Paylaş
HAVUZ VE DENİZ İÇİN ASIL KRİTER HİJYEN
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, hava sıcaklıklarının artmasıyla virüsün bulaşma hızının da azalabileceğini söylüyor. Özlü, “Sıcaklığın artması, nemin azalması ve güneş ışığındaki ultraviyole virüsün bulaşmasını zorlaştıracaktır. D vitamini sentezimiz artacak, bu da bağışıklık sistemimizi güçlü kılacaktır” diyor. ‘Havuz ve deniz ne kadar güvenli?’ sorusuna gelince Prof. Dr. Özlü temkinli: “Bu virüsün her özelliğini tam anlamıyla bilmiyoruz. Şu ana kadar havuz ya da deniz suyu ile bulaştığına dair elimizde bir bilgi yok ama bu demek değildir ki ‘kesinlikle bulaşmaz’. Virüsün nasıl davranacağı belli değil. Deniz içinde barındırdığı tuz nedeniyle yine bir nebze olabilir ama havuz için hijyen, temizlik, kaç kişinin aynı ayna girdiği gibi konularda endişelerim var.”
Prof. Dr. Özlü ‘Nasıl olsa suda virüs yok’ zihniyetiyle bir anda herkesin sahillere doluşması ve sosyal mesafe kurallarının hiçe sayılmasının tehlike olacağını söylüyor.
TEHLİKE MESAFE
Özlü “Belki su ile bulaşmaz ama biz birbirimize pekâlâ bulaştırabiliriz. Cümbür cemaat herkesin havuza atladığı bir ortamda, havuzdan çıkarken, güneşlenirken mesafenizi koruyamazsanız size de bulaşır. Sahiller iç içe geçilen ortamlar, maske de takılmamış olunacak, haliyle bu da riskli. Evinizin bahçesinde havuzunuz vardır, sadece size aittir o zaman sıkıntı yok. Ya da denize girdiniz ama etrafta kimseler yok, uzun bir kumsalda tek başınasınız o zaman da sorun yok. Diğer insanlarla teması koruyamadığınız her ortam ve her koşul risklidir. Ve bu riski almaya değmez” diyor.
KLORDAN ÇABUK ETKİLENİYOR
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer: “Virüsün 21-24 derece sıcaklıkta yüzde 40 nem ortamında yaşayabildiğini, klordan etkilenip öldüğünü ve su ile (fosseptik su hariç) bulaşmadığını biliyoruz. Yani deniz tuz yoğunluğu, havuz ise içindeki klordan dolayı virüse yaşayacak bir ortam vermiyor. Ama bu ‘Oh, ne rahat! Haydi havuza’ demek değil. Havuzdan, denizden bulaşmıyor belki ama girmeden öncesi ya da çıktıktan sonrası hayli kritik! Ortak kullanılan her alan virüsün bulaşıcılığı açısından tehlikeli. Mesela havuzdan çıkmak için konulan tırabzan ve merdivenlerde bile virüs olabilir. Sizden önce giren kişi dokundu ama yeteri kadar temizlenmedi, siz de dokundunuz, virüs size de bulaştı demek bu. Sağlıklı bir yaz geçirebilmek için sosyal mesafe-dezenfeksiyon-hijyen kurallarına harfiyen uyulmalı.”
BU ÖNLEMLERE DİKKAT
Havuz başlarında her 4 metrekareye 1 kişi düşecek. İç içe bir görüntü olmayacak.
Şezlong, masa aralıkları en az 1 metre olacak. Havuz dışında maske takılacak.
Kişiye özel, tek kullanımlık havlular olacak ya da kendinizinkini kullanacaksınız.
Her yerde dezenfektanlar olacak ve sıklıkla kullanılacak.
Yaz geliyor ama salgın bitmedi. Yazın da yönetilmesi gereken bir süreç. Herkes yeni normale bir an önce uyum sağlamalı.
SICAK HAVADA NE YAPILMALI
Güneş ışınlarının dik geldiği 11.00-16.00 saatleri arasında güneş altında ve yeterli hava akımı olmayan kapalı alanlarda kalınmamalı, aşırı efor gerektiren işlerden uzak kalınmalı.
Bol su, tuzlu ayran, maden sodası tüketilmeli, alkol ve sigaradan uzak durulmalı, ağır, yağlı yemeklerden, tıka basa yemekten kaçınılmalı.
Oruç tutanlar terlememek ve sıvı kaybetmemek için çok dikkat etmeli, iftarla sahur arasında bol sıvı almalı.
Sentetik ve dar giyecekler yerine pamuklu, ipek veya ketenden bol ve rahat kıyafetler tercih edilmeli, şapka ve güneş gözlüğü takılmalı.
Sıcak çarpmasında halsizlik, bitkinlik, baygınlık, aşırı terleme, bulantı ve baş ağrısı, ateş gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Doktora başvurulmalı.
ŞEZLONG VE SOYUNMA KABİNLERİ TEHLİKELİ
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Dr. Esra Ergün Alış şu ana kadar yapılmış araştırmalara dayanarak deniz suyundaki tuzun ve yoğunluğunun virüsün yaşamasına elverişli bir ortam sunmadığını, havuzlarda da başta klor olmak üzere kullanılan dezenfektan özelliğine sahip maddelerin virüsü etkisiz hale getirdiğini söylüyor. “Ancak” diyerek parantez açıyor: “Endişemiz havuz ya da denizde yüzülmesi ve buradan virüs bulaşması değil. Çıktıktan sonra insanların sergileyeceği davranışlar asıl bizi endişeye iten. Sosyal mesafe kurallarının ihlal edilebilecek olması kaygı yaratıyor. Ayrıca, sahilde ya da havuz kenarındaki ortak kullanım alanları, tuvaletler, soyunma kabinleri ve şezlongların hijyeni de hayli önemli ve kritik.”
DENİZ Mİ HAVUZ MU
Alış, havuz oyuncaklarından tutun da ortak kullanılabilecek her türlü gözlük, şnorkel, deniz yatağı gibi eşyanın virüsün bulaşmasında önemli etken olabileceğinin altını çizerken “Unutulmaması gerekir ki aramızda asemptomatik dediğimiz, virüsün ‘hayalet’ taşıyıcıları var. Ve bunların kim oldukları belli değil. O nedenle bu eşyaların ortak kullanılmaması gerekir. Ya kendinize ait eşyalarınız olsun ya da dezenfeksiyonun tam olduğundan emin olun” diyor. ‘Deniz mi?’ yoksa ‘Havuz mu?’ sorusuna ise Dr. Alış şu yanıtı veriyor: “Deniz daha geniş bir alan. Kişinin daha açıklara yüzmesi mümkün ki bu da insanlarla teması en aza indirmek demek. Fakat havuzda bu imkân çok daha kısıtlı. En az 1.5 metre aralıklarla yüzmek gerekli. Eğer bir havuza 20 kişi atlar, yakın mesafede şakalaşır, oynar, sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarsa, biri bile taşıyıcı ise diğerlerine bulaştırma olasılığı çok artar.”
Paylaş