Saçlarım döküldü kel kaldım... Şimdi daha az kadın mıyım?

Kemoterapinin yüzlerce yan etkisi var ve bir nevi ‘zehir’ ama faydalı zehir demek yanlış olmaz.

Haberin Devamı

Hele de yeni geliştirilen ilaçlar adeta mucize çünkü direkt tümör odaklı çalışıyor ve inanılmaz fayda sağlıyorlar. Ama birkaç şartla! Kemoterapi size inanılmaz bir yorgunluk veriyor. Bir hafta kafamı yastıktan kaldıramıyorum. Hijyene de ekstra dikkat gerekiyor. Bir de saçlarınız inanılmaz bir hızla dökülüyor, kelleşiyorsunuz. Kel halimi sevmiyor değilim ama bana başlarda daha az kadın hissettirdiği için ve bir de oğlum şok olmasın diye folligraft saç kullanmaya başladım. Bazı fotoğraflarda uzun saçlı halimi görmeniz bundan. Ne menem bir şey bu saç meselesi? Gelin anlatayım.

Saçlarım döküldü kel kaldım... Şimdi daha az kadın mıyım

SAÇIMLA BÜYÜK VEDALAŞMA

GERÇEKLE ilk yüzleştiğimde, gazetecilik deneyimim sebebiyle de başıma az çok ne geleceğini pekâlâ biliyordum. Saçlarım bir noktada illa dökülecekti. Bu ne zaman olacaktı? Belli değildi. Neredeyse belime gelen saçlarımı, bir anda dökülmeye başlarlarsa, ‘şok’ olmayayım diye önceden gidip kısacık kestirdim. Bir nevi kendimi duruma alıştırma süreci yani.

CANLI YAYINDA ELİMDE KALDI

Saçlarım döküldü kel kaldım... Şimdi daha az kadın mıyım


SÜRECİ yaşayan bazı tanıdıklarım, kemoterapi sırasında saçlı deriye uygulanarak kafa derisini soğutan, ‘buz şapkası’ önerdi. Şapka damarların soğuğun etkisi ile kasılmasını sağlıyor, kemoterapi ilaçlarının saç foliküllerine ulaşmasını göreceli azaltıyor ve saçınız daha az, daha yavaş dökülüyor. Bir şeyin yavaş yavaş başıma gelmesi fikri beni ürküttü. Zaten dökülecekse ertelemenin ne anlamı vardı ki? O nedenle de istemedim ve tam da tahmin edildiği gibi ilk kemoterapiden yaklaşık 15 gün sonra saçım dökülmeye başladı. Hem ne dökülmek? Tararken elde kalan bir avuç saçtan bahsetmiyorum. Öbek öbek-parça parça düşmeye başladılar. Kalben şarkısında ‘Her yerde saç var’ diyor ya, o hesap işte! Hatta Hürriyet için moderatörlük yaptığım bir yayının tam ortasında kocaman bir parça, hem de hiç kafama dokunmamışken, pat diye masaya düşmüştü. O günün akşamı kazıttım saçımı.

Haberin Devamı

SAÇSIZ KADIN OLUR MU?

Saçlarım döküldü kel kaldım... Şimdi daha az kadın mıyım


O sırada yine bu süreci yaşayan canım kadınlardan biri bana Nova Hair’i tavsiye etti. Meme kanseri tedavisi görürken aldığı destekten çok memnun kalmıştı. Hem kendi ruh sağlığım hem de oğlumun beni saçsız görmesini istemediğim için hiç düşünmeden randevu aldım çünkü kısa zamanda bu işi halletmem lazımdı. Biliyor musunuz? Aslında çok makyaj yapan, saça-başa müthiş önem atfeden biri değilimdir normalde. Saçlarımın uzun halini seviyordum ama kaybetme fikri beni nedense saplantılı bir ruh haline büründürdü. Klişe ama saçsız kadın olur muydu, kim bilir ne diyeceklerdi? Kafamın tıraşlanmasıyla kadınlığım ‘hop’ diye elimden alınacaktı. Ben bunları düşünürken kuaförüm Hakan Demircan, saçlarımı kazımaya hazırlanıyordu bir yandan. Yüzümden ne düşündüğümü okumuş olacak ki durdu, ‘Bakmak zorunda değilsiniz. Niye kendinizi hazır olmadığınız bir duruma zorluyorsunuz?’ dedi ki çok haklıydı. Tüm aynaları perde ile örttü. Sonra yeni saçımı yerine yapıştırdı. Perde açıldığında her şey eskisi gibi olacaktı. Benden mutlusu yoktu.

