Paylaş
CEZA ALMAZSA SOKAK ADALETİ MEŞRULAŞIR
ÖLDÜRÜLEN maktulün babası Cengiz Duran’ın avukatı Duygu Delibaş, “Sanki mağdur değil, sanık tarafı bizdik. Öyle ki, öldürülen Özgür Duran’ın annesi ile babası adliyenin arka kapısından dışarı çıkarıldı. Oğlunu kaybetmiş bir aile bu” diyerek kamuoyunda oluşan ‘Kadir Şeker suçsuzdur’ algısına dikkat çekerek söze giriyor. Davanın kadına şiddete karşı sembol bir dava hale dönüştüğünü belirten avukat Delibaş “Burada kasten öldürme var. Ölen taraf küfrettiği ve yumruk salladığı için sanığa haksız tahrik indirimi uygulanacak. Ancak bu karar emsal teşkil edeceği için her 2 tarafında düşünülerek bir sonuca varılması gerektiği inancındayım. En az 12 yıl ceza alması gerektiğini düşünüyorum” diyor.
ORTADA DARP YOK
Kamuoyunda sanıldığı gibi ortada bir darp olmadığını söyleyen avukat Delibaş şöyle devam ediyor: “Özgür Duran ile sevgilisi arasında sözlü bir tartışma var. Fiziksel bir şiddet yok. Darp raporu ya da şikâyet yok. Biz bunu dile getirince ‘İlla şiddetin fiziksel olması mı lazım?’ diye soruyorlar. İyi de her sözlü şiddete elimizde bıçakla mı müdahale edeceğiz? Mahkemede de dile getirdim: Kadir Şeker üzerinde bıçak taşımasaydı kimse zarar göremeyecekti. Çünkü Kadir Şeker’in de beyanında kabul ettiği gibi ‘Ortada bir darp yoktu.’ Ancak maalesef ne zaman bir kadın cinayeti işlense hemen Kadir Şeker hatırlatması yapılıyor. ‘Kadir Şeker içeride, Musa Orhan dışarıda’ deniyor. Ne alakası var? İkisi aynı şey mi? Özgür Duran sevgilisine şiddet uygulamıyordu ki! Sanık kendi beyanında bile Duran’ın sevgilisinin ‘Ablacığım bu adam eşim, karışma’ dediğini söyledi. Böyle bir durumda polisi araması ya da çevreden yardım istemesi gerekirken o duruma ‘bıçak’ ile müdahale etti.”
HERKES KENDİ ADALETİNİ SAĞLARSA
Avukat Delibaş, herkesin kendi adaletini kendisi sağlamaya çalıştığı noktada toplum düzeninin kaosa sürükleneceğini belirterek “Gencecik bir çocuk elbette canice bir hisle bu suçu işlemedi ancak kahraman da değil. Taşıdığı bıçağın, gerçekleştirdiği eylemin cezası olmalı. Bıçağı olmasaydı olaylar bu hale gelmeyecekti. Kadir Şeker lehine alınacak bir karar bireysel silahlanma ve sokak adaletini de meşrulaştıracaktır” diyor.
EN AZ 6 YIL HAPİS YATABİLİR
MÜNEVVER Karabulut, Pınar Gültekin cinayetleri başta olmak üzere kadına şiddet davalarının öne çıkan isimlerinden biri de avukat Dr. Rezan Epözdemir. “Meşru müdafaa sınırı nedir?” soruyorum: “Kişinin kendisi veya bir başkasının can güvenliği ya da mal varlığına yönelik haksız bir saldırı olması, saldırının bitse bile tekrarlanmasının muhakkak olması meşru müdafaanın şartlarını oluşturur. Kamuoyundan takip ettiğimiz kadarıyla bu unsurlar mevcut olayda var. Bir tek saldırının bitip bitmediği konusu tartışmalı. Yani Kadir Şeker öncesinde bir kadına, sonrasında kendisine yönelen bir saldırıya karşı kendisini savunmak zorunda kalmış. Peki bu savunma ölçülü mü? Kanaatimce ölçülü değil. Saldırı daha hafif bir yarayla geçiştirilebilecekken maktulün ölümü ile sonuçlanıyor. Bu noktada, TCK 27. madde, meşru müdafaa sınırının aşılması devreye girer.”
SINIR AŞILMADIYSA CEZA VERİLMEMELİ
Bu noktada olay meşru müdafaa sınırının aşılmasını maruz görebilecek heyecan, korku, telaştan mı ileri geldi? Buna bakılır. Eğer saldırı ve savunmaya ilişkin tüm şartlar varsa, saldırı devam ediyorsa, tekrarı muhakkak ise Kadir Şeker kendisi ya da mağdur kadına yönelik şiddeti defetmek amacıyla zorunlu bir şekilde bu eylemi işlediyse ve bu eylemi işlerken mazur görülecek sınırda heyecan, korku varsa faile ceza verilmez. Çünkü sanık ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyor ya da paniklemiş olabilir.”
HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ NEDİR
‘Meşru savunma yok’ deniyorsa o zaman da TCK 29. madde, haksız tahrik kurumunun uygulanması söz konusu olur. Nedir haksız tahrik? Diyelim siz bana küfrettiniz, kavga çıktı ve ben sizi öldürdüm. Bu haksız tahrik olur. Bu olayda da esas hakkında mütalaasını veren başsavcılık ‘kasten adam öldürme’ suçundan sanığın cezalandırılmasını talebi ile 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası ve tahrikin ağırlığına göre indirimin en üst sınırdan uygulanmasını istedi.”
KADİR ŞEKER CEZA ALACAK MI
Bir sorum daha var: “Kadir Şeker’in yargılamasının tutuklu devam etmesi karar ile ilgili bir ipucu verir mi?” Avukat Dr. Epözdemir, “Mahkeme şayet meşru görülebilecek korku, telaş ve heyecan etkisiyle meşru müdafaa sınırının aşıldığını düşünseydi, Kadir Şeker’i bugüne kadar zaten tahliye ederdi. Nitekim yerleşik yargı teamülleri bu doğrultuda. Demek ki mahkemenin bir ceza verme kanaati var ki karar celsesine sanık tutuklu olarak gidecek. Dolayısıyla ben mahkemenin haksız tahrik nedeniyle
12 yıl, sonrasında da TCK 62. maddesindeki takdir indirim sebepleri ile 1/6 indirime giderek 10 yıl vereceğini düşünüyorum. Şartlı salıverme ile 10 yılın yatarı 7 yıldır. 1 yıl denetimli serbestlikle beraber Kadir Şeker’in hapiste kalacağı süre
6 yıl olacaktır. Ancak mahkeme bunu gözeterek ‘İstinaf ve Yargıtay incelemesi ile kesinleşirse cezasının geri kalanını yatar, 6 yıla tamamlar’ diyerek hükmen tahliye de diyebilir” diyor.
Paylaş