Paylaş
TEK TİP BESLENME HASTALIKLARI TETİKLİYOR
BİYOLOG, diyetisyen Burçak Çubukçu, genellikle ergenlik dönemi ile 20 yaş grubundaki genç kadınların fenomenlere ya da büyüklerine benzeme, onlar gibi ‘güzel’ olma kaygısı ile şok diyetlere kalkıştığını söylüyor. Şok diyetlerle kilo vermenin kolay olduğunun ancak sağlıktan gittiğinin altını çizen Çubukçu, “Tehlike sanıldığından büyük çünkü kiloyu yağdan değil su ve kastan kaybediyorsunuz. O an tartıda kilo veriyorsunuz ama diyeti bırakıp normal beslenmeye geçtiğiniz an vücut sanki kıtlıktan çıkmış gibi strese giriyor ve hemen yeniden kilo almaya başlıyor. Bu da metabolizmayı mahvediyor. Ver- al, ver- al... Bu bir kısır döngü. Bir hastam var, tek tip beslenmeden kaynaklı kansızlık sorunu yaşıyor, saçları dökülüyor. Regl döngüsünün bozulması, böbrek hasarları, B12 eksikliğinden kaynaklı hafıza kayıpları, stres, agresiflik, odaklanma bozuklukları da cabası. Ruhsal olarak da kişi kendini sevmeyen birine dönüşüveriyor” diyor.
ANOREKSİYA’YA DİKKAT
Normalde bir kişinin günlük 1000-1500 kalori alması gerektiğine değinen Çubukçu, tek tip diyetlerin vücudun alması gerektiği vitamin ve mineralleri yok ettiğini de belirterek, örneklendiriyor: “Zayıf olan ‘mutlak sağlıklıdır’ diye bir şey yok. Kişi ancak uzman eşliğinde, kendine özgü beslenme programına uyarak daha sağlıklı olabilir. Mesela, bir kişinin normalde alması gereken C vitamini 70 gramdır. Sigara içiyorsa bu miktar 120 grama kadar çıkabilir. Yani beslenme kişiye özgüdür. Çok yaşadığımız bir başka sorun da anoreksiya. Çok sayıda genç, kilo almamak için, yemek sonrası kendini kusturuyor, ki bunun sonu ölüm olabilir.”
NORVEÇ FİLTREYİ YASAKLADI
NORVEÇ’te beden algısı sorunlarını tetiklediği, ‘idealize insan’ algısı oluşturulduğu için sosyal medyaya özel bir düzenleme yapıldı. Fenomenler ve markalar, ticari amaçla yayınladıkları rötuşlu, filtreli, oynanmış ya da bir başka şekilde manipüle edilmiş görüntüleri belirtmek zorunda. Aksi takdirde suç işlemiş sayılacaklar. Yeni yasa gençler arasındaki dış görünüş baskısını azaltmayı hedefliyor.
DAYATILAN GÜZELLİK KALIPLARINA KANMAYIN
OYUNCU Hazal Kaya, röportajında, ‘Bedenimle ilişkim bozuldu’ diyor. Ne demek bu? Klinik psikolog, Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, “Beden memnuniyetsizliği; bedenin büyüklüğü, ağırlığı, şekli ve çekiciliği de dahil olmak üzere, kişinin genel vücut görünümü hakkında olumsuz düşünce ve duyguları olması demektir. Beden ile ilgili memnuniyetsizlik bizde çok yaygın. Özellikle de kadınlar arasında. Çünkü bizde kişinin bedeninin nasıl göründüğü; ‘Bacakları zayıf mı?’, ‘Göbeği var mı?’ gibi konular sohbet malzemesi. O nedenle de diyet kültürü var ve kişi ne kadar zayıf olursa olsun hiçbir zaman kendini yeteri kadar zayıf hissetmiyor. Bu aslında insanların birbirine ve hatta kendine uyguladığı psikolojik bir şiddet. Sosyal medyanın da hayatımıza girmesiyle beden imgesi daha önemli hale geldi” diyor.
HERKES ONLAR GİBİ OLMAK İSTİYOR
Nedir bu beden imgesi? Prof. Dr. Şalcıoğlu, beden imgesinin içinde gerçekte nasıl göründüğümüz ve kafamızda, ‘ideal’ olarak nasıl göründüğümüz olduğunu belirterek, şöyle devam ediyor: “Gerçek bedeniniz ile kafanızda yarattığınız hayali bedeniniz arasında fark açıldıkça memnuniyetsizlik de çoğalıyor. O farkı bu kadar belirgin hale getirense sosyal medya. Modeller, aktörler, sporcular, diyetisyenler, fenomenler... Ki örnekleri çoğaltabiliriz, tüm bu kişiler kendi ya da ürünlerinin reklamlarını yapabilmek adına ideal bir beden algısı yaratıyor. Ne kadar kaslı ne kadar zayıf... O kadar iyi... Tüm bu kişiler kusursuz mu? Hayır, değil. Ne yapıyorlar? Daha dikkatli poz veriyor, fotoğraflarını eliyor, filtreliyor, rötuşluyorlar. Gerçek olamayacak bedenler yaratıyorlar. İnsanlar da kendilerini onlarla karşılaştırıp mutsuz oluyor. Benlik değerleri azalıyor. Şok diyetler ya da estetik operasyonların sebebi bizlere dayatılan bu güzellik algısı.”
EĞİTİM ŞART
Kendi bedeninden mutlu olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor olacak ki estetik merkezleri kalabalık. Herkes, her geçen gün daha fazla birbirine benzemeye başlamadı mı? Prof. Dr. Şalcıoğlu, “Sosyal medyanın güzellik kalıpları özellikle de gençler arasında hayati risk yaratan durumlara sebebiyet verebiliyor. Amerika’da sırf bu sebeple genç kızların intihara varan psikolojik sorunlar yaşadıkları tespit edildi. Yeme bozukluğu yaşayan bazı hastalarımın sosyal medyada kimi takip edeceğine kısıtlama getiriyorum örneğin. İnanılmaz etkili. Elbette sosyal medya tümü ile ‘kötü’ bir yer değil. ‘Takip etmeyin!’ demek yeterli değil. Sosyal medya artık hayatımızın bir gerçeği ise, o zaman kullanma dersi verilsin, özellikle de gençlere. Eğitim şart” diyor.
Paylaş