Şov mu görgüsüzlük mü

Sahneye gönderilen içkiyi beğenmeyip bir çalışanın başından aşağı dökmesi sebebi ile günlerdir gündemde Demet Akalın. Gerçi ne zaman değil ki? Gerek üslubu gerek sosyal medyada kendine has diliyle bir şekilde hep hayatımızda kendisi. Neyse! Akalın’ın bu hareketine ‘Şov’ diyenler olduğu kadar onu görgüsüzlük ile suçlayanlar ve ‘Bir emekçiye böyle davranamazsın’ diyenler de var ve çoğunluktalar. Ben hep şuna inandım; ‘Magazin, dolayısıyla da magazin figürleri toplumun yansımasıdır.’ Demem şu ki Akalın’ı garsonu aşağıladığı için eleştiriyoruz ama kaçımız gittiğimiz mekândan bize hizmet veren kişiyi azarlamadan ve hatta teşekkürle kalkıyoruz? Hizmet sektöründe çalışanları ‘kölesi’ gibi görmeyen kaç kişi var? Hem bu durumu hem de Akalın’ın hareketini sorguladım.

Haberin Devamı

BÖYLE BİR REZALET NE GÖRDÜM NE DE DUYDUM

Eğlence dünyasının canlı tanığı, ‘Gazinocular Kralı’nın oğlu Sacit Aslan ise çok daha sert. Hayatının 35 senesini eğlence sektörüne verdiğinin altını çizerek diyor ki: “Bak, Fulya! Bunca yıldır bu işteyim, böyle bir basitlik, böyle bir görgüsüzlük, böyle bir avamlık ne yaşadım ne gördüm ne de işittim. Hem de sadece Maksim değil, Maksim’e rakip; Lunapark, Çakıl, Gar Gazinoları ve diğerleri de dahil hiçbirinde böyle bir rezillik yaşanmamıştır.”

ZEKİ MÜREN ÖRNEĞİ

“O tarihlerde prömiyer gecelerinde gelen çiçekler sahneye çıkarılmazdı. Bu kuralı da Zeki Müren Beyefendi koymuştu. İlk gece gelen çiçeklerin kartını da okumazdı sahnede Zeki Bey. Çok merak ettim, bir gün sordum; ‘Neden?’ diye. Şöyle dedi rahmetli: “İlk gece gelip beni sahnede izleyen izleyici ertesi gün çiçek yollarsa bu o geceki sahnemi beğendiği anlamına gelir. Ama daha beni sahnede izlemeden, ilk gece çiçek ya da hediye gönderen adamın amacı beni takdir etmek değil, adının okunması isteğidir.” Bizler böyle bir gece hayatından geliyoruz, bunun gibi inceliklere şahit olduk.”

Haberin Devamı

Şov mu görgüsüzlük mü

AYIPLANANLAR ALKIŞLANIYOR ARTIK

“Ama tabii o zamankiler sanatçı idi, assolist idi, seyirci de gerçek sanatsever idi, adap bilirdi. Bugün artık Türkiye bu tür rezilliklere müsait. Toplumun tüm yapıları değiştiği gibi eğlence adabı ve anlayışı da değişti. Bir zamanlar ayıplanan şeyler artık ayakta alkışlanıyor. Canlı okumayıp sahnede playback yapan sözde şarkıcılar astronomik rakamlar ile o sahnelere çıkabiliyor ve izleyici de bunu bildiği halde astronomik rakamlar ödeyerek onları dinlemeye gidiyor, eğleniyorsa diyecek bir söz yok.”

Şov mu görgüsüzlük mü

İNSANLAR BİRBİRİNİN AYNASIDIR

‘Sen kendini ne sanıyorsun?’, ‘Bu yaptığın insan aşağılamak.’ Bunlar olayın ardından Demet Akalın’a yazılan ‘masum’ eleştirilerden. Haklılar. Ama başka bir pencereden bakmak istiyorum. Acaba bizler bu eleştirileri yaparken kendimize dönüp bakıyor muyuz? Zira yüksek egoların hüküm sürdüğü bir çağdayız. Kahve sıcak değil diye kalayı bastığınız baristayı, emir kipi ile ‘Buraları topla çabuk’, ‘Bana şunu getir’ gibisine terslediğiniz servis elemanını düşünün. Elbette birinin kafasına içki dökmek kadar ağır değil saydıklarım ama bu sorunlu davranış modeli bir gün bunu yapabilme ihtimalinin de kapısını açmıyor mu?

