Kitaba imza yerine kaşe basılır mı

‘Sis ve Gece’, ‘Patasana’ ve ‘Başkomser Nevzat’ romanlarının ünlü yazarı Ahmet Ümit, bu kez kitaplarıyla değil, kitaplarına attığı imza, daha doğrusu kaşe ile gündemde.

Haberin Devamı

Bazı okurları tarafından ıslak imza atmak yerine kaşe bastığı için ‘saygısız’ ilan edildi. Ahmet Ümit “Sağlık sorunlarım var” diyor. Peki ya okurları ve diğer yazarlar?


Kitaba imza yerine kaşe basılır mı
Eleştiri oklarının hedefinde Ahmet Ümit olunca ‘nedir işin aslı’ öğrenmek istedim. “Benim iki kolumda da iki dirseğimde de lateral epikondilit var. Tedavi görüyorum. Parmaklarımın arasında da yastık tabir edilen bölge çok yazmaktan erimiş. Bir buçuk yıldır tedavi altındayım. Doktorum ‘Kolunu kullanmaya devam edersen daha büyük sıkıntıların olacak’ dedi” diyerek yaşadığı hastalığı anlatıyor. Yani, Ahmet Ümit için imza atmak aslında doktor tarafından yasaklı. O nedenle de mühür, yani ‘kaşe’ ile soruna çare bulmuşlar. Ümit “Aslında imza günü yapmak istemiyorum ancak o kadar büyük bir talep var ki. Çok büyük bir okur kitlesi var. Ya imza yapmayacağım ya da bu şekilde yapacağım. Zorunlu olarak kaşe yapıyorum. İstemeyen de gelmesin” diyor. Sosyal medya üzerinden kendini eleştirenlere ise bir çift lafı var. “Kötü bir şey söylemek istemiyorum. Vicdan ve merhamet diliyorum.”

Haberin Devamı

İMZA ATAMIYORUM DİYE  OKUYUCUMLA BULUŞMAYAYIM MI

Ümit’e yöneltilen eleştirilerden biri tam da bu. “Hastaysa imza günü yapmasın” diyenler var. Ümit ise okurlarıyla buluşmaktan memnun. “Sosyal medya hesaplarımdaki afişlere bir bakın. Hepsinde de imza değil ‘kaşe-imza günü’ ibaresi var. Ben oraya insanları imzaya davet etmiyorum. Kaşe olduğunu bile bile geliyor insanlar. Benim okuyucularım saatlerce orada bekliyor. Kırmıyorum, sohbet edip fotoğraf çektiriyorum. Bu yorumları yapanlar fazlaca kıskançlar. Türkiye’de bir yazarın bu kadar çok okuyucusu olmasından niye rahatsızlık duyulur, anlamıyorum” diyor.

Kitaba imza yerine kaşe basılır mı

OKUYUCU YORUMLARI

Ahmet Ümit, ‘Aşkımız Eski Bir Roman’ isimli yeni romanının imza günü için Ankara’daydı. Bir okuyucusu bu fotoğrafı çekti. Sosyal medyada “Ahmet Ümit’e bak, imza yerine tapu kadastro memuru gibi kitaplarına mühür basıyor” notuyla paylaştı. Kısa sürede de binlerce etkileşim aldı. Tartışmanın fitili de buradan ateşlendi:

Haberin Devamı

*Bir yazarın okuruna yapıp yapabileceği en büyük ‘terbiyesizlik’ budur. İmza atmaya üşenmiş de kaşe yaptırmış.

*Yaşayan neler görüyor! Ahmet Ümit kitaplarını imzalamaktan bıkıp usanmış olmalı ki, kitap imzalama çağını kapatıp artık kaşeleme çağını başlatmış.

*Sağlık problemi olmadığı sürece böyle bir şey yapacağını asla düşünmem. Azıcık anlayışlı olun ve okurlarıyla yine de bir araya gelmesine sevinin.

*Ahmet Ümit’in çok yazmaktan dolayı parmaklarında eğilme var ve sık sık demir destek kullanıyor. Kaşe bastığı için linç edilmesi anlamsız, biraz insaf.

