Paylaş
Uzun bir aradan sonra ilk kez böylesi muhteşem bir oyunla bu kadar çok yaklaştık kupaya... Ama olmadı! “Topun da seni sevmesi lazım” denir ya...
Yapacak bir şey yok! Bundan böyle “önümüzdeki maçlara bakacağız.” Ve şu tesadüfe bakın ki bir sonraki milli maçımız 21 gün sonra, Paris’te yine Hollanda ile...
Filenin Sultanları Olimpiyatlardaki ilk maçında “portakallar” ile karşılaşıyor. Bizim çocukların yarım bıraktığı işi umuyorum Filenin Sultanları tamamlayacak. Hem Almanya hem de Paris’in nabzını tuttum.
ENSEYİ KARARTMAK YOK
Spor yazarı ve yorumcusu Şansal Büyüka: “Türkiye, elenmesine rağmen, şampiyonaya hiç şüphesiz damgasını vuran takımlardan biriydi. Kim şampiyon olursa olsun fark etmez, bugüne kadar Türkiye konuşuldu ve konuşulacak. Seyircisi ile konuşulacak... Birbirinden güzel golleriyle konuşulacak... Genç Arda’sı, Barış Alper’i ile konuşulacak... En çok da takım ruhu ile konuşulacak. İyi izler bıraktık. ‘Galip sayılır bu yolda mağlup’ derler ya... Hollanda maçı da öyleydi. Finale uzanan yolu bulmuştuk ama ikinci yarıda, özellikle ilk 20-25 dakikasında, geri çekilmemiz Hollanda’ya galibiyet getirdi. Bir de bu seviyedeki maçlarda bir kez pozisyon buldun mu atacaksın! Hollanda gibi bir takım karşısında başka hiçbir takım 5 net gol pozisyonuna giremez. Türkiye girdi. Ama atamadı! Takımımız kötü oynasaydı, ‘Hak etmedik’ derdik ama böylesine iyi oynayıp, kaybetmek... En büyük üzüntüm buna.”
EDİRNE’DEN ÖTE GEÇME ZAMANI
“Yine de enseyi karartmamalı! Kadromuz çok genç. 19-20 yaşında oyuncularımız var ve 70-80 milyon Euroluk oyunculara karşı ezilmediler. Bu çok büyük başarı. Dolayısıyla 2 yıl sonraki Dünya, 4 yıl sonraki Avrupa Şampiyonasına, bu kadrodaki gençlerin takımın iskeleti olmasına müsaade ederek ve takviyeler de yaparak, eksikliklerimizi görerek hazırlanmalıyız. Türkiye’nin, ligin de başlaması ile ‘ofsayttı, penaltıydı’ gibi tartışmaları bir kenara bırakıp hem kulüpler hem milli takım seviyesinde, futbolu uluslararası seviyede araması lazım. Edirne’den öte geçme zamanımız geldi de geçiyor bile.”
PRİM KAVGASINDAN BURALARA GELDİK
Hürriyet Spor müdürü, yorumcu Mehmet Arslan: “Bu şampiyona, aldığımız sonuçtan bağımsız, inan futboldan çok daha fazlasıydı. Zira takım olma bilinci, tutku, özveri, adanma gibi uzun süredir hasret kaldığımız değerleri hatırlattı bize. Salih Özcan’ın şu fotoğrafına bakın.
Hepimiz, onunla beraber tekmeye kafa uzatmadık mı? Kazanmanın ötesinde adanmışlık ruhu budur işte. Jeep tartışmalarından, prim kavgalarından buralara geldik. Bir kültür devrimi yaşattılar hepimize. Bize çeyrek final sevinci yaşatan asıl sebep buydu. Geleceği çok parlak ve gelişen bir takımız.”
PLANLI VE DİSİPLİNLİ BİR TAKIM
“Montella’ya gelince... Portekiz maçı hariç, şampiyonanın Ferdi Kadıoğlu’suydu. Türkiye’ye özgü kaotik futbol anlayışını yıkarak, belirli bir taktik anlayışa sahip, planlı ve disiplinli bir takım yarattı. Sahanın her metrekaresinde ve her mücadelede onun parmak izleri vardı. Tek eleştirim şu olabilir; sahada mükemmel şekilde uygulanan defansif anlayışı, ofansif futbola dönüştüremedi. Son olarak bugüne kadar uluslararası turnuvalarda hep bireysel sporcularla öne çıkardık. Şimdi takım sporlarında da coşku ve sevinci yaşıyoruz ve bence bu sevinç A Milli Kadın Voleybolcularımızla sürecek. Önceki akşamın rövanşını Filenin Sultanlarının alacağından hiç kuşkum yok.”
UĞRUNA TER DÖKÜLEN AMAÇ AYNI: BAYRAĞIMIZI EN TEPEDE DALGALANDIRMAK
Eski milli voleybolcu ve spor spikeri Başak Koç da benim gibi gözü yaşlı maç izleyenlerden. Tezahürat etmekten sesi kısılmış. Diyor ki: “Sporda her jenerasyon kendi hikayesini yaratır. Bir öncekinden daha iyiye ulaşmak için mücadele edilir. Maçın oynandığı stat değişir, forma farklı sporculara gider ama uğruna ter dökülen amaç hep aynıdır; ‘İyi bir oyunla bayrağımızı en yüksekte dalgalandırmak, bir milleti sevinç ve gururla birleştirmek.’ Ki futbolda Avrupa hikayemiz başlayalı çok da olmadı. İlk kez 1996’da katıldık, 2000’de çeyrek final, 2008’de yarı final oynadık. 2016 ve 2020 hayal kırıklığı olsa da 2024, heyecanla ekrana kilitlendiğimiz, koşarak statta yerimizi aldığımız bir yıl oldu. Geri döndük! Arda, Burak, Hamit gibi ağabeylerinden görevi devralan Mert, Arda, Samet, Salih ve Ferdi ile... Bu pırıl pırıl jenerasyon ile... Ne kadar iyi mücadele edebileceğimizi Avrupa’ya gösterdik. Önümüzdeki turnuvalarda adımızdan yine ve yeniden söz ettireceğimiz kesin. Ve şimdi A Milli Futbolcularımızın bıraktığı yerden bayrağı devralma vakti A Milli Kadın Voleybolcularımızda.”
KAÇAN ŞUTLARI SMAÇLA SAYIYA ÇEVİRME ZAMANI
“29 Temmuz, Paris Olimpiyatlarında grup mücadelemiz, tesadüfe bakın, Hollanda ile başlıyor. Hakan yerine Eda, Arda yerine Ebrar, Samet yerine Vargas, Mert yerine Gizem maça çıkacak. Topun şekli ve sporun adı değişecek ancak
birleşerek desteklediğimiz değerler, yerli yerinde devam edecek.
Olimpiyat hikayemiz de pek eski değil aslında, 2012’de Londra’da başladı, tecrübesizdik! 2020 Tokyo maceramız beşincilikle bitti. Bu yıl VNL’de her ne kadar inişli çıkışlı bir performans sergilesek de (ki Paris’teki havanın değişeceğini düşünüyorum) geçen yıl dünyanın en başarılı takımı olduk. Turnuvaların ilk günü her zaman zordur. Ama öncelikle amacımız Hollanda’dan rövanşı alıp, futbolcularımızın bıraktığı yerden yükselerek, onlara ve milletimize bir nebze de olsa teselli olmak. Sonra Dominik ve İtalya’yı da yenerek gruptan çıkıp, kürsüyü hedefliyoruz. Futbolda kaçan şutları, smaçlarla sayıya çevirme zamanı şimdi. Bizleri birleştiren bu ruhu seviyorum.”
Paylaş