Paylaş
İŞYERİNDE ŞİDDET SON BULSUN
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Banu Kekeç Saçın öncelikle Canan Tosun’a yönelik saldırının kabul edilebilir olmadığını belirterek, “Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Toplumsal cinnet hali öyle bir noktaya vardı ki kadınlar artık işyerinde de güvende değil. Tosun’un yaşadıkları basına yansıdı. Bir de yansımayan, duyulmayan durumlar var. ‘Cezasızlık’ erkeklere güç veriyor. İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan işyerinde şiddetin önlemesi, işyerinde şiddete uğrayan kadınların korunması maddelerinin uygulanmasını talep ediyoruz. Bu tarz olaylar cezasız kalmamalı” diyor.
Maden mühendisi Saçın, sorunların aslında daha eğitim görürken başladığını belirterek, şöyle devam ediyor:
SORUNLAR STAJDAN BAŞLIYOR
“Daha yolun başında kadın mühendisleri staja kabul etmeyen şirketler var. Şantiye ortamı tamamen erkeklere yönelik. Ne kadın soyunma odası, ne tuvalet ne de yatakhane var. Profesyonel yaşamda ise erkeklerin tercih etmediği işler için daha az ücretle çalışma koşuluyla iş bulabiliyoruz. Erkekler ne kadar hata yaparsa yapsın göze batmazken biz ilk hatamızda ‘Kadın işte, bu işi yapamıyor’ diyerek öteleniyoruz. Mühendislik fiziksel olarak değil, beyinle yapılan bir meslek olmasına rağmen bambaşka kıyaslamalar yapılıyor. Fiziksel ve sözlü tacize uğrayan çok kadın arkadaşımız var. Patron da aynı çalışan da aynı. Bunlara kulaklarımızı tıkayıp büyük çabalarla işimize devam ediyoruz. Kadın mühendisler olarak çalışma grupları oluşturduk. Çözüm örgütlenmede. Biz mücadele etmezsek kimse bize bu hakları kimse vermez. Vazgeçmeyeceğiz. Varız ve hep olacağız.”
TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 2019 sonu verilerine göre odaya kayıtlı 446 bin 824 erkek (yüzde 77) 133 bin 44 kadın (yüzde 23) var. Kadınların sayısı geçtiğimiz yıllara oranla artmış olsa da sayıca üstünlük mesleğin ‘erkek işi’ olduğu algısına sebep oluyor.
VAR OLMA SAVAŞI VERİYORUZ
Betül Yörükçü 11 yıllık inşaat mühendisi. Mesleğinin tam da gerektirdiği gibi şantiyeye de gidiyor, oturup ofiste çizim de yapıyor. Böyle dümdüz yazınca kulağa romantik geliyor ama “Erkek egemen bu meslekte, kadın mühendis olarak, yaşadığımız zorluklar saymakla bitmez” diyor. Neler o zorluklar? Şöyle özetliyor: “Bir kere, mühendislik erkek mesleği olarak tanımlanıyor. Neden mi? ‘Şantiyede kadının ne işi var’ gözüyle bakıldığı için. Ustası, çırağı, betoncusu, elektrikçisi, hepsi erkek! Mühendis de erkek olmalı, değil mi? Aslında mesleğin kendi içinde zorlukları olacağını baştan anlamıştım. Üniversitede 180 erkek içinde 10 kadındık. ‘Bu fark yaşama yansımaz’ diye düşünmüştüm ama yanılmışım” diyor.
OFİS İŞLERİNE YÖNLENDİRİLİYORUZ
İnşaat mühendisi Yörükçü, işverenlerin çoğunun kadın mühendislerin şantiyede çalışmasına karşı olduğunu belirterek, genellikle ofis işlerine yönlendirildiklerini söylüyor, şöyle devam ediyor: “İşyerinde otorite kurmamız bir erkeğinki kadar kolay olmuyor. ‘Kadın varken rahat edemiyoruz’ ya da ‘İşi bu mu yapacak?’ diyenlerle savaşıyoruz. Birçok kez şantiyede bulundum ama günün sonunda ya ofis ya da ‘ayak işleri’ dayatıldı hep. En iyi ihtimalle ‘Projeci ol bari’ diyorlar. Bunu istiyor muyuz? Soran yok. Trajikomik bir örnek vereyim: Bunca yıldır her projesini çizen ben olmama rağmen mühendis olduğuma inanmayan müşterim var.”
EŞİT İŞE AZ ÜCRET
“Kamu kurumlarında durum belki farklıdır ama özelde kadın mühendisler erkeklerden daha düşük ücret alıyor. Çünkü işverenin gözünde kadın olarak siz ‘Gece yarısı araması gerekse şantiyeye koşamayacak kişisiniz.’ Peki ne yapacağız? Benim gibi bu fırsata sahip olan, kendi emeği, ısrarı ile mühendis, mimar olan kadınlar, işyerinde, meslek yaşamında eşitlik mücadelesi açısından çok önemli! Bu noktada kadın mühendislerin örgütlenmesi şart.”
Paylaş