*İthaf yoksa, içten bir temenni yoksa zaten imza gürültüden, laftan ibarettir.

*Aslı yerine fotokopisini ya da korsanını önüne koysak o zaman mühürler mi acaba?

Haberin Devamı

*Yaptığı saygısızlık, o zaman söyleşi günü yapsın, imza değil.

*İnsanlar değer verip geliyor, sıra bekliyor. İmza atmaya engel bir sağlık durumu varsa hiç imza günü yapmasın. Ne kadar ayıp bir hareket.

Kitaba imza yerine kaşe basılır mı

İMZA ATABİLDİĞİM KADAR ATMAK İSTERİM

Yazar Sevin Okyay, “Benim de sağ elimden yana zorluklarım var. Önemli bir ameliyat oldum ve eklemler eski haline dönmedi, yazarken bile zorlanıyorum” diyerek giriyor söze. “Ancak” diye devam ediyor: “Yine de ‘Sevin Okyay’dan sevgilerle’ deyip imza atabiliyorum. Hatta ‘Sana da mühür yaptıralım’ dediler. Ama ben istemedim. Bu bana çok devlet dairesi işi gibi geliyor açıkçası. Bunu seven, meraklı arkadaşlar olabilir ama bana hakikatten çok resmi geliyor” diyor. Okyay’a göre aksi samimi değil. “Ne kıymeti var ki. Benim de kitap imzalattığım yazarlar var, bu imza denilen durum, özel bir şey. Ne bileyim, 3 kelime bile olsa insan istiyor. Çünkü bu farklı bir iletişim. Kaşe olayı bana çok soğuk ve uzak geliyor. İmza atabildiğim kadar imza atmayı tercih ederim.”

Haberin Devamı

Kitaba imza yerine kaşe basılır mı

ARTIK OKUYUCU YOK HAYRAN VAR

Türk edebiyatında roman eleştirisi deyince ilk akla gelen isimlerden biri Ömer Türkeş. Türk edebiyatı, özellikle de romancılığın geldiği nokta açısından farklı bir pencere açıyor tartışmaya. “Bu sadece yazarla alakalı bir durum değil. Yazar ile okuyucu arasında ilişki müşteri ilişkisine dönmüşse bu tür şeyler olur. Sosyal medyanın da yaptığı bu” diyor. Türkeş, yazarın okuyucusuyla ilişkisinin kendini bağladığını söyleyerek bir de parantez açıyor: “Eskiden yazarların okuyucuları vardı, şimdi hayranları var. İş hayranlık meselesine geldiği, okuyucu değil hayran kitlesine dönüştüğü için durum, bu tarz tepkiler normal. Ancak yazarlar da bundan kaçınmadığı müddetçe bunu bir nevi hak etmiş oluyorlar. Edebiyata yakışır başka ilişkiler, ağlar kurulmalı. Herkese düşen bir görev var burada. Edebiyatın öne çıkmasını tercih ederim.”

Haberin Devamı

Kitaba imza yerine kaşe basılır mı

KAŞE İLE ISLAK İMZA ARASINDA FARK YOK

Moda Kitabevi’nin sahibi sahaf Hakan Tunç’a göre imza günü aslında popüler yazarların bağlı olduğu yayınevleri tarafından daha çok kitap satabilmek amacıyla yapılmış birer faaliyet. “O nedenle bir yazarın saatlerce bir sandalye üzerinde oturup binlerce kitabı aynı enerjiyle imzalamasını beklemek ile kitaba kaşe basması arasında ‘etik’ bir sorun yok. Ancak fark var. O da değer farkı” diyor. Sahaf olarak ıslak ve kişiye özel imzalanmış kitapların kitaba ayrı bir değer ve ruh kattığına da inanan Tunç, “100 yıl sonra bir koleksiyoner Ahmet Ümit’in kaşeli değil ama ıslak imzalı kitabına servet ödeyebilir. Çünkü okuyucu ile yazar arasındaki yaşanmışlık, kalemden kâğıda imza halinde dökülmüştür” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları