Paylaş
KİMSENİN BİLE BİLE ŞARKI ÇALACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
MÜZİK Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Şeşen’i aradım önce. Sanatçıların isimlerinden bağımsız bu konu özelinde ne düşündüğünü merak ediyordum. Diyor ki: “Çalıntı ile esinlenme arasında büyük fark var. Bizde bir şehir efsanesi vardır; 8 mezura kadar bir şey olmaz (çalıntı değil anlamında) derler. Böyle bir şey yok. Mahkemeye gidilir, bilirkişilerden (eser sahiplerinden) görüş alınır. Prosedür budur. Bana sorarsan da ben kimsenin bile bile şarkı çalacağını düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum. Genellikle esinlenme olur. Öyle ki bilmeden bu benim de başıma geldi.”
‘AYNISI BAŞIMA GELDİ’
Nasıl olur bilmeden? Anlatıyor: “Geçenlerde bir şarkı yaptım. Eşim geldi, ‘Neden bunu çalıyorsun’ diye sordu. ‘Niye ki?’ dedim. Bir dinletti, Kayahan’ın pek bilinmeyen bir şarkısı... Ben sanıyorum ki beste yaptım. Düşünsene piyasaya çıktığını... Rezalet! Demek bazı şarkılar bilinçaltımıza işliyor. Hele de çok okuyup yazan, araştıran biri isen bu gayet doğal.”
Burhan Şeşen
ZAMANIN RUHU
Peki, sanatta ‘kısır’ günlerden mi geçiyoruz? Yeni şeyler üretemiyor muyuz? Cevabı net: “Zamanın ruhu.” Ekliyor: “Eskiden melodi, intro ve söz ağırlıklı, melodik şarkılar vardı. Şimdi ise şarkıların çoğu RAP ağırlıklı. Bu döneme şöyle bir bakınca bu dönemi yine en iyi anlatan şarkılar da onlar. Sınıfsal farkları, eğitimdeki uçurumları, aile baskısını, kadına şiddeti... Sokağı en iyi anlatan bu şarkılar olunca haliyle gençler de müzik bu sanıyor. İleride melodik/güzel şarkının kıymeti nasıl anlaşılacak, tek kaygım bu. ‘Neden güzel şarkı yapılmıyor artık?’ diye soruyorlar. Eskiden cep telefonu mu vardı; sosyal medya mı, görüntülü arama mı? Eskiden özlem vardı, beklemek vardı, mektuplaşmak vardı. Aşk vardı! Bu sebeple o dönemin şarkıları bir daha yapılmaz. Gerçek müziğe dönüş nasıl olur? Kocaman bir soru işareti bırakayım buraya...”
‘ÇALINTI’ DEMEK AĞIR BİR İTHAM
MUSİKİ Eseri Sahipleri Meslek Grubu (MSG) Başkanı Ferhat Göçer, “Bir parçaya çalıntı demek çok büyük bir iddia” diyerek giriyor söze, sebeplerini ise şöyle açıklıyor: “Verdiğiniz örnekler özelinde bir bilgim olmadığı için o eserler nezdinde bir şey demem yanlış olur ancak kişilerden bağımsız konuşacak olursam ‘çalıntı’ iddialarını ben çoğunlukla gerçekçi bulmuyorum. Bir parçanın çalıntı olup olmadığını meslek birliklerimizin teknik bilim kurulları, bilirkişiler değerlendirir, kararı da onlar verir. Teknik kurulumuza gelen iddiaların onlarcasından belki biri (birebir melodik, armonik ve ritmik kopya) doğru çıkıyor. Esinlenmek ya da benzerlik ise çok gri alanlar... Çünkü Türk pop müziği, belli kalıplar içerisinde, belirli harmonik yapılardan oluşmaktadır. Makamsal standartlar var, yürüyüşler var... Hatta aynı makamda olan iki şarkı bile kulağınıza ‘Bu şarkı şundan alıntı’ gibi bir çağrışım yapabilir. Hele de anonim eserlerde bu daha yaygın bir durum. Benzerlik aradıktan sonra onlarca yüzlerce şarkıda gayet rahat benzerlik bulursunuz. Dolayısı ile birebir aynısı olmadığı sürece bir parçanın çalıntı olduğunu söylemek inanın ağır bir itham ve eser sahibine büyük haksızlık.”
Ferhat Göçer
BİREBİR AYNISINI YAPMAK ÇALMAKTIR
ZALİM İstanbul, Uçurum ve son olarak Masumlar Apartmanı dizilerinin müziklerini de yapan, Altın Kelebek ödüllü müzisyen Alp Yenier de bugünlerde yeni bir şeyler üretme konusunda Hollywood’un bile zor durumda olduğunu belirterek, “Dünya genelinde otoriter rejimler ağırlıkta. Özgürlükler sınırlı, eğitim ve ekonomik anlamda sıkıntılar var... Sanırım bu durum yaratıcılığı da etkiledi” diyor.
DEEP PURPLE ÖRNEĞİ
Çalıntı mı, esinlenme mi meselesine gelince... Diyor ki: “Melodi birinin malıdır. Ama akor ya da nota kimsenin malı değil. Akor kalıbı ya da notaları ters çevirerek ya da benzerini üreterek esinlenmek ayıp olmadığı gibi yasal da. Deep Purple efsane şarkısı ‘Smoke On The Water’ın girişini Beethoven’a borçlu mesela. 5. Senfoni’nin girişini tersten çalmışlar. Buna çalıntı denilebilir mi? Birebir aynısını yapmak ‘çalmaktır’ ve suçtur. Ben kimsenin ceza alacağını bile bile çalacağını da düşünmüyorum.”
Alp Yenier
BİLMEDEN OLABİLİYOR
“Bazen de kaza ile oluyor. Bir müzisyen arkadaşım ile tamamen birbirimizden habersiz aynı besteyi yapmışlığımız var. Yapımcı fark etti, ‘Çok benziyor’ dedi. Baktık ki inanılmaz benziyor. Dolayısıyla illa art niyet aramamak gerekiyor.”
FIRSATÇILAR DA VAR
“Art niyetli olanlar yok mu? İthamkâr olmak istemem ama durumu ‘fırsat’ olarak görenler de illa var. Bir arkadaşımın başına geldi, ki bestelerken ben de vardım. Şarkı çıktı, 1980’lerde ünlü olan bir bey aradı, “Benim şarkımı çalmışsınız” dedi. Ufacık benziyor bir bölümü, doğru. İnanılmaz paralar talep etti arkadaşımdan. Demem o ki yasal yollara başvurulabilir, karşı taraf da bilmeden olduğunu ispatla yükümlüdür ama bunu maddi avantaja çevirmeye çalışmak bana göre fırsatçılık.”
Paylaş