Paylaş
Almanya’daki iki büyük avukatlık bürosu aşı şirketlerinin ‘şüpheli’ ilaçları kâr amacıyla piyasaya sürdükleri ve aşıların kalp kası tutulması, beyin sisi gibi yan etkileri olduğu iddiasıyla mahkemeye 200 dava dosyası sundu.
Oysa biliminsanları endişeye mahal olmadığı, aşı karşıtlarının ‘tazminat’ alabilmek için bilinçli olarak halkı yanlı ve yanlış bilgilendirdiğini söylüyor.
Hem uzmanlar hem Alman gazeteci arkadaşımla konuştum. Davanın arkasındaki kritik isim ‘Tobias Ulbrich kim?’ diye sordum.
SADECE KORKUTUYORLAR TÜRKİYE’DE DAVA AÇAN YOK
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, BioNTech dahil COVID-19 aşılarının kalıcı yan etkisi olduğu iddialarının yalan ve algı oluşturmaktan ibaret olduğunun altını ısrarla çiziyor. Ve diyor ki: “Bu davadan bir şey çıkmaz. Neden mi? Bugüne kadar 11 bin 800 kişi ‘yan etki’ sebebi ile bilim kurullarına-bilirkişilere başvurmuş ancak belirtilen yan etkilerin hiçbirinin aşı ile bir bağlantısı kurulamamış. EMA’nın da onayladığı 46 farklı çalışmaya göre; COVID virüsünün kendisi aşıdan daha tehlikeli. ‘Kalp problemlerinde artış var’ diyenler kişilerin COVID-19 geçmişi olup olmadığına bakmadan konuşuyor. COVID-19’un kalbe etkisi aşıdan 10 kat fazla iken aşının ‘olası’ etkisi hayli düşük. (EMA verisi: Miyokardit- 100 binde 2.5 kişi, Lenf şişmesi- 100 binde 78 kişi.) Ama bunu anlatamıyoruz: “Aşıların baş ağrısı, ateş, yorgunluk ve kas ağrısı dışında bilinen bir yan etkisi yok.” Almanya’daki kanunlar Türkiye’de de var. ‘Aşı oldum da bana ya da aileme bir şey oldu’ diyen varsa buyursun dava açsın, araştırılsın ama sadece konuşuyorlar, korkutuyorlar... Bununla alakalı açılmış tek dava bile yok.”
TAZMİNAT PEŞİNDE KOŞAN BİR AVUÇ İNSAN
Avrupa İlaç Ajansı (EMA) BioNTech dahil onaylanan tüm aşıların faydalarının yeniden teyit edildiğini, onay sürecinde hızlı olmak adına güvenlikten ödün verilmediğini ve dünya genelinde en az 20 milyon insanın hayatını kurtardığını açıkladı. Bir tarafta hayatı kurtulan 20 milyon, diğer tarafta ‘tazminat’ peşinde koşan bir avuç insan. Aşı karşıtlarının insan hayatını hiçe saydığı girişimlerden biri bu dava. Bunlar yüzünden bugün kızamık salgınını konuşuyoruz. Böyle giderse sonumuz fena.”