Haberin Devamı

Şov mu görgüsüzlük mü

SEN NE KADAR DÜZGÜNSÜN

Psikolog Yeşim Akıncı’ya şoförlük, garsonluk, temizlikçilik yapan insanlara yapılan kötü muamelenin arkasındaki motivasyonu sordum. Şöyle cevaplıyor: “Eleştiriyoruz ama aynısını bizler de bir başkasına yapıyoruz. Yaşadığımız çağ, sanılanın aksine bireyin varlığının değer gördüğü bir çağ değil. Statü, zenginlik ve başarı çağı! Oysa bu bir yanılsama. Modern dünya eksiklerimizi, kusurlarımızı, arızalarımızı kapattığımızı ya da kapatabileceğimizi düşündüğümüz maddi araçlara sahip. Çok paramız olursa kudret ve mutluluğa erişebileceğimizi, istediğimiz hadsizliği yapabileceğimizi düşünüyoruz. Sahnedeki sanatçıya telefon atmak, evdeki yardımcıya kendi yediğin yemekten ısmarlamamak gibi. Bu, narsisizm-güç gösterisi, haset ve empati yoksunluğudur. O sahneyi alkışlayan ile sosyal medyada linçleyen aynı toplum. Bu hareket, Demet Akalın sahne şovu olabilir ya da olmayabilir. Ama unutma, insanlar birbirinin aynasıdır. Eleştirdiğin insanın tüm özellikleri sende de vardır. Burada asıl soru şu: Sen ne kadar düzgünsün?”

Haberin Devamı

Şov mu görgüsüzlük mü

KALBİMİ BİLENLER BANA YETER

Olayın ardından Demet Akalın ‘Şimdi Duyduk’ ekibine bir açıklama yapmış, şöyle diyor: “Ben içki parasını diğer solistler gibi cebe indirmiyorum, çalışanlara bırakıyorum. O gece de personel şefi, ‘Kafamdan aşağı dök’ diye kendisi söyledi. 10 senedir yapılıyor sahnelerde aynı şeyler. Şimdi mi battı? Benim kalbimi bilenler bana yeter.”

AŞAĞILIK BİR DURUM YOK

Hani biz günlerdir kafasından aşağı içki dökülen o garsona üzülüyor, hakkını korumaya çalışıyoruz ya... İşte o da açıklama yaptı. Garson değil işletme müdürü olduğunu belirten Murat Yaşar, Demet Akalın ile fotoğrafını paylaşarak “Solistimiz ile 2018 yılından bu yana çalışıp birçok yeni projede de birlikte olmaktan onur ve gurur duyacağımızı belirtmek isterim. Bu durum tamamen espri amaçlıdır. Yıllardır plaj konserlerinde yaptığımız bu şampanya olayı aşağılık bir durum barındırmamakta” dedi.

Haberin Devamı

HER ŞEY DAHA FAZLA PARA HARCATMAK İÇİN

Peki, nasıl oluyor da bir bardak içkiyi kafadan aşağı boşaltmak ‘espri’ ya da ‘şov’ oluyor. Cevap için Çeşme’de mekân işleten bir tanıdığı aradım. Sanki olayın bir tarafı imiş gibi algılanmak istemediği için isminin verilmesini istemedi ama “Bunu şov amaçlı yapan mekânlar var, doğru. Amaç, müşteriye daha fazla para harcatmak. Şarkıcı kendisine gönderilen içkiyi beğenmediğini, ‘dökerek’ açıkça gösteriyor ve bu hareketi ile de gönderene ‘Cimri’ demek istiyor. Rezil ediyor yani. Böylelikle hem mekân hem de açılan her pahalı şişe başına garson çok iyi para kazanıyor. Sanıldığı gibi ortada öyle ‘masum’ bir emekçi falan yok yani” dedi.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları