Eyvah! 3 haftalık ara tatil geldi

ÇOCUĞUNUZLA PROGRAM HAZIRLAYIN

PSİKOLOG Irmak Kerimoğlu, “Bu tarz uzun tatiller için önerim planlı olunması” diyor. Ama dikkat! Bu planı ebeveyn olarak siz değil, çocuğunuz yapmalı. Nasıl? Kerimoğlu şöyle örneklendiriyor: “Plan yapın dediğimde anne ya da baba oturuyor, sabah kalkma saatinden gün içerisinde neler yapılacağına kadar her dakikayı kendine göre bir cetvele döküyor. Sonra da bu cetveli çocuğunun eline tutuşturup ‘3 haftalık program bu. Hadi yap!’ diyor. İşte bu olmaz! Çocuğun ne istediğinin, ne beklediğinin, ne hayal ettiğinin dahi sorulmadığı bir planlamaya uyumu mümkün değil. Bir plan yapılacaksa beraber yapılmalı. Fikirlerinin de tabloda olduğunu gören çocuk daha çok ve çabuk uyum sağlar. Dakika dakika bir planlama yerine TV-oyun-dışarıda oyun-kitap-ders saati-ev işleri gibi bölümlerin içinde olduğu günlük bir rutin oluşturulmalıdır.”

SOKAĞI İHMAL ETMEYİN

“13.00 ile 16.00 saatleri arasında sokağa çıkma izinleri olduğu unutulmamalı. Hava şu an çok soğuk. Ama olsun! En azından 1 saat, çocuk, kapının önünde dahi olsa oynamalı, hava almalı. Çocuklar öyle ya da böyle zaten zorlu bir süreçten çıktılar. Çok uzun saatler ekran karşısında kaldılar, dersleri anlamakta zorlandılar. Geri bildirim ya da onaylanma neredeyse hiç almadılar. Okulda olsalar belki öğretmenleri sırtlarını sıvazlayacak, motive edecekti ama o da yok! Dolayısıyla yorgunlar.”

RESTLEŞMEYİN

Kerimoğlu’nun bir önerisi de çocukların daha ilk günden “Kitap oku, ödev yap” diyerek boğulmaması. Peki ne yapacağız? Şöyle özetliyor: “Mesela ilk 3 gün tam tatil olarak programlanabilir. Bu 3 gün her şey serbest. Sonrası içinse planlama şart. O plan herkesin göreceği yere asılmalı. ‘Sen bugün hiç ders yapmadın, hiç kitap okumadın’ demek yerine ‘İstersen tabloya bak. Bu saati ne olarak planlamıştık seninle?’ diye sormak çocuğun motivasyonunu arttıracaktır. Bunlar küçük ayrıntılar gibi görünebilir ama aslında iyi diyalog kurmanın püf noktalarıdır. Zira anne-baba olarak ne kadar ‘Yapma, izleme, bırak’ dersek o kadar dirençle karşılaşır, evin içinde sürekli bağrışan bireylere dönüşürüz.”

EKRAN SÜRESİNİ SİZ BELİRLEYİN

Eğitimin online devam etmesi nedeniyle neredeyse tüm ebeveynlerde ‘ekran hassasiyeti’ oluştuğuna da değinen Kerimoğlu, “Tatilde ekrana hiç bakmasın gibi bir fikir revaçta ama bana göre bu gerçekçi değil. Hele de hepimizin elinde tablet, telefon varken... Dolayısıyla günü planlarken, ekran süresinin de tabloya dahil edilmesi gerekli. Ekran izni vereceğiz. Ama kontrolsüz olmayacak. Ne izlediği, hangi sitelere girdiği, ne kadar süre harcadığını filtrelerden yararlanarak denetleyeceğiz” diyor.

7 MADDEDE 3 HAFTALIK PLANLAMA

EĞİTMEN ve profesyonel koç Umut Esen’in 7 maddede önerileri şöyle:

Ekrandan uzak durun, bol hareket edin: Zaten okul eşittir bilgisayar ekranı oldu. Mümkün olduğunca ekrandan uzak durarak gözlerinizi, zihninizi dinlendirin. Yürüyüşler yapın, hareket edin, oyun oynayın. Güvenli ortamlarda, sağlıklı tanıdıklarınızla sosyal zaman geçirin.

Motivasyonunuzu kaybetmeyin: Sene başında yola hangi amaçla çıktınız? Hedefinizi ve onun neden değerli olduğunu hatırlayın. Hedefinizi slogan haline getirip görebileceğiniz yere asın.

Haftalık program yapın: Hayatta belirsizlik kadar insanı yoran bir şey yok. Planlı olmak önünüzü görmeyi ve düşündüğünüzden fazla boş zamanınız olduğunu fark etmenizi sağlar.

Eksiklerinizi hafif tempolu çalışmayla kapatın: Bu tatili açık kapatmak için bir fırsat olarak görebilirsiniz. Amacınıza ve düzeyinize göre her gün az da olsa ders çalışın.

Kitap ve kültürel etkinliklere zaman ayırın: Film izlemek, online müze, tiyatro, konser etkinliklerine katılmak, günlük tutmak, ailenizle sohbet etmek sizi daha nitelikli bir birey yapmaya yardım edecektir.

Sağlığınıza dikkat edin: Uyku düzeninizi koruyun. Dengeli ve sağlıklı beslenin.

Güzel günlere inanın: Bu zorlu ve sıkıcı günler elbet bitecek. Kış geçecek, bahar gelecek.

BİR AN ÖNCE YÜZ YÜZE EĞİTİME DÖNÜLMELİ

EĞİTİM uzmanı Salim Ünsal, eğitimin online devam etmesi nedeniyle çocukların mevcut eğitim sürecini zaten ‘tatilmiş’ gibi geçirdiklerini ve konsantrasyonlarının düşük olduğunu söylüyor. Ünsal “Çocuklar artık okula dönmek, arkadaşlarını görmek, sosyalleşmek istiyorlar. Çok sıkıldılar. Yanlış anlaşılmasın, elbette sağlık çok önemli. Çocukların, öğretmenlerin sağlığını tehlikeye düşürecek bir durum varsa okullar kapalı kalsın ancak salgın var diye de yıllarca okulları kapatamazsınız! Virüs sadece okuldan bulaşmıyor. Ticaret hayatının yeterli önlemlerle, yeniden başlaması nasıl gündemde ise okulların da yarı yıl tatilinden sonra açılması gündemde kalmalı” diyor.

Ünsal, “Siz ne kadar nitelikli bir online eğitim yaparsanız yapın yüz yüze eğitimin sağladığı dönüşüm-değişim ve davranışsal eğitimi sağlayamazsınız”
diyerek şöyle devam ediyor:

UZAKTAN EĞİTİLEMİYORUZ

“Uzaktan eğitim maalesef çocukları eve-ekrana hapsetti. Gözetim-denetim az olduğu için de verimlilik azaldı. Çocuk ancak kendi gayreti ve öz disiplini varsa başarılı oluyor, onun dışında çok güç! Çocukları, başta birkaç günlük bile olsa, okula göndermek yeniden motivasyonun sağlanması adına çok iyi olacaktır” diyor. Yarı yıl tatili için önerisi ise bir çalışma cetveli oluşturulması, bolca okuma faaliyeti yapılması yönünde.