KANITA DAYALI BİLİME KARŞI ‘BEN BİLİRİM’ ŞIMARIKLIĞI
Halk sağlığı uzmanı Dr. Nuriye Ortaylı da ‘kuşku’ olan bir yerde dava açmanın, demokratik hak aramanın normal olduğunu belirtiyor, ‘Ama’ ile devam ediyor: “Gel gelelim aşıların iddia edilen yan etkilerine dair elimizde bilimsel hiçbir veri yok. Kaldı ki COVID aşıları bugüne kadar klinik çalışmaları, ruhsat alma süreçleri dahil her aşaması en şeffaf yürütülen, en iyi takip edilen aşılardan... Sadece bir ülke değil birçok ülke ayrı ayrı, onlarca araştırma yaptı bu konuda. Yaşamımı mümkün olduğunca az ilaç kullanarak geçirmeye çalışan, hastalarına gerekmeyen hiçbir ilacı vermeyen bir hekim olarak 4 aşı oldum ve bu aşılara dair en ufak bir şüphem yok çünkü veri yok. Tam tersine yan etkisi olmadığı yönünde kaynak ve araştırmalar var. Bu sayede pandemiyi atlattığımız da unutuluyor. Dolayısıyla bırakın panik olmayı bu laflara kulak asmaya değmez! Toplumun yüzde 80’ini aşılarsanız geri kalan yüzde 20 enfeksiyona maruz kalmaz. Ağır olacak belki ama sanırım biraz bunun ‘şımarıklığı’ ile... ‘Bak! Aşılanmadık, bir şey olmadı ki’ bakış açısı sebebiyle bugüne kadar geldi bu iş! Aşı karşıtlığı ‘modası’, bu tedaviler/aşılar gereksizmiş gibi bir illüzyon oluştu. Oysa ortada kanıta dayalı bilim var.”
AŞI KARŞITLIĞI İLE ÜNLÜ AVUKAT DAVA AÇTI
BIONTECH ve Moderna’ya dava açan 2 şirket var:
1) Düsseldorf merkezli Rogert & Ulbrich...
2) Mainz merkezli Casar-Preller avukatlık bürosu.
Her iki firma da Almanya’da 2020 yılında araçların egzoz değerlerinde hile yaparak zehirli atık salınımı ile çevreye zarar verdiği iddiasıyla Alman Volkswagen’e karşı açtığı ‘emisyon’ davalarını kazanmış, şirketi milyonlarca Euro tazminat ödemeye mahkûm etmişti.
-Pazartesi günü görülmesi beklenen dava Rogert&Ulbrich hukuk firmasına aitti. Ama ülkesinde aşı karşıtlığı ile ünlü Avukat Tobias Ulbrich, davanın “atanmış tek yargıcın önyargılı olabileceği endişesi, dolayısıyla da davanın bir grup yargıç tarafından görülmesini istemesi” üzerine ertelendi. Yeni dava tarihi açıklanmadı.
AŞININ YARARI RİSKİNDEN BÜYÜK
Köln- WDR sağlık editörü Claudi Waldfeld İngiltere’de çalıştığım dönemlerden arkadaşım. ‘Neler oluyor?’ sorusu ile aradım. Rogert & Ulbrich hukuk bürosunun Avrupa Birliği İlaç Ajansı (EMA) ve Alman Aşı Değerlendirme Kurumu tarafından BioNTech aşısına yönelik yaptığı ‘pozitif yarar-risk oranı’ değerlendirmesine itiraz edeceğini söylüyor. Ne demek bu? Şöyle özetliyor: “Bir ilaç ya da bir tedavi yönteminin potansiyel faydalarının potansiyel risklerine olan oranı... DSÖ dahil kurumlardan alınan ortak raporlar aşıların yararlarının, olası riskler veya potansiyel yan etkilerinden çok daha fazla olduğunu gösteriyordu. İşte Ulbrich, savunmasını bu raporun ‘yanlış’ olduğu üzerine kuracak.”
NEDEN ALMANYA
“Çünkü Almanya’da alakalı/alakasız istediğiniz her konuda dava açabiliyorsunuz. ‘İspat yükümlülüğü’ diğer Avrupa ülkelerine göre düşük. Yani aşı ile kalp krizi/aşı ile beyin sisi arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu ispat edemeseniz elinizde bir kanıt olmasa bile tazminat talebi ile mahkemeye gitme hakkınız var. Ancak şu göz ardı ediliyor: Alman ilaç kanunlarına göre üretici şirketler ancak bir ürünün faydalarına kıyasla orantısız şekilde zarara neden olduğunun bilim tarafından ispatlanması ya da ilacın etiketinde yanlış bilgi yer alması halinde tazminatla yükümlü. Konuştuğum kaynakların birçoğu bu davadan bir sonuç çıkmayacağını söylüyor.”
Paylaş