Paylaş
VEBALİNİ KALDIRABİLECEK MİSİN
HAÇİKO Başkanı, sanatçı Ömür Gedik, bir sanatçı, söz yazarı, besteci ve yorumcunun böyle bir nefret söyleminde bulunmuş olmasına çok üzüldüğünü belirterek, “Milyonlarca takipçisi var. Bu insanlardan bir tanesi, onun sözlerinden etkilenip sokaklara zehirli et bıraksa ve kedisi, faresi, kuşu, köpeği, tek bir can bile onun yüzünden zehirlenerek ölse bunun vicdani yükünü, vebalini kaldırabilecek mi? Belli ki sonunun nereye varacağını düşünmeden, anlık bir infialle bu sözleri sarf etmiş, Yıldız. Hatasını kabul edip bu yanlış dili hayvanlara fayda getirecek söylemlere dönüştürmesini, kedisi, köpeği ile tüm sokak hayvanlarının zarar görmeden, sevgi ile rehabilitesi ve iyiliği, refahı için bizlerle işbirliği içine girmesini diliyorum” diyor.
NEFRETİNİ HAYVANLARA YÖNLENDİRMİŞ
Yaklaşık 16-17 yıldır hayvanlar için verdiği mücadeleye bizzat şahit olduğum, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi, Avukat Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu da Tilbe’nin ‘Gebersinler’ sözüne kırgın. Bu sözlerden sonra Tilbe’yi sosyal medyadan takibe başlamış: “Sabah bir video daha paylaştı, diyor ki: ‘Beni linç ettiniz ama bu soğukta bu hayvanlar sokakta ölecek. Madem hayvan seversiniz o zaman hepsini evinize alın.’ Yani bu ifadelere inan daha çok üzülüyorum. Bu mantıkla bakacak olursak şiddet gören her kadını, savaştan kaçan her mülteciyi evimize almamız lazım. Bir canlı için hak mücadelesi vermek o canlıyı eve almaktan mı ibarettir? Ne zaman hayvanlar için bir şeyler yapmak istesek, ‘Evinize alın besleyin o zaman’ gibi bir tepki ile karşılaşıyoruz. Niye var oldukları yerlerde yaşam haklarına sahip olamıyorlar?” diye soruyor.
YAŞAM HAKKI KUTSALDIR
Sokak, ev ya da yabani hayattaki hayvanların sadece var olmalarının yaşam haklarının korunması adına yeterli olduğunu, ki bu hakkın yasa ile de korunduğunu belirten Kalafatoğlu, “Topluma mal olmuş insanların böyle çıkışlar yapması büyük hayal kırıklığı. İnsanların büyük öfke ve nefret içeren bu tarz söylemlerinin içlerinde hissettikleri ya da belki de yaşayarak deneyimledikleri bazı öfke ve nefretlerden kaynaklı olduğunu düşünüyorum ben. Mücadelemizi her yerde her zaman vereceğiz. ‘Yaşam hakkı her canlı için kutsaldır.’ Hiçbir can için ‘Gebersin’ doğru bir cümle değildir” diyor.
KATLİAMA DAVET
Hayvan hakları savunucusu, Avukat Ayşegül Mermer, Tilbe’nin kullandığı dile öfkeli: “Yıldız Tilbe’yi sosyal medyadan milyonlarca kişi takip ediyor ve bu söylem savunmasız sokak köpeklerine dönük bir katliam davetidir. Bu çok endişe verici. Yanı sıra, bu çağrıyla Tilbe kanunlara da karşı gelmiştir. ‘Sokak hayvanlarına zehirli et verin’ söylemi ile kanuna aykırı bir eylemi övmekte ve halkı bu eyleme yönlendirmektedir. Ayrıca hayvanların yanı sıra hayvan hakları savunucularını hedef göstererek, TCK açısından halkın belli bir sosyal kesimini aşağılamak-diğer kesim aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu oluşturmakta, ortaya çıkması muhtemel bir kaosa sebebiyet vermektedir. TCK- m.215’e göre suçu ve suçluyu övmektedir” diyor, kamu davası açılarak Tilbe’nin cezalandırılmasını talep ediyor.
YAŞATMAK İÇİN VARIZ
Türk popunun divası Ajda Pekkan ise Tilbe’ye tepkisini köpeği ile bir fotoğraf paylaşıp, “Savaşa ve şiddete karşı duruşumuzu, hayatın her alanında, her canlıya yapılacak vahşet ve baskıya karşıda göstermemiz gerekiyor. Mazlumları hedef alan hiçbir ölüm fermanına sessiz kalamam. Bizler yaşatmak için varız. Sokak hayvanları sahipsiz değildir” diyerek gösterdi.
TİLBE’DEN ‘ŞARTLI’ ÖZÜR
“SALDIRAN köpek gruplarına bulundukları bölgenin halkı zehirli et versin, hepsi gebersin” diyen Tilbe tepkiler üzerine, ‘Kalbini istemeden kırdığım köpek sahibi insanlardan çok özür dilerim’ dedi ama onu da şarta bağladı: “Hayvanları çok seviyorum, hiçbirine zeval gelmesin ama insanlara da zarar vermesinler. Sizin annenizi, çocuğunuzu parçalasalar ne yapardınız? Zehirlemek yanlışsa uyutsunlar.”
KISIRLAŞTIRMA İŞE YARAMAZ
YİNE sosyal medyadan ulaştığım ve adının yazılmasını istemeyen genç bir kadın Yıldız Tilbe’yi ‘Sokak köpekleri 300’den fazla insanı parçaladı’ çıkışına hak verdiği için destekliyor ve şöyle diyor: “Her gün sokak köpeğinin parçaladığı ya da öldürdüğü insanların haberlerini okuyoruz. Tabii ki öldürülmesinler ama birileri de artık bir şey yapsın. Parçalanan, saldırıya uğrayan siz ya da çocuğunuz olsa bu kadar rahat konuşur musunuz? Köpekleri sokaklarda tutarak, besleyerek, kısırlaştırarak sorun çözülmez. Diğer ülkeleri örnek almalı ve aynı metotları burada da uygulamalıyız.”
ZORUNDA MIYIM
SOSYAL medya üzerinden ulaştığım Semih Öztürk, psikoloji bölümü 1. sınıf öğrencisi, Rabia Kallı’nın birkaç hafta önce sokak köpeğinden korkup atladığı yolda, otomobil çarpması sonucu hayatını kaybettiğini hatırlatıyor. ‘Başıboş’ köpekleri sokaklarda tutan madde olarak tanımladığı, 5199/6’nın acilen değişmesi ve toplum sağlığının her şeyden önce düşünülmesi gerektiğini belirten Öztürk, “Çözüm olarak popülasyon kontrolü diyorlar, kısırlaştırıp yine sokağa bırakıyorlar ancak kısırlaştırılan köpekler de saldırıyor ya da kazalara neden oluyor. Kamuya açık bir yerde gönlümce dolaşmak için sokak köpeğinin gönlünü hoş tutmak zorunda mıyım?” diye soruyor.
Paylaş