Haberin Devamı

PERUK DEĞİL FOLLİGRAFT

SAÇIMI her gören ‘Ne kadar da gerçek’ diyor. Nedenini işin uzmanı Nova Hair kurucusu Ertaç Şensoy anlatsın.

- Nasıl bu kadar gerçek duruyor? Ben bile şaşırdım vallahi.

Çünkü bu sana özel yapıldı. Tıpkı terzi işi gibi. Önce kafanın ölçüsünü aldık. Tenine, saç cinsine hangisi daha uygun, onu tespit ettik. Sonra da bu bilgileri ABD’ye gönderip folligraftı hazırlattık. Altında insan derisine uyumlu çok ince bir doku var. Üstüne insan saçı yerleştirilip düğümleniyor. O yüzden peruk değil. Peruktan çok daha ileri bir teknoloji. Öyle peruk gibi takılıp çıkarılmıyor da. 15-20 günde bir buraya geliyorsunuz, biz çıkarıp bakımını yapıyor, yeniden takıyoruz.

Saçlarım döküldü kel kaldım... Şimdi daha az kadın mıyım

Haberin Devamı

- E, kafamda nasıl sabit duruyor? Düşmesin...

Düşmez, korkmayın! Özel medikal teypler ile sabitliyoruz. Hem kafayı hem ürünü tutan yapıştırıcılar. Çift taraflı bantlar gibi. Özel bir solüsyon var. O solüsyonla çıkarılabiliyor. Çekmeye dayanıklı. Havuza, denize girebilir, her gün duş alabilir, boyatabilir, kestirebilirsiniz. O artık sizin saçınız.

- Kanser hastalarından başka kimlere uyguluyorsunuz?

Genetik saç dökülmesi-kaybı yaşayanlarda, doğuştan veya sonradan yaşanılan kalıcı saç kayıplarında, halk arasında saçkıran denilen hastalıklarda, saç sorunu yaşayan erkeklere kısaca ihtiyaç duyan herkese uyguluyoruz.

- ABD’de yapılıyor, kişiye özel... Dolar üzerinden haliyle... Bu da maliyeti arttırıyor sanırım?

Haberin Devamı

Evet, maliyetleri düşük değil ama piyasa hemen hemen aynı. O nedenle hayatınızı ve görünümünüzü etkileyecek bu değişimi, ufak ekonomik farklar için risk etmeyin derim.

- Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Maddi imkânı olmayan bir kanser hastası size ulaşsa!

Olmaz mı? Var tabii. Birçok hastane ile çalışıyoruz. ‘İyi görün, iyi hisset’ tamamen bizim üstlendiğimiz bir proje. www.iyigoruniyihisset.com.trden detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

SAÇIM SAÇIN OLSUN

SAÇTAN bahsetmişken, Kanser Savaşçıları Derneği’nin 5 yıl önce başlattığı ‘Saçım saçın olsun’ projesini de unutmamak gerek. Projeye belirli uzunluğa gelen saçlarınızı bağışlıyorsunuz. O saçlar projeye katkı sağlayan peruk atölyelerine gidiyor, hazırlanıyor ve ihtiyacı olan tüm hastalara karşılıksız hediye ediliyor. Detaylı bilgiyi www.kansersavascilari.org/portfolio-items/sacim-sacin-olsun adresinden alabilirsiniz. 

Yazarın Tüm Yazıları