Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

Sinema dünyasının en prestijli ödülü kabul edilen Oscar Ödülleri için adaylar açıklanırken, o adayları hassasiyetle seçen Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin ‘yok’ saydığı isimler illaki olurdu ama bu kez ‘yok’ sayılan isimler; Barbie’nin yıldızı Margot Robbie ve tüm zamanların en büyük açılış hasılatını elde eden kadın yönetmeni Greta Gerwig olunca dünya ayağa kalktı.

Haberin Devamı

Sadece Hollywood yıldızları değil eski ABD Dışİşleri Bakanı Hillary Clinton bile “İkiniz de ‘Ken’den fazlasısınız” mesajı yayımlayarak iki kadına da sahip çıktı.

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

Hollywood’un sinemada kadınları temsil etme konusunda sınıfta kaldığı malum. 96 yıllık Oscar tarihinde sadece 8 kadın ‘en iyi yönetmen’ kategorisinde aday gösterilmiş. Sorum şu: Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı?

HILLARY CLINTON’DAN BARBIE SAVUNMASI

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

BarbIe ve Oppenheimer filmleri şüphesiz 2023 yazına “Barbenheimer” fenomeni ile damga vurdu, iki filmin çekişmesi pandemi sonrası sinemaseverleri salonlara döndürdü. Ancak gişede ipi göğüsleyen “Barbie” oldu. Dünya çapında yaklaşık 1.5 milyar dolar hasılat elde ederken, filmin yönetmeni Greta Gerwig, tüm zamanların en büyük açılış hasılatını elde eden yönetmen olarak tarihe geçti. Gelin görün ki Ken’i canlandıran Ryan Gosling ve Barbie’nin iyi arkadaşı Gloria’yı canlandıran America Ferrerayardımcı oyuncu” dallarından Oscar’a adaylık kazanırken ne Barbie rolü ile Margot Robbie ne de filmin yönetmeni Greta Gerwig Oscar’a aday gösterildi. İkilinin böylesine önemli kategorilerde es geçilmesi hem ünlü isimler hem de sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkilerin fitilini ateşledi:

Haberin Devamı

- Aktör Ryan Gosling: “Barbie olmadan Ken olmaz ve bu tarih yazan dünya çapında ünlü filmden en çok sorumlu olan iki kişi Gerwig ve Robbie olmadan Barbie filmi olmaz. Onların yeteneği, cesareti olmadan filmdeki hiç kimse takdir edilemez.”

- Yazar Stephen King: “Greta Gerwig’e adaylık verilmemiş. Bu gerçekten de doğru olabilir mi? Oscar adayları ve sinemaseverlerin zevkleri hemen hemen ayrılmış durumda.”

- Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton: “Gişeyi kazanmanıza rağmen altını eve götüremeyecek olmak acı verebilir ancak milyonlarca hayranınız sizi seviyor. Siz, ikiniz ‘Ken’den fazlasısınız.”

Haberin Devamı

SİNEMADA ERKEK EGEMENLİĞİ VAR AMA HER ŞEYİ BUNA BAĞLAYAMAYIZ

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

Yazar, çevirmen ve eleştirmen Sevin Okyay ise hem Türk hem de dünya sinemasında kadın olmanın zorluklarının herkes tarafından gayet iyi bilindiği ve hâlâ tam bir fırsat eşitliği söz konusu olmadığını kabul ediyor. “Ama” ile ekliyor: “Sırf Barbie’nin başrolü ve yönetmeni kadın olduğu için -ki Gerwig’i çok beğenirim- Oscar’a aday gösterilmemesine, ‘kadın düşmanlığı’ demek mümkün mü? Sanmam. Çünkü bu yıl çok iyi filmler ve gerçekten de büyük bir çekişme vardı. Kadınlara karşı bir duruş olsaydı Fransız kadın yönetmen Justine Triet’nin geçen yıl Cannes’da Altın Palmiye’yi kazanan ‘Bir Düşüşün Anatomisi’ ne en iyi yönetmen ne en iyi film dalında aday gösterilirdi.

