haberin Devamı

‘UYYY ANAMMLARR!!!’

KARİKATÜRİST, şair-yazar Metin Üstündağ: “Bu bir acı ve korku nidası. Latif’in büyük üstat Behiç Pek ile hazırladıkları Muhlis Bey’in köpek görünce çıkardığı meşhur nida. Dernek başkanımız Metin Peker arayıp haber verince hıçkırarak gayri ihtiyari ‘UYYY ANAMMLARR!!!’ diye bağırdım. 2013 Martında İhsan, Sebati, ben ve Latif felekten bir gece çaldık. Latif gece orada bitsin istemedi ve İhsan ile beni evine davet etti. O gece sabaha kadar bize Nilüfer şarkıları dinletti. Muhabbet ettik, dans ettik, güldük eğlendik. Kırk yılda bir olan çok güzel bir geceydi. Latif benim de içinde olduğum ‘komik çizgiciler’ ailesindendi. Muhabbeti de karikatürleri kadar çok komikti. Frekansı tutturduğumuzda hiç konuşmadan bir saat gülebilirdik. Çok üzgünüm. Ne desek boş. Bazı acılara ağlamak yetmiyor.

ÇİZER OLDUYSAM KATKISI BÜYÜK

KARİKATÜRİST Selçuk Erdem: “Çocukluğumda bana en çok heyecan veren çizgilerden birisiydi Latif Abi’nin çizgisi. Sade, sıcak, güçlü, incelikli ve komik bir çizgisi vardı; yani hayalimdeki ideal dengeydi. Kariyeri boyunca da belki de en zoru başarıp çizgisinin zarafetini ve gücünü korumayı bildi. Ben de çizer olduysam katkısı büyüktür. Büyük bir ustayı kaybettik, çok üzgünüm.”

Yazarın Tüm Yazıları