Paylaş
İÇKİ MASASINDA GÖBEK ATMAK BİR ROMAN GELENEĞİ DEĞİLDİR
HAZİRAN 2015 seçimlerinde CHP’den Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın üçüncü Roman milletvekili seçilen Özcan Purçu’yu aradım. Hem Romanların gelenek göreneklerini ondan daha iyi bilen biri olamazdı hem de bugüne kadar Roman vatandaşların hakları için çok mücadele vermiş bir isimdi. “İzlediniz mi görüntüleri? Bu görüntüler için ‘Romanların kültürü bu’ diyebilir miyiz?” sorununu yönelttim.
HAKARETTİR
Diyor ki: “Bizim böyle bir kültürümüz yok. Bugüne kadar, Roman düğününde, hele de ailesi yanında olmayan bir kız çocuğunun içki masasına çıkarılıp göbek attırıldığını görmedim ben. Roman düğünlerinde kadınlar ön plandadır. Kadınlar başka bir alanda erkekler de hele içki içilecek ise kadınların eğlendiği yerden uzakta, kendi alemlerinde eğlenir. Dolayısıyla Roman düğünlerinde ‘içki masasında göbek atma’ gibi bir gelenek yoktur. Hele de bir kız çocuğu için... Bu durumu tasvip etmediğimiz gibi ‘gelenek böyle’ gibi saçma açıklamaları da hakaret kabul ediyoruz. Ayrıca videoyu izledim. Küçük kızımız Roman dans figürleri yapıyor ama ben o düğüne katılanların Roman olduklarını düşünmüyorum. Çocuğun gerekirse koruma altına alınması, devletimizin çocuğu o masaya çıkaran ve alkış tutanlara gerekli cezayı vermesi gerektiği inancındayım.”
DANSIN ALTINDA İLLA BİR ART NİYET ARAMAMAK LAZIM
İSTANBUL Roman Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Nebahat Bilgiç’i de aradım.
Durumu pek de garipsemedi. Büyüdüğü mahallede kız çocuklarının masaya (içkili olup olmasından bağımsız) çıkarılıp göbek attırıldığını söylüyor. Ve ekliyor: “Belki inanmazsın ama benim de birkaç kez hemen hemen o kızla aynı yaşlardayken masaya çıkarılıp göbek atmışlığım var.”
HERKES AKRABA
Şöyle devam ediyor: “Yanlış anlama. Bu, ‘Hoş bir durumdur’ demiyorum. İstanbul özelinde konuşmak gerekirse böyle bir kültür kalmadı. Ama demek ki Anadolu’da bunu devam ettiren soydaşlarımız var. Herkesin farklı örf-âdet-gelenek görenekleri vardır. Bunda illa art niyet aramamak gerekiyor. Dans etmek, göbek atmak... Biz öyle bir kültürle büyüdük. Ben de göbek attım masalarda, bir şey mi oldu? Roman düğünleri zaten genellikle içkili olur. Bu tarz durumlar olabiliyor bizim eğlencelerde. Ama bu demek değil ki ‘çocuk taciz edildi’. Aksine bu bizim o çocuğa sevgimizi, ilgimizi gösterme ve alkış tutma şeklimiz. Şunu da söyleyeyim; o masada zaten dışarıdan kimse olmaz, herkes akraba. Zaten dışarıdan insan olsa böyle bir eğlence de olmaz. Kimse kimsenin çocuğunu alıp da birilerinin eğlence masasına meze etmez, edemez de zaten. O sebeple videoda abartılacak, rencide olunacak kötü bir şey görmedim ben.”
ÇOCUĞUN RUH SAĞLIĞI ‘OYUN’ DEĞİLDİR
ŞİMDİ gelelim uzman görüşüne. Her gün onlarca vaka ile karşılaşan Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri’ye göre altında art bir niyet olmasa dahi çocukların eğlence aracı olması ihmal ve istismardır. Diyor ki: “Bu videoda çocuğun bilinçsizce yaptığı erotik figürler, izleyenlerin de coşması gibi erotik kabul edilebilecek bir durum da söz konusu. Kimse kusura bakmasın ben bunda iyi niyet göremiyorum. Bu, baştan sona çocuk istismarı. ‘Kültürümüz böyle’ gibi bir yaklaşım da kabul edilemez. Böyle bir kültür varsa o zaman o kültürü yok etmek için mücadele etmek gerek.”
TACİZ AİLE İÇİ OLABİLİR
Doç. Dr. Çeri ebeveynleri yanında olsa dahi çocuğun içkili bir ortamda bulunmasının travma sebebi olabileceğini belirterek, şöyle devam ediyor: “DSÖ’nün listelediği ‘olumsuz çocukluk çağı’ durumlarından biri de anne ya da babanın çocuk yanında kontrolünü kaybedecek kadar sarhoş olması ve çocuğun sıklıkla alkollü ortama sokulmasıdır. Çünkü çocuklar ebeveynlerinin ne yapacağı, nasıl davranacağını tahmin etmek, bilmek ister. Oysa alkollü iken bu mümkün değildir. Videoda da koca koca adamlar var. Hepsi alkollü, ne yapacakları belli değil. Diyelim oradakilerin hepsi o çocuğun akrabaları. Hatırlatayım; çocuğa yönelik cinsel taciz ve istismarın yüzde 85’i aile içidir. Yani bu açıdan da durumun kabul edilebilir bir yanı yok.”
KANUNLARIMIZ YETERSİZ
“Çocuklar, erken yaşlarda yaşadıkları durumları oyun gibi görürler. Ne normal ne değil bilemezler çünkü. 13-14 yaşına geldiklerinde yani bilinç geliştiğinde bunun oyun olmadığını anlarlar ve ruhsal bir çöküş yaşarlar. Bir çocuğa zehirli şeker verdiğinizi düşünün. Çocuk zehirli olduğunu bilemeyeceği için keyifle yer. O şekerin zehirli olmasından yetişkin sorumludur yani çocuklar korunmaya muhtaçtır. Bu sebeple çocuğun ruh sağlığı ‘Ama o da eğleniyordu, gülüyordu’ denilebilecek bir oyun değildir. Bu saçma partiye katılan herkesin de ceza alması gerekir. Ancak üzülerek söylüyorum bu konuda kanunlarımız yetersiz. ‘Ne olmuş ki çocuk oynamış’, ‘Ne olmuş ki bir kerecik öpmüş, bir kerecik dokunmuş’ ve/veya ‘Bunun için hapis mi verilir?’ bakış açısı var. Dolayısıyla sadece hâkim ve savcı değil çocuk taciz ve istismar davalarına bakan herkesin pedagoji ve travma eğitimi alması gerekir.”
Paylaş