Paylaş
KÖPEKBALIĞI DEĞİL AKDENİZ ZARGANASI
Mısır’ın Kızıldeniz kıyılarında köpekbalığı saldırısı sonucu iki turist kadının haberini yeni okumuştum ki sosyal medyaya Muğla, Marmaris kıyılarında görüldüğü iddia edilen köpekbalığı haberi düştü. Ben de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Halit Filiz’i aradım. Ortada çok net bir görüntü olmamakla birlikte, eldekini beraber inceledik. ‘Bu bir köpekbalığı mı?’ Prof. Dr. Filiz şöyle cevaplıyor: “Görüntülerde sadece sırt ve kuyruk yüzgecinin uç kısımları görülüyor. Deniz üzerinde görülen her yüzgeç ‘köpekbalığı’ değildir. ‘Akdeniz Zarganası’ adını verdiğimiz kılıçbalığı (Tetrapterus belone) türü var, ona çok benziyor. Bu zamanlar da buralar ve Datça taraflarında sıklıkla gözleniyor, insanlar da köpekbalığı diye panik oluyor ama endişeye mahal yok.”
SALDIRMIYORLAR
Önümüz bayram tatili. Birçoğumuz deniz tatiline çıkacak. Aklımda iki soru var: Bir; Ege ve Akdeniz’de köpekbalığı var mı? İki; saldırma ihtimalleri ne? Prof. Dr. Filiz, Ege ve Akdeniz kıyılarında 36 kadar köpekbalığı türü olduğunu ama saldırma ihtimallerinin türlerinden dolayı pek olmadığını söylüyor. Diyor ki: “Köpekbalıklarının sayısı dünya genelinde azaldı ve koruma altındalar. İnsanlar onlardan daha tehlikeli. Her yıl dünya genelinde 15 insan köpekbalığı saldırısı yaşıyorsa bir milyonun üzerinde köpekbalığı da insan aktivitesi nedeniyle ölüyor. Beyaz köpekbalığının Kuzey Ege ve Marmara’da varlığına dair tarihsel kayıtlarımız var ama ilginçtir saldırma olayı hiç yok. Bunun en iyi örneği de Gökova’daki Boncuk Koyu’dur. Bu koy kum köpekbalıklarının üreme sahası. Mayıs-haziran gibi üremeye gelirler. İnsanlar da o koydan yıllardır denize girer. Hiçbir saldırı olmadı bugüne kadar.”
MADALYONUN İKİ YÜZÜ
“Bizim kıyılarda her çeşit deniz canlısı, fok, yunus, köpek ya da kılıçbalığı görülüyor, doğru. Sadece Muğla kıyılarında en az 5 koruma sahamız var. Bu, biyoçeşitliliğin bir göstergesi olarak ekosistemin sağlıklı olduğunu gösterse de madalyonun bir de öteki yüzü var. Açık denizlerde görülen bu türler neden şu an kıyılarda görülüyor? Acaba açık denizlerde besin bulamıyorlar da mı kıyalara geliyorlar? Yoksa sular mı ısındı? Tüm bunların bilimsel olarak takip edilmesi gerekir.”
TEMASTAN KAÇININ HAMLE YAPMAYIN
BANDIRMA, 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı da benzer görüşte: “Görülen köpekbalığı değil, Merlin tür dediğimiz bir kılıçbalığına benziyor. Köpekbalığı bu kadar kıyıya çok nadir olarak gelir. Gelse bile dönüşleri bu videodaki gibi olmaz. Tabii bu söylediklerim görüntü üzerinden yaptığımız bir tahmindir. Kesin değil.” Prof. Dr. Sarı bu tür hayvanların kıyıya bu kadar çok yaklaşmasının normal olmadığını da belirterek, diyor ki: “Bu kadar kıyıya geldiyse bir hastalığı olabilir ya da av takibi gibi bir durumu veyahut bir şeyden korkmuş, ürkmüş olması olası. Büyük olasılıkla da hayvan o an panik haldedir ve bu durumda nasıl davranacağını da kestirmek zordur. O nedenle:
Hayvan ile temastan kesinlikle kaçının, hamle yapmayın.
Köpek balıkları ancak çok aç ya da kanayan bir yaranız varsa saldırabilir, aksi halde saldırmaz.
Unutmayın her yıl katır tepmesinden ölen insan sayısı köpekbalığı saldırısından ölen insan sayısından fazladır. O nedenle korkmayın, paniklemeyin, dehşete kapılmayın!
Hayvanın motivasyonunu bilmediğimiz için dost görünse bile uzak durun, denizden çıkın.
EKOSİSTEM İŞLİYOR
Eğer bir denizde köpekbalığı varsa bunun bize oradaki ekosistemin kuvvetli çalıştığına dair ipuçları verdiğini de belirten Prof. Dr. Sarı, “Tabii sadece bir hayvana bakarak, ‘Yaşasın, denizlerimiz tertemiz’ demek yanlış olur ancak bu büyüklükte hayvanları gördükçe deniz ekosistemi sağlıklı çalıştığı için de mutlu oluyoruz. Zira bu canlılar besin zincirinin üstünde bulunurlar. Eğer ekosistem bozulursa tepede bulunan, ‘avcı’ balıklar dediğimiz bu türler de yok olabilir” diyor.
HEMEN DENİZDEN ÇIKIN
DİYELİM denizde köpekbalığı ile karşılaştık veya dev bir caretta caretta ya da bir başka deniz canlısı ile. Nasıl davranmak lazım? Prof. Dr. Filiz, doğru müdahalenin paspas olmadığı ve bunun bilgisizlikten kaynaklanan ‘hadsiz’ bir müdahale olduğunun altını çizerek, “O hayvanlar sizden üstün çünkü onların yaşam alanı deniz. O nedenle tanımlayamadığınız bir şey gördüğünüz an, en güzeli, o hayvan oradan gidene kadar sudan çıkmak ya da güvenli mesafeye uzaklaşmaktır. Sonuçta hayvanın davranışlarını ön göremeyiz. Hayvan saldırmayacaksa bile sopa ile vurarak yapılan bir müdahale sakin bir hayvanı bile saldırgan pozisyona sokabilir” diyor.
Paylaş