Haberin Devamı

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

Erkek egemenliği, kadını yok saymak, ırkçılık vs. sinema sektöründe var olan sorunlar ama her durumu buna bağlayamayız.”

BARBIE AKADEMİ ZİHNİYETİNE ‘PEMBE’ KALMIŞ OLABİLİR

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Başkanı Esin Küçüktepepınar, Oscar’ın kendine has, endüstri odaklı, erkek aklı ile yaratılmış ve erkeklerin imtiyaz sahibi olduğu, ‘yabancı’yı da ‘kadın’ı da seviyor gibi gözükse de aslında pek de sevmeyen bir organizasyon olduğuna dikkat çekerek, diyor ki: “Ne kadar ‘ilerici’ gibi gözükseler de eski kafalı olabiliyorlar. Dünyada da Türkiye’de de durum benzer. Dolayısıyla Barbie her ne kadar gişede büyük başarı elde etmiş olsa da iş ‘ciddiyet’ ve ‘erkeklik’ odaklı olunca -ki Oppenheimer ikisini de temsil ediyor- Barbie, Akademi zihniyetine fazla ‘pembe’ kalmış olabilir. Çünkü bu zihniyet, ciddiyeti temsil ettiğine inandığı ‘gri’yi pek bir seviyor. “Bu da ne böyle? Oyuncak reklamı gibi” bir düşünce ile ‘hafif’ bulunmuş olabilir Barbie. Bu da kadınların işinin ne kadar zor olduğunun da bir göstergesi. Ki aday gösterilen diğer filmlerin birer başyapıt olduğunu da söylemek mümkün değil... Bu açıdan bakacak olursak Barbie, bence Oppenheimer ile aynı kategoride ve pekâlâ Barbie’nin yönetmeni de aday olabilirdi. Şunu da söyleyeyim: Barbie (plastik bebek) Oppenheimer’ın (atom bombasının mucidi) tüm güzellikleri yok ettiği bir dünyada doğdu.”

Haberin Devamı

AKADEMİ ARTIK MASKÜLEN DEĞİL ÇOK ÇEŞİTLİ

Oscar’ın derdi filmlerle mi kadınlarla mı

OSCAR ödülleri, yaklaşık 7 bin sinema profesyonelinden oluşan, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından yılda bir kez veriliyor. Konu Akademi olunca Altın Küre Ödülleri’nin ilk ve tek Türk jüri üyesi olan Hürriyet yazarı Barbaros Tapan’ı aradım. Akademi’nin içinde kendi denetleme komitesi olduğu ve filmler başta, oyunculardan, dekora kadar her departmanın uzmanlık alanlarına göre kategorilere bölündüğünü belirten Tapan, “Günün sonunda ‘en iyi oyuncu’ dalında yalnız oyuncular, ‘en iyi yönetmen’ dalında yalnız yönetmenler oy verebiliyor ve bu tüm departmanlar için aynı şekilde devam ediyor. En çok ismi yazılanlar aday seçiliyor. Bu noktada Barbie’nin büyük bir gişe başarısı yakalamış olmasına rağmen Oscar’a en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu dalında aday gösterilmemesi özellikle hayranları arasında üzüntü yarattı ama Barbie’nin diğer 8 dalda Oscar adayı olduğunu da unutmamak lazım. Ki bu da ‘feminist’ bakış açılı eleştirileri boşa düşürüyor. Eskiden olsa belki bu eleştiriler doğru olabilirdi, daha ‘maskülen’ bir Akademi vardı ama son 5-6 yılda hayli ‘çeşitlendi’, her dil ve etnik yapıdan üyeleri var artık Akademi’nin... Her ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu düşündüğüm Gerwig’in zor olanı başarmasından ötürü aday olması gerektiğine inansam da konunun tartışıldığı gibi kadın düşmanlığı olduğu kanısında değilim” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları