Paylaş
GEÇMİŞE ÖZLEM BÜYÜYOR
İşin psikolojik yönünü irdelemek üzere de psikolog Esra Ezmeci’yi aradım. Ezmeci pandemi dolayısıyla sosyalleşmeden uzak kaldığımız, teknoloji ile daha fazla haşır neşir olduğumuz bugünlerde birçok insanın geçmişe daha fazla özlem duyduğu, geçmişteki sanatçıları, yazarları yeniden keşfe başladığını söylüyor, “İnsanlar hele de 80-90’lardan bahsederken ‘Ne güzel günlerdi’ diye iç çekiyor. Teknoloji ile insan ilişkilerinin, dostluğun, aşkın, sevginin ve evlilik anlayışlarının değiştiğini düşünüyorlar, ki zaten de öyle, değişiyor. Bu da geçmişe özlemi büyütüyor. TV’lere bakın! ‘İbo Show’ reytinglerde üstlerde. Ferdi Özbeğen şarkıları dinliyor gençler. Eski diziler, şarkılar, sanatçılar yeniden gündemde” diyor.
UNUTULMA KAYGISI HERKESTE VAR
Psikolog Ezmeci unutulma kaygısının sadece sanatçılar, ünlü kişilerde değil yaşı ilerleyen tüm bireylerde olabileceğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Hayatta bir iz bırakabildim mi? Şimdikiler beni ne kadar tanıyor? Tüm bu kaygılar, ünlü olsun olmasın, belirli bir yaş üzerindeki insanları dikkat çekecek söylemlerde bulunmaya, hareketler yapmaya itebilir. Kendilerini yeniden var ederek daha fazla kişi tarafından hatırlanmak, takdir edilmek istenebilirler. Hele de sanatçıların narsistik bir beslenmesi vardır ki bu beslenme olmazsa solabilir.”
FIRSAT GELİNCE KONUŞUYORLAR
Konu magazin olunca yıllarını bu işe vakfeden magazin yazarı-yorumcusu Tayyar Işıksaçan’ı aradım. Özdemir Erdoğan’ın Zeki Müren hakkındaki açıklamalarını da hatırlatarak tüm bunların gündemde kalma ya da gelme çabası olup olamayacağını soruyorum. Işıksaçan, “Geçmişin starları sosyal medyaya yeni denk geldi. Gençler bu sanatçılarımızı çok tanımıyor, onların en şaşaalı yıllarına şahit değiller. Mesela, Özdemir Erdoğan. Zeki Müren ile alakalı ilk defa konuşmadı ki. Geçmiş yıllarda da benzer söylemleri vardı. Mesela, Coşkun Sabah-Hülya Avşar meselesi. O yıllarda da hayli konuşuldu, haftalarca manşetlerde kaldı. Birincisi, bu starlar geçmişi inkâr etmiyorlar. Bu önemli bir naifliktir. İkincisi, soruları hep ‘eskiyi hatırlatarak’ başkası soruyor, konuyu kendileri gündeme taşımıyor ki...” diyor.
ÜNLÜLERDEN YARARLANAN DA MEVCUT
Işıksaçan’a göre 80 ve 90’ların starlarının, hele de sosyal medya dolayısıyla ünlü patlaması yaşandığı böyle bir dönemde, kendilerine uzatılan her mikrofona, yöneltilen her soruya cevap verme kaygısı var. Nedenini şöyle özetliyor: “Çünkü ortada bir rekabet var. Yeni dönemin starları nereye gitseler, ne deseler olay oluyor. Eski dönem starlarımız da kendilerine mikrofon uzatılınca hem saygıdan hem de bunu bir fırsat görüp cevap veriyor. Bir şekilde oyuna dahil olmak istiyor. Rağbet gördükçe de dozu arttırıyorlar. Bir de şu durum: bu insanlar hâlâ şöhret ve onların bu ününden faydalanmak isteyenler de var.”
‘GÜNDEM YARATMA DERDİNDE DEĞİLİM’
Albümleri yaklaşık 5 milyon satan ve son yılların en önemli ut virtüözlerinden kabul edilen Coşkun Sabah, son zamanlarda sanatından ziyade, ya kızının bikinili fotoğraflarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi ya Hülya Avşar ile olan eski ilişkisi ya da evlilik üzerine yaptığı açıklamalarla gündemde. Son olarak “Bekârlık bana göre değilmiş, evde hanımın ‘Haydi, yemek hazır’ diye seslenmesini özledim’ sözleriyle yine kadınların hedefine oturdu. Birçok kadın tarafından ‘Yemek işi sadece kadına ait değildir’ diyerek topa tutuldu. ‘Neden işiniz yerine bu polemikler ile anılıyorsunuz? Gündem olmak ya da gündemde kalmak mı istiyorsunuz?’ sorularıyla aradım. ‘Asla’ diyor, şöyle anlatıyor:
DOĞRUCU BİR ADAMIM
“Öncelikle dobra ve gerçekçi bir adamım. Bu röportaj işleri benim gibi dürüst, samimi, dobra bir adama uymuyor galiba. Yani bu son söylediğim. Konunun buralara taşınması akıllara zarar. Yani ne demem lazım? Başkaları beni sevecek, takdir edecek diye yalan mı söyleyeyim? ‘Ay bekârlık harika mı?’ diyeyim? Kaldı ki benim için aile kutsaldır. Ayrıca hanımın ‘Haydi yemek hazır’ diye seslenmesi her akşam yemeği hanımın yaptığı anlamına mı gelir? Feministler, kızım özelinde yaptığım açıklama nedeniyle yazın da ayaklandı ama inanın çoğunluk değiller sadece sesleri fazla çıkıyor. Benim gibi düşünenler fazla ve sessizler. Bugün hâlâ arkasındayım söylediklerimin. Türkiye’de hiçbir baba kızının bikinili fotoğraflarına bakılmasını istemez. Var bizim sanatçıların arasında politik olanlar. ‘Aman yanlış anlaşılmasın’ diye oldukları gibi görünmeyenler... Ben o tarz bir insan değilim.”
SANATIMLA İLGİLENSİNLER
“Benim sanatımla kimse ilgilenmiyor. Bu çok acı. Ben hayatım boyunca ‘Aman bir laf edeyim de gündemde kalayım’ kaygısıyla, size yemin olsun, hareket etmedim, etmem de. Ben sadece, bana göre doğruları konuşurum. İnsani duygularımı paylaşırım. ‘Takdir alacağım, gündemde kalacağım’ diye inanmadığım bir şeyi söylemem. 40 yıldır piyasadayım. Sanatım, sanatçılığım ortada. Kendimi ispat için böyle bir duruma ihtiyacım mı var? Benim üzerimden gündem olmaya çalışanlar utansın.”
Paylaş