Paylaş
BU SÖZLER SUÇ VE AYRIMCILIKTIR
Beyaz Ay Derneği Genel Başkanı, Türkiye’nin görme engelli ilk Milletvekili Lokman Ayva çok sinirli. “Videoyu 10 kere izledim acaba yanlış mı anladım diye. Gerçekten aklım almıyor” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Hele de toplumun gözü önündeki bir belediye başkanının ‘Engelliler mi kaldı?’ gibi bir yaklaşım içinde olma gibi bir lüksü var mı? Bu lafının tercümesi, ‘Engelliler evde otursun, zaten onlara gerek yok’tur. Çalışmak da, okumak da, yol da hakkımızdır. Kimin hakkını kime vermiyorsunuz? Bu sözler düpedüz ayrımcılığa girer ve suçtur. TCK 122. maddesi ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep farklılığından kaynaklanan ayrımcılığı suç saymıştır. Burada toplumun önemli bir kesimini aşağılama ve dışlama var. Ayrıca belediyelerin görevi kadın, çocuk, engelli ayrımı yapmadan her kesime hizmet sağlamaktır. Bir hizmeti A ya da B kesime lütfedemezsiniz. Ben de herkes kadar vergimi veriyorum, öyle değil mi? Eğer CHP, ‘Toplumumuzun kesimleri arasında hiçbir ayrımcılık yapmam, yapana da izin vermem’ diyorsa o zaman bu belediye başkanına ceza vermek, başkan da özür dilemek zorunda. Aksi, bu davranışı onaylamak anlamına gelir. Zaten bugüne kadar ki bu yanlışlar nedeni ile toplum kanaati engelliler aleyhine oluşmuştur.”
TOPLUMSAL ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Engelsiz Yaşam Derneği kurucu üyelerinden Levent Açlan eski bir arkadaşım. ‘Videoyu izleyince ne hissettin?’ sorusu ile aradım. Dedi ki: “İnan hiç şaşırmadım. Başkanın hangi partiden olduğundan bağımsız olarak şunu diyebilirim, Türkiye’de maalesef zihniyet bu! En sağından en soluna, yelpazenin bir ucundan diğerine, sosyo-ekonomik farklılıklar fark etmeksizin bugüne kadar engelliler hep ‘yok’ sayıldı. Bundan 30 yıl önce de bir başka siyasetçi ‘Görenler iş buldu da körler mi kaldı’ demişti. O zamandan bugüne değişen bir şey yok anlayacağın. Toplu bir değişim, dönüşüm şart ama bunun için önce ‘farkındalık’ olmalı.”
ÖZÜR DİLEMELİ YA DA PARTİSİ HAREKETE GEÇMELİ
Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı, GETEM’in direktörlüğünü yürüten Dr. Engin Yılmaz da benzer görüşte: “Bu işin A partisi B partisi yok. Zihniyet meselesi. Siyasilere bakın, sadece özel günlerde mesaj atıyorlar. Onların da çoğu ‘Engellilerimizi koruyup kolluyoruz’ minvalinde. Meseleyi sadece yardım ve kollamak üzerinden okuyup bunun aslında hak temelli bir mesele olduğunu anlamadığınız sürece isimler değişir zihniyet aynı kalır. Halkın seçtiği ve takip ettiği göz önündeki politikacıların da ağzından çıkan her lafa dikkat etmesi gerekiyor. Aynı Başkan, ‘Önce Türklerin işini halledelim, Kürtlerin/romanlarınki sonraya kalsın’, ‘Önce erkeklere iş bulalım da kadınlara sonra bakarız’ gibi bir laf edebilir mi? Bu ‘ayrımcılıktır’. Irkçılıktan farkı yoktur. Verdiğim bu örneklere nasıl öfkeleniyorsak söz konusu engelliler olunca gülüp geçemeyiz. Başkan acilen özür dilemeli, partisi de bu söylemleri nedeni ile kendisini uyarmalı. Yarın üç, beş engelli arkadaşımızı toplayıp açıklama yapması ya da onlara yemek vermesinin nezdimizde bir kıymeti yok.”
BU AŞAĞILANMANIN SEBEBİ BİRAZ DA BİZLERİZ
Milli sporcu, sosyal girişimci Celal Karadoğan, başkanın ağzından çıkan sözlerin siyaset değil zihniyet ile alakalı olduğunu düşünüyor. ‘Ama’ diyor, ‘Suç biraz da bizde.’ Neden? Şöyle cevaplıyor: “Bir belediye başkanının ağzına geleni, umarsızca söylemesinin nedenlerinden biri aslında engellilerin kendisidir. Çünkü bugün bu sözlerin ardından, bir engelli dahi olsa, belediye önüne gidip hakkını arayan, ‘Ben de bu ilin bir yurttaşıyım, insanım ve vergimi ödüyorum’ diyen var mıdır? Yok. Sadece sosyal medyadan kınama var. 2011’de dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ bir vatandaşa “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne yapalım?” demişti. Ne oldu? Unutuldu. Artık siyasetçiler de çok iyi biliyor ki engelliler örgütsüz ve sadece seçim zamanı hatırlanan, oy deposu olarak görülen bir gruptur. Bugün en yüksek engelli maaşı bin 200 lira. Bunu kabul eden her şeyi eder. Engelli olmayı kendi yararlarına kullanan federasyonlar, dernekler var. Bir araya gelip güçlüce ses çıkarmadığımız ve örgütsüzlük devam ettiği sürece kimse toplumsal bir aydınlanma, değişim ya da özür beklemesin.”
HERKES KADAR YAŞAM HAKKIMIZ VAR
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Semra Çetinkaya ise “Engelli olabiliriz ama biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Herkes gibi bizim de yaşam hakkımız var. Dışarı çıkmak, işe gitmek herkes kadar bizim de en doğal hakkımız. Bu noktada siyasetçilerin desteğini beklerken, bu açıklamaları üzüntüyle takip ettik. Bizler tekerlekli sandalye ile hayatlarımıza devam ederken, birilerinin bizi kolumuzdan tutup götürmesini değil, o yollarda düşmeden, zorlanmadan tek başımıza ilerlemek istiyoruz” diyor.
BAŞKAN DEMİR SUSKUN
Gün içerisinde kendisini dört kez aradım, telefonlarıma dönmedi. Üç kez de özel kalemi ile konuştum, kendisi bana Başkan Demir’in ileriki günlerde (gündem soğuyunca sanırım) bir açıklama yapabileceğini, gün içinde yoğun olduğunu iletti.
Paylaş