Paylaş
Bu akıl almaz çıkış farklı kesimlerden birçok kadının tepkisine yol açarken en güzel cevap Erman’dan geldi. ‘Kadınlar her zaman her yerde olacak, bundan kaçamazsınız! İslam buna engel değil’ dedi. Peki, gerçekten kadının camide olmasına engel teşkil eden bir hadis var mı? Ünlü ilahiyatçılara sordum.
KADINLAR HER ZAMAN HER YERDE OLACAK
Olayın camiye girerken değil, camide namaz kılıp çıktıktan sonra yaşandığını belirten Ebru Erman birçok destek mesajı aldığını ancak bazı çevrelerce olayın hem İslam’a hem de ‘Türk toplumunun kadına bakışını ortaya koyan bir durum’ olarak değerlendirilmesinden de rahatsız olduğunu söylüyor. Erman, videodaki kişi hakkında hakaret suçlamasıyla gerekli yasal işlemlerin başlatılacağını belirterek, şöyle devam ediyor: “Toplumların kendi bakış açıları ile dönemin şartları neticesinde farklı örnekler ortaya konmuş olsa da İslam ve Türk tarihi içerisinde gördüğümüz Müslüman kadın; vakarlı duruşu, güçlü karakteri ve şahsiyetiyle toplumsal hayatta var olan kadındır. Uzmanların, 21. yy Türkiye’sinde toplumdaki cinsiyetçi söylemlere ve kadın olgusuna dair çözüm üretmesinden yanayım. Ancak, olayın siyasi dil üzerinden konuşulmasına, duygusal tepkilerle başka noktalara çekilmesine de karşıyım. Olayın özü, tüm siyasi fikirlerden ari sadece kadınları hedef alan bir söyleme tepkidir.” Ve mesajını da ‘Hasılı kadınlar toplumsal hayatın her alanında aktif bir şekilde olmalıdır. İslam buna engel değildir aksine kadının vakarlı ve güçlü duruşunu destekler. Herkes önce insan olduğu için değerlidir! Kadınlar her zaman, her yerde olacak bundan kaçamazsınız!’ sözleriyle bitiriyor.
KURAN’A UYUN UYDURMAYIN
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku öğretim üyesi ve Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’a Üsküdar’da yaşanan olayı anlatıp, Kuran-ı Kerim’de kadının camide olmasını engelleyen bir ayet ya da hadis olup olmadığını sordum. Prof. Dr. Bayındır ‘Aksine kadını camiye davet eden ayet ve hadisler var’ diyerek, şöyle örnekledi: “Medine’de Resulullah’ın mescidi var, Mescid-i Nebevî denir. O mescide hanımlar 24 saat gelirlerdi. Kapı hep açık. İstedikleri saatte girer, hiç çıkmayabilirlerdi de. Resulullah şöyle der: ‘Allah’ın kadın kullarını, Allah’ın mescitlerinden engellemeyin.’ (Buhari, Müslim, Muvatta, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace ve Ahmed b. Hanbel) Bakara suresi 2/114’te, ‘Allah’ın mescitlerinde, Allah’a ait bilgilerin dile getirilmesini/ibadet yapılmasını engelleyenden daha büyük yanlışı kim yapabilir’ der. Yani burada da kadın-erkek ayrımı yoktur.”
POZİTİF AYRIMCILIK VAR
Kuran-ı Kerim’de Allah’ın kadınları, hassas yapılarından ötürü, gerçek anlamda pozitif ayrımcılığa tabi tuttuğunu belirten Prof. Dr. Bayındır, “Müslüman–kâfir, hür ve esir ayrımı yapmadan, her kadına ‘muhsana’ denmiş ve o sanki bir kalenin içindeymiş gibi koruma altına alınmıştır. Ama Kuran’a uyma yerine onu kendilerine uyduranlar her şeyi bozmuş, kadının korunmasını yok saymışlardır. Bozulma o noktaya gelmiştir ki, elimizde Kuran olmasa doğruyu bulmamız neredeyse imkânsızlaşmıştır” diyerek duruma tepkisini koyuyor.
ESAS BU CAHİLLERİ CAMİYE SOKMAMAK LAZIM
İlahiyatçı-yazar Arif Arslan kadını camiye sokmak istemeyen zihniyeti anlamanın mümkün olmadığını belirterek, “Camilerdeki kadın mahfilleri boşuna mı yapıldı? Nasıl bir adam ‘Kadının camide yeri yok!’ diyebilir. Hiç mi okumamış? Esas böyle cahilleri camiye sokmamak lazım” diyerek sert çıkıyor. Arslan İslam dininin kadınları yok saymadığını, ‘Kadın camiye giremez’ gibi bir hadis ya da ayetin olmadığını söyleyerek, şöyle devam ediyor: “Tüm cihana kucak açan, günahkârları, müşrikleri dahi bağrına basan bir peygamberin, daha doğrusu Allah’ın böyle bir emir gönderebileceğine aklınız mantığınız eriyor mu? Hz. Muhammed hicretten hemen sonra bütün topluma yönelik eğitim-öğretim seferberliği başlatmış, Mescit-i Nebevî’yi bu yöndeki çalışmaların merkezi haline getirmiştir. Bu çalışmaların önemli bir ayağını da ‘kadınlar’ oluşturmakta.”
İSLAM’A MAL ETMEYİN
“Abdullah b. Ömer’den (ö.73/692) rivayetle, Nebi’nin ‘Kadınlarınızın geceleyin camiye gitmelerine izin verin/engel olmayın’ sözü birçok eserde geçmekte. Öyle ki Medine döneminde, yoksulluğa bağlı olarak, giyilen elbiseler kısa olduklarından, vücudun tamamını örtmüyordu. O nedenler hanımlar, mescitte cemaatle namaz kılarken, erkeklerin arkasında safa duruyorlardı. Elbiselerinin kısalığından dolayı, erkeklerin avret yerlerini görmemeleri için, erkekler rükûdan doğrulmadan kadınların başlarını kaldırmamalarını istendi. Konu Buhari’de, ‘Elbisenin kısalığı’ olarak zikredilir. Bu hadise göre kadınlar, buna rağmen, mescide çağrılmış, bir bahaneyle mescitten uzaklaştırılmamışlardır. Aksine, sorunlara çözüm üretilmiştir. Peygamber efendimiz zamanında, kadınlar adına kazanılan bazı haklar maalesef zaman içerisinde kaybedilmiş. Maalesef bazı tarihi uygulamalar, daha sonra İslam’a mal edilmiştir.”
Paylaş