Olimpiyatlara Türk kadını damgası

Boksta Busenaz Sürmeneli altın, Buse Naz Çakıroğlu gümüş, kumitede Merve Çoban, tekvandoda Kübra İlgün, güreşte Yasemin Adar bronz madalya ile olimpiyatlarda tarih yazarken, Kadın Voleybol Milli Takımımız tarihinde ilk kez çeyrek finallerde mücadele etti. Mete Gazoz’un muhteşem altınını bir yana koyarsak ‘Olimpiyatlar kadınlarımızın zaferi ile taçlandı’ demek pek de yanlış olmaz sanki! Kadınlarımızın başarısının sırrı ile bunu devam ettirmenin yollarını işin uzmanlarına sordum.

Haberin Devamı

BELEDİYELERİN GÖREVİ PROFESYONEL LİGDE TAKIM KURMAK DEĞİL

Olimpiyatlara Türk kadını damgası


TÜRK A Milli Futbol Takımı’nın psikolojik danışmanlığını yapan, TFF bünyesinde “Genç sporcularda karakter gelişimi” ve “Psikolojik performans danışmanlığı” programlarını da yöneten Psikolog, Prof. Dr. Acar Baltaş ‘çocuk’ gelin kavramının olduğu, neredeyse her hafta bir genç kadının katledildiği bir ortamda çözümü gençlerin spora yönlendirilmesinde görüyor. Prof. Dr. Baltaş, gençlerin hayat deneyimi kazanması ve içlerindeki ‘kaotik’ enerjinin anlamlı bir amaca yönelmesinin ancak spor ile mümkün olduğunu belirterek, “Ailelere olduğu kadar yerel yönetimlere de önemli görevler düşmekte. Mahalle aralarında, köylerde sıkışıp kalan gençlere belediyeler aracılığı ile ulaşılabilir. Belediyelerin görevi profesyonel liglerde takım kurup oynatmak değildir! Bu lafım ile Başakşehir’i kastetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Alt kümelerde de birçok belediye takımı var. Belediyelerin görevi, spor alanları yaratmak ve buralara eğitimli hocalar koymak, gençlere ama özellikle genç kızlarımıza ulaşmak, bu faaliyetleri organize etmektir, ki bu gençler işte o zaman birer şampiyon, iyi birer sporcu olmaktan da öte kazanacakları becerilerle önce iyi vatandaş, iyi insan olurlar” diyor.

DESTEK GEREK

Haberin Devamı

SPOR medyasında ‘Yetenekli kuşak’ inancının hâkim olduğunu ancak bu inancın temelsiz olduğunu belirten Prof. Dr. Baltaş ‘Hangi yetenekli kuşak bu?’ diye soruyor, şöyle de devam ediyor: “Bunun kuşak ile alakası yok! Bizde kapasite var ama kullanan yok. Türkiye maalesef bilime-spora sırtına dönmüş durumda. Kadınlarla ilişki de bunun bir parçası. Kadını eve kapatıyor, kapasitesinden faydalanmıyor, ‘Yapamaz, edemez’ diyoruz. İmkân verilen genç kadınlarımızın neler başardığına bir bakın. Onların olimpiyatlarda aldığı bu dereceler başka kız çocuklarını da motive edecektir. Tüm bunlar yeni nesli harekete geçirecek, bakış açısını da değiştirecektir. Tek gereken ise biraz destek!”

FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI

Olimpiyatlara Türk kadını damgası


SPOR yazarı Banu Yelkovan boksta kızlarımızın arka arkaya aldığı başarılarla ileride spora başlayacak birçok kız çocuğunun hayatının kurtulacağını söylüyor ve “Biliyor musun? Bunu hem mecazi hem de gerçek anlamı ile söylüyorum. Boks bugün birçok genç kadının sportif başarı elde etmesi ya da sokakta başlarına gelebilecek bir saldırıya karşı kendilerini koruması açısından yapabilecekleri en iyi branşlardan biri” diyerek, şöyle devam ediyor:

Haberin Devamı

“TEKVANDOSU, boksu, karatesi, güreşi, voleybolu... Bu başarılar bir genç kızımıza dahi ilham oluyorsa ne mutlu. Hem takım sporunda hem de bireysel sporlarda gelen her başarı çok kıymetli. Yeri gelmişken kadınların erkeklere kıyasla daha başarılı olduğunu söyleyelim. Pozitif ayrımcılık mı bu yaptığım? Evet. Fırsat eşitliği sağlanana kadar pozitif ayrımcılığa devam. Spora başlamada fırsat eşitliği, o sporu yaparken fırsat eşitliği, sonrasında bir yerlere gelene kadar ki süreçte fırsat eşitliği noktasına gelene kadar... Hak etmeyen, sırf kadın olduğu için de bir yerlere gelsin demiyorum. Ama erkekler ile aynı şartlar ile başlayıp, erkeklere yaklaşıldığı ciddiyette kadın sporculara yaklaşıldığı ve en az erkekler kadar destek gördükleri gün başka şeyler konuşmaya başlayabiliriz!”

Haberin Devamı

BAŞARININ SIRRI

BİR avuç kadın sporcunun bunca imkânsızlığa rağmen böylesi başarılarla adını tarihe yazdırmasının sırrı ne? İnanç Temelkuran’ın 2010 Avrupa Şampiyonu güreşçi Evin Demirhan’ın mücadelesini anlattığı ‘Siirt’in Sırrı’ isimli belgeselini hatırlatan Yelkovan, “Güreş, halter, boks, tekvando... Normalde kadın sporu olarak görülmez. Belgeselde de anlatıldığı gibi, hele de küçük yerlerde evin abisi spora gönderilirken, evin kızı da ‘O da gitsin bari’ denilerek gönderilir. Bir noktada erkek sporu bırakır ama kız devam eder. Öyle bir sarılır ki spora... Bırakmaz. Bir de bu tarz sporlar mahalle arasında küçük salonlarda da kolaylıkla yapılabiliyor. Buna kadınların birçok işi aynı anda yapabilme kapasitesini de ekleyin. Kadınlar verilen komut/taktik neyse harfiyen yapıyor, antrenör ile daha az çatışma yaşıyorlar. Yapılan yatırım, medyada yer alma sayısı ve lisanslı sporcu sayısının azlığı falan da düşünülünce kadınların başarısının tesadüf değil, alınteri olduğunu düşünüyorum” diyor.

Haberin Devamı

İYİ Kİ VARSINIZ

Olimpiyatlara Türk kadını damgası


SPOR yazarı Uğur Meleke sporun, dolayısıyla sporda alınan her başarının sokakta gördüğü değerin muazzam olduğunu belirterek, “İspanya futbolda, kaleci “Iker Casillas”lı takımıyla dünya şampiyonu olduğunda, Kastilya Bölgesi’nde doğan çocuklara en fazla konulan isim Iker olmuştu o yıllarda. Bizde de TÜİK verilerine göre son 10 yılda doğan çocuklarda Emre’lerin Arda’ların artışı dikkat çekici. Sporun işte böyle bir tarafı var. Bilim kadar, sanat kadar önem arz etmese de sokakta gördüğü değer muazzam. Bu olimpiyat da Edaların, Ebrarların, Busenazların olimpiyatı... Birkaç günlüğüne de olsa manşetlerde Azra Gülendamların-Esra Hankuluların-Aleyna Çakırların adının yanına Ebrarlar, Busenazlar yazıldı. Sokaktaki tedirgin kız çocuğuna umut oldu bu sporcular. Yurdun dört bir yanında kendilerinden sonra gelenlere rol model olmalarıyla ne kadar sevinsek, umutlansak, gurur duysak az. İyi ki varsınız” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları