İsveç’in son kışkırtması bu rezilliklerle ne amaçlıyor

İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ HANGİ ÜLKENİN İŞİNE GELİYOR YA DA GELMİYOR ONA BAKILMALI

Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, İsveç’in son bir aydır Türk kamuoyunu rahatsız etmeye yönelik provokatif eylemler içinde olduğunu doğruluyor. Peki neden? Diyor ki: “Bana göre bunun 3 sebebi var. Bir, ya İsveç içerisinden iktidar karşıtı bir grup -derin devlet de- olabilir ya da dışarıdan bir el İsveç’in NATO’ya girmesini istemiyor ve bunun için de Türkiye’yi kullanıyor. İki, NATO içerisinden ülke ya da ülkeler açık açık ABD’ye karşı çıkamadığı için gizli bir plan içinde. Üç, bir şekilde İslamofobi-Türkofobi yaratarak Türkiye’nin NATO’daki yerini sarsmak istiyorlar. Yani ‘kör göze parmak sokar’ gibi yapılan bu hakaretlerin başka ne anlamı olabilir ki?” Pekin’in bahsettiği iç ve dış güçler yani ‘olağan şüpheliler’ kimler olabilir? Şöyle yanıtlıyor:

OLAĞAN ŞÜPHELİLER

1) Amerika: İsveç’in NATO’ya girmesini istiyor. Çünkü Kuzey Kutbu’nda büyük bir Rus yığınağı var. Amerika, İsveç ve Finlandiya’yı alarak bu yığınağı yerinde tutmayı ve böylelikle Rusya’nın bunu Avrupa’ya çekmesini önlemek ve dolayısı ile de gücünü iki-üç parçaya bölmek istiyor. Ama bir taraftan da ABD’deki derin güçler Avrupa’nın iç işlerine daha rahat karışabilmek için Avrupa’nın zayıf kalması arzusunda. O sebeple de İsveç’in üyeliğine karşılar. Bunu, açık açık söyleyemedikleri için de İsveç’teki bazı iç dengeleri kışkırtma ve bu sayede NATO üyeliğinin Türkiye tarafından reddedilmesini sağlama peşinde de olabilirler.

2) İngiltere: Amerika ile İngiltere’yi ayırmak çok güç, o sebeple İngiltere ABD ne yaparsa, nereye giderse onunla hareket ediyor olarak düşünüyorum. NATO üyeliğine o sebeple sıcak.

İsmail Hakkı Pekin

3) Fransa-Almanya: Avrupa’nın bir bütün olması, Amerika’nın da bu bütüne müdahale etmesini engellemek istiyor ve bu sebeple de İsveç’in NATO üyeliğini istemiyor olabilirler. Ancak her iki devlette ABD baskısı altında olduğu için bunu açık açık söyleyecek cesaretleri yok. Fransa’da PKK yanlılarının eylemlerini hatırlayın, ki Fransa istihbaratının parmağı olduğu düşüncesindeyim hem terör örgütü hem de ABD’ye bir ders vermek için süreci ta oradan başlatmış olabilirler.

4) Rusya: Elbette istemiyorlar ama İsveç’i Türkiye’ye karşı dolduracak da etkiye sahip değiller. Helsinki’nin Rusya ile bin 300 küsur kilometre sınırı var. Bölgedeki büyük petrol ve doğalgaz yataklarının yüzde 70’i Rus sularında.

5) Çin: Kuzey Kutbu konusu Ruslar kadar Çinlileri de rahatsız ediyor. Kuzey Kutbunda yüzden fazla buzkıran gemisi var, küresel ısınma ile buzlar eridikçe Batıya kısa bir yol açılmış olacak. Çin’e deniz üzerinden ulaşma yolu da aşağı yukarı 4 bin kilometre kısalacak.

TÜRKİYE İÇİN FIRSAT

“Türkiye’nin İsveç’e verdiği tepkiler yerindedir. Zira PKK ve terör örgütleri ile yürütülen mücadelede başarılı olmak istiyorsak İsveç’in bu örgütlerle siyasi ve mali bağlantısını kesmek zorundayız. İsveç’in NATO üyeliği meselesi Türkiye için bir fırsat. Provokasyonlara rağmen bu konudan taviz verilmemeli.”

SÜREÇ HEM İÇERİDEN HEM DIŞARIDAN BALTALANIYOR

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci: “İsveç yönetimi daha en başında süreci olumlu götürme yönünden bir irade koymuş, yasa değişikliği konusunda çaba sergilemişti. Ancak bu çaba İsveç’e yönelik içeriden ve dışarıdan birtakım etkilerle olumsuza döndürülmek, süreç baltalanmak isteniyor sanırım ve İsveç de bunu kabul etmiş gibi. Anladığım bu. Çünkü ne olduysa bir anda işler tersine döndü, Cumhurbaşkanı’mız ve Türk kamuoyunu rahatsız etmeye yönelik hareketlere yöneldiler. Ben burada bir kasıt görüyorum. Soru şu: Bu kastı kim organize ediyor? Bu, sadece Türkiye değil İsveç’e de yapılmış bir kasıt. Bu işin faillerini bulup çıkarma görevi ise İsveç hükümetine düşer.”

AMERİKA’NIN GAZINA GELDİLER

İstanbul Kültür Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni: “Amerika nasıl hareket ederse Avrupa da ona göre hareket eder. Türkiye’nin NATO dışında ekonomik olarak da çok güçlü olmasının mümkün olmayacağı gibi bir düşünce içindeler. Diyorlar ki ‘E, zaten seçim var. Bir sürü yazı da yayınlanıyor. Türkiye bu baskı karşısında dayanamaz. Seçimden sonra zaten dediğimizi yapar.’ Bu sebeple de ‘Çeşitli şekillerde bastıralım’ gibi bir kafa var. Oysa gayet iyi biliyoruz ki Rusya ne Finlandiya ne de İsveç’e saldırabilirdi ama Amerika’nın gazına geldiler. ‘Saldıracak’ yalanlarını yuttular. Bu yalanlara inanan İsveç, Amerika’nın ağzı ile işler yapıyor. Olay bu kadar basit. İsveç’in tutumu tamamen dış dengelerin yansımasıdır. Türkiye’nin tepkileri haklıdır.”

NAZİ BAĞLANTISI İDDİASI

Kuran-ı Kerim yakan Danimarkalı aşırı sağcı Rasmus Paludan’ın suç dosyası ise kabarık.

-2019’da 14 farklı ‘ırkçılık’ suçundan hapis cezası verildi.

- 2020’de sosyal medyadan İslam karşıtı videolar yayınlamaktan suçlu bulundu, hapis yattı.

-Eylül 2022’deki seçim öncesi yine Kuran-ı Kerim yakmaya çalıştı.

-Danimarka gazetesi ‘Weekendavisen’ Genel Yayın Yönetmeni Martin Krasnik, Paludan’ın Nazi bağlantıları olduğunu öne sürdü ancak ırkçı lider bu iddiaları yalanladı.