Kaç yıl ömrünüz kaldığını öğrenmek ister miydiniz

‘Ecelin ne zaman kapıyı çalacağı belli olmaz’ denir ama bir hesap makinası olsa ve yaş, kilo, hastalıklar, beslenme şekilleri dahil tüm bilgilerinizi girseniz, sonrasında da ne zaman öleceğinizi öğrenme şansınız olsa yapar mıydınız? İşin ilginci böyle bir ‘ölüm hesaplayıcısı’ var. Sigortacılar için tasarlanan bir aplikasyon ne kadar yaşayacağınızı, kalan yaşamınızı da ne kadar sağlıklı geçireceğinizi söylüyor. Korkmadım! Hesapladım. Benden kolay kurtuluş yok! 83 buçuk yaşıma kadar buralardayım. Peki ama insan ölüm zamanını niye bilmek ister? Ecel gününü bilmek bugünü değiştirir mi? Sordum...

Haberin Devamı

ÖNEMLİ OLAN, ANI YAŞAYABİLMEK

UZMAN psikolog Esra Ezmeci, ‘Unutma ki öleceğini bilerek yaşayan tek canlı biziz’ diyerek etkili bir giriş yapıyor konuya. İstanbul’da yaşayanlar bilirler. Zincirlikuyu Mezarlığı girişinde Ali İmran suresinin 185. ayetinde de belirtildiği gibi ‘Her canlı ölümü tadacaktır’ yazar. Hayat koşturması içinde çoğumuzun unuttuğu bu gerçek bir otobüsün camından bakarken bir anda buz gibi çarpar yüzünüze. Yine de insan bunun ne zaman olacağını niye bilmek istesin ki? ‘Merak’ diyor psikolog Ezmeci ve şöyle anlatıyor: “Merak duygusu insanda yaşamı besleyen en önemli duygulardan biri. İnsan evveli ezelden geleceği merak eder. Bu nedenle fal baktırır ya da astrolojiye ilgi duyar. ‘Ne olacağım?’ sorusunun cevabını arar. Ölümlü olduğunu hatırlamak elbette kıymetli ama sadece bunu düşünerek de yaşanmaz ki. Öleceği günü bilmek, o güne odaklanmak çok büyük bir stres ve kaygı yaratır. İnsan her şeyi o güne kadar tamamlamak için çırpınır durur. Aplikasyon size 90’da öleceğinizi söylese de yaşam döngüsünde bazı şeyler bilinmez olmalı ki an keyifli olsun! Ne geçmişe takılmanın bir faydası var ne de gelecek kaygısı ile yaşamanın. Anı-bugünü yaşamak daha kıymetli.

Haberin Devamı

Kaç yıl ömrünüz kaldığını öğrenmek ister miydiniz

HAREKETE GEÇ

“Bir kere böyle bir aplikasyon size ancak varsayım olarak ölüm yaşınızı verir. Aplikasyon olabilecek doğal afetler, hastalık, salgın gibi bulaşıcı hastalıklar -ki 1.5 yıl önce böyle bir süreç yaşayacağımızı söyleseler inanmazdık- bunlarla ilgili bir bilgi verebiliyor mu? Hayır. Ne veriyor peki? Verdiğiniz bilgilere dayalı olarak genetiğinize, beslenme şekillerinize ve hastalıklarınıza bakarak durumunuzun bir fotoğrafını çekiyor, değerlendirme yapıyor ve sağlıklı beslenirseniz, kontrollerinizi düzenli yaptırırsanız, spor yaparsanız hayatınızı ne kadar uzatabileceğinizi gösteriyor. Verdiğiniz bilgiler: ‘Tansiyonunuz var mı? Şeker hastası mısınız? Düzenli spor yapıyor musunuz?’ gibi var olan ve geliştirilebilir bilgiler. Aplikasyonu hazırlayanlar ölüm üzerinden ‘korku’ yaratarak sağlıklı kalmanın ipuçlarını vermiş aslında. Çünkü herkes sağlıklı ve uzun bir hayat ister. Bu pencereden bakarsak da aplikasyon ‘Harekete geç’ motivasyonu vermesi açısından faydalı olabilir.”

Haberin Devamı

ÖLECEĞİN GÜNÜ BİLMEK AMAÇSIZ BİR YAŞAM GETİRİR

ERİKSON Ekolü Profesyonel Koç Binhan Dirilgen, “Doğanın kurallarına müdahale etmek gibi geliyor bana öleceğiniz günü bilmek. Bunu bilseniz kendinizi, beyninizi ‘O güne kadar bunları yapacağım, pervasız olacağım’, ‘Yiyip, içip, eğlenip, gezeceğim’ ya da ‘Kaybedecek hiçbir şeyim yok zaten’ minvalinde şartlarsınız. Amaçsız bir yaşam olabilir. İnsanın yaşam sevincini, geleceğe dair umudunu yok eden bir durum değil mi bu sizce de?” diye soruyor ve ekliyor: “Asla bilmek istemezdim ne zaman öleceğimi. İnan çoğu kişi de istemez. Bugün bir seyahate çıkmadan önce bile bir plan yaparsınız ‘Gidince şurayı gezeceğim, şunu yiyeceğim’ dersiniz. Bu size mutluluk verir. Oysa zamanı belli bir sonu planlamanın ne anlamı var? Aplikasyonun vereceği tarihe inanıp buna göre yaşamak, yaşam hedefi koymak bize verilen şu anı boşa harcamak değil mi?”

Haberin Devamı

HER ŞEYİ BİLMEK İYİ DEĞİL

Dirilgen bilinçaltına ölüm ile alakalı bir kodlama yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, “Verilen tarihi baz alıp beklemeye başlarsınız. Bu sadece yaşam ve ölüm ile alakalı değil. Mesela fal baktırırsınız, size bir şey söylenir ve oturup olsun diye beklersiniz. Kendinizi buna programlarsınız. Merak elbette güzeldir. Ama oturup olacakları beklemek başka bir şey. Geleceği ya da ölüm gününü bilmek de belki plan yapmak ve hatta hayal ettiğiniz halde bugüne kadar fırsat bulup da yapmadıklarınızı gerçekleştirmek için size bir fırsatta verebilir ama anı kaçırmak daha üzücü. İnsanlar merak duygusu dolayısıyla bilmek isterler ama her şeyi bilmek de sanıldığı kadar iyi değildir” diyor.

Haberin Devamı

NEYE İNANIRSAN O OLUR

UZMAN psikolog Yeşim Akıncı da ölüm tarihi ya da geleceği bilmek gibi durumların insanlarda kaygı ve stres bozukluğu yaratacağını söylüyor. Akıncı, “İnsanlar falcılara, burçlara da bu yüzden inanıyor işte. Kesin bir şeyler duymak, bilmek istiyorlar. Ölümün ne zaman olacağı bilinirse şu anı daha kıymetli yaşayacaklarını düşünüyorlar ama gerçek bu değil. Ölümün ne zaman geleceğini bilmek istemek gerçekten kaçmak, kendini güvensiz hissetmekten kaynaklı. Gelecek ve şimdi korkusu var. Ekonomik koşullar, sağlıkla ilgili kaygılar bu durumu körüklüyor. İnsanlar da tüm bunların karşısında somut bir şeye inanmak istiyorlar ve bu durum kandırılmaya çok açık. Bu aplikasyon belki sağlık açısından bir tansiyon hastasına neler yaparak yaşam süresini uzatacağını söylüyor olabilir ancak benim dediğim daha genel bir durum. Kendine verilen tarihe inanıp o günü beklemeye başlayabilecek insanlar var aramızda. Ayrıca ruh, beden ve zihin bir bütündür. Ne düşünürsen o olur! Size söylenen ya da verilen tarihler bir kader döngüsü olarak algılanmamalı. Bugünü hep son gün, yarını da gelecek gibi yaşayın. ‘Şimdi’ her şeyden daha kıymetli” diyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları