Paylaş
Bugün ise bir zamanlar Nâzım Hikmet kitabı taşıdığı için gözaltına alınanlar, tutuklananlar, onların çocukları, torunları, sol görüşlüler kadar sağ görüşten de birçok insan Nâzım’ı şiirlerini, sözlerini paylaşarak anıyor. Peki, 58 yıl sonra bile onu böylesi ‘ölümsüz’ kılan ne? Sordum.
TUTARLILIĞI ONU ÖLÜMSÜZ KILDI
2019 yılında ‘Merhaba Güzel Vatanım’ filmi ile yolu Nâzım Hikmet ile kesişen Türk edebiyatının önemli yazarlarından Ahmet Ümit’i arıyorum. Ümit “Nâzım çok büyük bir şair. 58 yıl... Öyle uzun ki... Pek çok şair unutulur, pek çok yazarın esamesi okunmaz bu kadar sürede. 58 yıl sonra, üstelik ona ‘Vatan haini’ diyen düşüncedekiler bile bugün ona sahip çıkıyorsa bu onun gücünü gösterir. Bunu sağlayan onun şiiridir” diyor. Peki, nedir bu ‘Büyük şair’ kriteri? Ümit şöyle devam ediyor: “Ölçü tam da bugündür. (Dünkü ölüm yıldönümünü kastediyor.) Sosyal medyaya bakın! 58 yıl sonra, sadece sol kesimden değil, sağdan ve bambaşka kesimlerden Nâzım Hikmet paylaşımları geliyor. Unutmayalım ki Nâzım Hikmet komünistti. Bugün ise sadece sol kesim değil Türkiye’deki tüm politik kesimlerin ve politika dışı kesimlerin sevgisi ile karşılanıyor. Herkes onun dizelerini paylaşmakta. Bunun anlamı çok büyük bir şair olmasında saklı. Zamana direnebilen bir şair ve bu bugün bir kez daha kanıtlanmıştır.”
ZAMANA DİRENEBİLEN ŞAİR
“Nâzım tutarlı bir insan, romantik bir komünistti. 1951’de Türkiye’den kaçmak zorunda kaldı yoksa onu da Sabahattin Ali’yi öldürdükleri gibi öldüreceklerdi. Sovyetler’e gitti, yanlış şeyler gördü, susmadı. Stalin’in ‘baskıcı’ döneminde ‘İvan İvanoviç var mıydı, yok muydu?’ oyununu yazdı. Haksızlıkla mücadele için harekete geçebilen, düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi düşünen tutarlı bir insandı. Politik ve insani tutarlığını hep korudu. Bu tutarlılık Nâzım’ı ölümsüz kıldı.”
SADECE MÜZELİK USTA BİR ŞAİR DEĞİL
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucularından gazeteci-yazar Zeynep Oral, Nâzım’ın sadece bir şair olmadığını söylüyor, şöyle devam ediyor: “Nâzım Hikmet bir bütündür. Yaratıcılığı, şairliği, komünistliği, haksızlığa, sömürüye, karşı direnci; cesareti, aşkları, vatanseverliği, evrenselliği, idealleri, umuduyla bir bütün. İşinize gelen yanını benimseyip, gerisini yok sayamazsınız! Ülkemde ayırımcılıktan, sömürüden, savaştan yana olup, haksızlığa, yalana, talana sarılanlar bile Nâzım’ı kullanmaya kalkıyor. Bu utanç verici!”
HASRETİM, UMUDUM
“Kuruluşuna katkım olan, 30 yıldır aralıksız emek verdiğim Nâzım Hikmet Vakfı’nda bizler gençlere bu bütünlüğü aktarmaya çalışıyoruz. Onu müzelik usta bir şair olarak değil, bütünlük içinde hayata anlam katabilmek, geleceği tasarlamak için rehber olarak benimsetiyoruz. Çünkü O, Türkçem. O, memleketim. O hasretim. O, umudum. Bugüne dek, Moskova, New York, Paris, Londra, Tokyo, Beijing, Havana, Orta Asya ülkelerinde Nâzım Hikmet’i anlatırken hep bu bütünselliği vurguladım. Ülkemde ona zulmedenler unutacak; ama Türkçe konuşuldukça, bu dilin ve bu halkın en namuslu şiirlerini yazmış insan olarak Nâzım Hikmet yaşamaya devam edecek. Böyle biline!”
TÜRKÇENİN BÜYÜK ŞAİRİ
Gazeteci-yazar Metin Celal: “Bir zamanlar, oldukça uzun bir süre siyasete alet edilmiş, siyasi farklılaşmalar için malzeme olarak kullanılmış ve o nedenle de şairliğinden çok siyasi duruşuna bakılmış bir şair o. Bugün ise geçen onca zaman içinde, hem ülke çapında onun büyük bir şair olduğunu anladık hem de şaşırtıcı bir şekilde, her konuda bölünen siyasi bir atmosferde olmamıza rağmen, siyasi endişelerden uzaklaşmayı başardık. Bu sevindirici bir gelişme. Dilerim Nâzım’ı gerçek değeri, şiirleri, eserleriyle değerlendirip, anacağımız yeni bir dönem gelmiş olsun. Kullandığı muhteşem Türkçenin de bu mirasta etkisi büyük.”
Paylaş