Paylaş
EPSTEİN BELGELERİNDE ŞOK ‘KASET’ İDDİASI
Epstein davası birçok açıdan karmaşık ve de “iddialar” üzerine kurulu bir dava. Belgelerin birçoğu mağdurların 9-10 yıl önceki ifadelerine dayanıyor. Örneğin:
1. 250 sayfadan oluşan son belgeler Epstein’in ortağı da olan ve kurdukları ağa 18 yaşından küçük kızlar bulmak suçlaması ile 20 yıl hapis cezası alan kız arkadaşı Ghislaine Maxwell’e 2015 yılında açılan davadan alınma.
2. Bu belgelerde Sarah Ransome isimli mağdur, Epstein’ın elinde ABD eski Başkanı Bill Clinton, Donald Trump, ayrıca İngiltere Prensi Andrew ve milyarder işadamı Sir Richard Branson’ın seks kasetleri olduğunu gördüğünü ve hatta kasetleri kopyaladığını iddia ediyor.
3. Ransome 2016’da New Yorker dergisine bu iddiaları tamamen uydurduğunu açıklıyor.
4. 2018’de Epstein ve Maxwell ile “miktarı açıklanmayan” tazminat davası sonrası uzlaşıyor.
5. ITV’ye dün verdiği röportajda ise “O zaman korktuğum için öyle söyledim. Eminim o kasetler bir yerlerde” diyor. Ancak kopyaladığını iddia ettiği kasetlere dair bir kanıt sunamıyor.
İşte bu ve benzeri sebepler ile; iddialar ortaya atılıyor, geri çekiliyor, sonra yeniden ısıtılıyor. Epstein davası daha çok su kaldıracak gibi. Bunu akılda tutmak gerek.
TÜRKİYE İDDİASI GERÇEK DE OLABİLİR PROPAGANDA DA
Gelelim Türkiye iddiasına. Geçen hafta açıklanan belgelerde- dosya no 1328’de- mağdur avukatı Katherine W. Ezell, 13 Nisan 2010’da Epstein’in özel pilotu Nadya Marçinko’ya, çapraz sorguda, şu soruları soruyor:
Soru 1: 15 yaşındaki mağdur Jane’e (Doe 102 kod adı) Jeffrey Epstein ve/veya Ghislaine Maxwell tarafından pasaportlar alındığı ve Palm Beach, New York, Santa Fe, Los Angeles, San Francisco, St. Louis, Avrupa, Karayipler ile Afrika’ya götürüldüğünü biliyor muydunuz?
Soru 2: Yine mağdur Jane’in ifadesine göre Jeffrey Epstein’ın Türkiye, Çekya ve Asya ülkelerinden küçük kız çocuklarını getirttiği iddiası var. Bunun farkında mıydınız?
Soru 3: Jeffrey Epstein uluslararası seks çocuk işçisi ticaretine dahil olmuş mudur?
HER YERDE TAŞERONLARI VAR
Marçinko sorulara yanıt vermiyor. Ancak belgelere de giren bu iddia gündemde. Eski New York Polis Departmanı Teşkilatı Toplum Koordinatörü Erhan Yıldırım diyor ki: “Davayı 2015’den beri takip ediyorum. Bir Türk mağdur olduğunu biliyorum ama Türkiye detayı ile ilk kez karşılaştım. Sonuçta bu bir iddia. Ne kadar doğru? Bilemeyiz. ABD eski Başkanı Trump’ın Epstein’ın ‘seks adası’na gittiği de iddia edilmişti ama oraya hiç gitmediği ortaya çıktı. Elbette her iddia ciddiyetle değerlendirilmeli. Ancak bu iddia propagandaya çevrilmek üzere kayıtlara da ‘sokulmuş’ olabilir. Öte yandan dünyada çocuk ticareti diye de bir gerçek var. Her yerde taşeronları var ve özellikle terör gruplarını etkin şekilde kullanıyorlar. Belki bir ayağı Türkiye’ye uzandı (?) Olabilir. Türkiye’den 4 bin kilometre uzakta, Hollanda’nın Maastricht kentinde bulunan ve depremzede olduğunu söyleyen 5 yaşındaki Türk çocukla ilgi Türk makamların girişim başlattığını da hatırlatalım. O çocuk oraya nasıl gitti? Dolayısıyla bu iddianın gerçekliği acil şekilde araştırılmalıdır.”
İLK DEFA BU KADAR NET BİR TEHLİKE SİNYALİ DUYDUK
Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, bir cinsel sömürü davası olarak yakından takip ettikleri Epstein davasının tüm dünya kamuoyunun, kendi ülkesi için “Acaba bizim ülkenin çocukları da mı?” dediği bir aşamaya evirildiğini belirterek, “İlk defa kendi ülkemizle ilgili bu kadar net bir tehlike sinyali duyduk. Her ne kadar Türkiye’deki çocukların kaçırılması durumu iddia olsa da bu sinyali alarak kendi önlemlerimizi geliştirmemiz ve durumun akıbetinin araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Senelerdir UCİM olarak takip ettiğimiz davalarda söylediğimiz cümle hep şu oldu: İstismar faili her meslek grubundan, her statüden olabilir. Failin statüsü bizim çıkarmamız gereken sesi değiştirmez, biz bu mücadeleyi topyekûn vereceğiz.” Epstein davası ile ilgili olarak da Türkiye’de vicdanlı hakimler ve savcılar olduğunu biliyorum. Çocukların sömürü, kaçırılma tehdidi gibi bir durum karşısında sessiz kalmayacaklarına inancım tam” diyor.
1999 DEPREMİNİN KAYBOLAN ÇOCUKLARI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adli İstatistik verilerine göre 2008- 2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuk kayboldu. TÜİK, 2016 sonrası kayıp çocuklara ilişkin verileri açıklamayı bıraktı. Dolayısıyla kayıp çocuk sayısı konusunda net rakam vermek mümkün değil. Sosyal medyanın dilinde dolanan, “Epstein’in kaçırdığı iddia edilen çocuklar 1999 depremi sonrası kaybolan çocuklar mı?” sorusuna da verecek net bir cevap yok. İnanıyorum ki bu iddia yetkili makamlarca araştırılacaktır. Peki, 1999 depremi sonrası kaç çocuk kayboldu?
22 Eylül 1999 tarihinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Sorumlu Bakan Hasan Gemici’nin açıklamasına göre 23 çocuk. Bunlardan 5’i ilerleyen zamanda sağ salim bulundu ancak 18’inden haber alınamadı.
Kayıp çocuklardan biri; Gözde’nin annesi Nurgül Karamert 2021’de zaman aşımından dolayı kızının dosyası kapandığında, Hürriyet’ten İpek İzci’ye şöyle konuşuyor: “İhbarlar var, şahitler var, sağ kurtulduğuna eminim ama kızım ortada yok. Bir kere bile başımı yastığa huzurla koymadım.”
Paylaş