Paylaş
NEREDEN BİLİYORSUNUZ ŞEFKATLİ OLMADIĞIMIZI
TÜRKİYE Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ “Hocamıza bir tavsiyem var” diyerek topa hayli sert giriyor: “Bildiği meslek ve konularla alakalı yorum yapsın. Kasaplık hakkında ne biliyor da böyle laflar ediyor ve biz mevzu ediliyoruz” diyor. Kritik soruyu bir de ben soruyorum: “Peki şefkatli insanlar mısınız?” Yalçındağ’ın yanıtı net: “Pek tabii ki öyleyiz. Kasaplık et sanatıdır. Sanatçı ruhlu insanlarız anlayacağınız. Kasaplık denilince ‘barbarlık’ falan mı algılanıyor? Artık bunu onlarla sormak lazım. Ben de o zaman psikologluk-avukatlık ‘dolandırıcı mesleği’ diyeyim. Doğru olur mu? Olmaz.”
KASAPLIK ET İŞLEME SANATIDIR
Yalçındağ, mesleğin yetiştirilecek gençlere ihtiyacı olduğunu da belirterek şöyle devam ediyor: “Bu bakış açısı nedeniyle gençler meslekten kaçıyor, uzaklaşıyor. Oysa kasaplık et işleme sanatıdır. Sanırım hocamız Kurban Bayramı’nda kasap dahi olmayan acemileri görünce yanlış bir fikre kapıldı. Hepimiz içi insan ve hayvan sevgisi ile dolu insanlarız.
Bir açıklama ve özür bekliyoruz kendisinden.”
KASAPLIK GÜÇ GEREKTİREN BİR MESLEKTİR
SEMRAH Doğan tam 25 yıllık kasap. ‘Erkek’ mesleği olarak görülen bir sektörde kadın olmanın zorlukları ile uzun yıllardır mücadele eden ‘kasap kadın’, mesleğin sert yapısı gereği çevresinden ‘ince ve şefkatli olmadığı’ eleştirileri de almış. Kasap kadın “Oysaki bir kasabın kapısına bakın; kediler, köpekler hep vardır. Benim en az 10 tane var. Bunları beslemesem içim rahat etmez. Kasaplık ise benim mesleğim. Kesilecek hayvanı o noktada hayvan gibi görmüyorum. Yaşamın bir döngüsü bu. Bir danayı ya da kuzuyu keserken gaddarlaşıyor muyuz? Asla. Yaşam döngüsünün devam etmesi için ‘kesim’ işlemini görev olarak görüyoruz. Meslek zor ve güç gerektiren bir meslek olduğu için dışarıdan sert mizaçlı, vicdansız insanlar gibi algılanabiliriz belki ama gerçek öyle değil.”
ÖNEMLİ KRİTER HAYVANA ACI ÇEKTİRMEMEK
Kurban Bayramı’nda 200 büyükbaş hayvanı kendisinin kestiğini belirten Doğan, “O hayvanların gözleri de bakışları da halen aklımda. Burada önemli olan merhamet duygusu. O hayvana acı çektirmeden, dini vecibeler yerine getirilerek kesimi yapıyoruz ve tüm diğer duygularımızı bloke ediyoruz. Elbette beş parmağın da beşi bir değil. Halen ‘kelle almayı’ bilmeyen, bu işi hakkıyla yapamayanlar var aramızda. Kasaplık zor mu? Zor. Ama kendi içinde ‘şefkatli’ olmayı gerektiren bir iş. Elimizde bıçağı görünce yeterince şefkatli olmadığımız düşünülebilir ama biz ‘güçlü’ karakterde insanlarız.”
ŞEFKAT DEĞİL, POTANSİYEL MESELESİ
KLİNİK psikolog Esra Ezmeci, Cüceloğlu çiftinin söylediklerinin yanlış anlaşıldığını ve meselenin kasapların şefkatli olup olmamasından öte olduğuna dikkat çekiyor. Ezmeci, “Her insanın doğuştan getirdiği bir potansiyeli vardır. Bu da bizim bazı mesleklere yatkın olmamızı sağlar. Freud ‘Eğer şiddete eğiliminiz varsa bunu yüceltebilirsiniz’ der. Şunu kast ediyor: Bu eğilimi yücelterek bir yetenek, meslek haline dönüştürebilirsiniz. Yani sert mizaçlı, güçlü biriyseniz gücünüzü daha rahat gösterebileceğiniz bir meslek seçmek sizi daha başarılı biri yapabilir. Burada söylenen şey kasapların şefkatli olmadığı değil potansiyelinin duygusal insanlara göre farklı olduğu. Mesela cerrahlarda böyledir. Zor bir meslektir cerrahlık. Kan tutan, eli neşter tutamayan, daha duygusal insanlar bu işi beceremezler. Bu cerrahların gaddar olduğu anlamına gelmez. Mesleğinin gerektirdiği zorluklarda daha soğukkanlı kalmayı başarabildiklerini gösterir. Kasaplık da cerrahlık gibi... Kesip biçmek, yaşama bağlı ani kararlar alabilmek! Yoksa kasapların aşağılandığını düşünmüyorum” diyor.
YETENEKLERİNİZE GÖRE MESLEK SEÇİN
Bu noktada sorulması gereken bir soru daha var. Hangi mesleği yapacağına karar veremeyen gençler nasıl meslek seçecek? Potansiyeline mi yoksa gelişine göre mi? Sorunun yanıtını Bahçeşehir Koleji Rehberlik Koordinatörü Sibel Durak veriyor: “Bir mesleği; popülerliğine, maddi getirisine bakarak seçip iş hayatına atılırsanız kuvvetle muhtemel o mesleği icra edenler arasında sıradan biri olursunuz. Oysa mesleğin gerektirdiği özellikleri barındıran ve o mesleğe yeteneği olan kişi, hayatı boyunca yaptığı işten mutlu da olacağı için mesleğin parlayan, aranılan, lider yüzü olabilir. Yani gençler kendi duygu, hayat görüşü ve fiziki becerilerine uymayan meslekleri seçmemeli.”
MESLEK DEĞERİ ÖNEMLİ
Kişinin ilgilerine, yeteneklerine ve mesleki değerlerine uygun, örtüşen meslekleri seçmesi gerektiğini söyleyen Durak “Meslek değeri ne demek?” sorusunu “Mesela bazı meslekler empatik olmayı, hoşgörü, sabır ve şefkati gerektirebilir. İnsanlara yardım etmeyi hayatının önüne koyan kişiler o meslekleri yapmalı. Mesela psikologluk, sosyal hizmet uzmanlığı, veterinerlik, öğretmenlik. Bunlar insan odaklı meslekler. Bir de nesne odaklı meslekler var. Mesela bilgisayar mühendisliği. İnsan faktörü daha az. Kasaplıkta da durum benzer; mesleğini icra etmesi gerektiği noktada en elzem kriteri ‘şefkatli’ olmak değil. Cüceloğlu’nun burada bahsettiği durum budur” diyerek yanıtlıyor.
Paylaş