Paylaş
TAAMMÜDEN İNSAN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal aşı karşıtlarının her türlü girişiminin ‘topluma karşı işlenen suç’ kategorisinde olduğunu söylüyor ve “Mitingi organize edenlere karşı devletin tüm mekanizmaları harekete geçmeli, bunun başında yargı gelir, ağırlaştırılmış cezalar verilmeli. Tüm sivil toplum örgütleri ve kuruluşlar da tepkisini dile getirmeli, etik sorumluluğuna göre davranmalı. Çünkü aşı karşıtları yalan yanlış bilgilerle ‘taammüden insan öldürmeye teşvik suçu’ işlemektedirler. Toplumu yanlış etkileyecek girişimlere olanak verilmesi vatandaşı tehlikeye atar. Pandemi şartlarında, ‘Kanaryaları seviyorum. Kanaryalara özgürlük mitingi yapacağım’ desem bana izin verilir mi? Verilmez. Bu mitinge de izin verilmemeli. Ayrıca, bu insanlar aşı karşıtı ve mitingde de korunmayacaklar, salgının abartılı hale gelmesine neden olacaklar. ‘Birbirlerine bulaştırsınlar, bize ne’ demek Hipokrat yemini eden bizlere yakışmaz. Devlet müdahil olmalı” diyor.
RANT PEŞİNDELER
Prof. Dr. Ünal aşı karşıtlarının argümanlarının bilimsellikten uzak olduğunu hatırlatarak, “Bill Gates’in adamları soykırım yapıyorlar, Türk ırkını yok edecekler’ diyen kişileri ciddiye alıp bilim insanı olarak ne cevap vereyim, inan şaşırdım. Komedi artık bu! Ya gerçekten çok zekiler bizimle eğleniyorlar ya da gram akıl yok! En başından söyledim; aşı kararsızlarına saygı duyarım. Onları ikna etmek, bilimsel dayanaklar sunmak bizlerin görevi. Ama aşı
karşıtlığı bambaşka! Aşı karşıtı olup da bu işten rant elde eden, çıkar sağlamaya çalışan o kadar çok kişi var ki! Hekim kimliği altında aşılara karşı çıkan bazı kişilerin, kendi ürünlerini fahiş fiyata pazarlamaya çalıştıklarını biliyoruz” diyerek Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda bir adım atması gerektiğinin altını çiziyor.
DEMOKRATİK HAK DEĞİLDİR
HEMATOLOJİ Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner bugüne kadar tarihte, İspanyol gribi sırasında maskeye çiçek hastalığı salgınında aşıya karşı benzer mitingler yapıldığını hatırlatarak, “Bu ve bunun gibi salgın durumlarında karşı çıkışlar illa olur. Şiddet kullanmak, baskılamak elbette yanlıştır ama bunun da dozu iyi ayarlanmalı. Sonuçta büyük kitlelerin bir araya gelmesi ile bulaş riski artacaktır. Mesela, Birinci Dünya Savaşı sonrası, 1918’de Philadelphia’da yapılan resmi geçit sonrası İspanyol gribi patlamış, kısa zamanda on binlerce kişi ölmüştü. Hafta sonu bir araya gelmeyi planlayan bu grup da hem aşısız hem de PCR testi, maske-mesafe gibi önlemleri reddediyor. Pimi çekilmiş bomba gibi! Aşı karşıtları bu buluşma ile sadece aşıyı değil bir anlamda virüsün varlığını da inkâr ediyorlar. Bu toplum sağlığı açısından risktir. Demokratik hak mıdır? Değildir. Gönül rahatlığı ile haktır diyemem” diyor.
HEKİMLERİN DURUMU
Prof. Dr. Çetiner mitinge konuşmacı olarak katılmayı planlayan bazı hekimler olduğuna da dikkat çekerek, “Onların durumu ayrı değerlendirilmeli. TTB bazıları hakkında soruşturma başlattı. Şimdi orada sahneye çıkacak yalan yanlış bilgiler verecekler. Bu hekimlere bakanlık yaptırım uygulamalı. Mitinge katılım ikna yoluyla engellenmeli ya da başından izin verilmemeli” uyarısında bulunuyor.
İZİN VERİLMESİNE ŞAŞIRDIM
JACKSON Laboratuvarı Enstitüsü baş araştırmacısı Prof. Dr. Derya Unutmaz, böyle bir mitinge izin verilmesine şaşırdığını belirterek mitingin aşı çalışmalarına olumsuz etki edebileceği hatırlatmasını yapıyor, şöyle devam ediyor: “Varyantlar sebebiyle aşılı olanların bile dikkat etmesi gereken böylesi bir zamanda bu mitinge nasıl izin verildi? Ben buna çok şaşırdım. Aşı karşıtları aşıyı reddediyor. Böyle bir virüsün varlığına inanmadıkları için PCR, maske-mesafe gibi önlemleri de uygulamayacaklar. Büyük ihtimalle o ortamda bulaşma olacak. ‘Demokratik hak’ deniliyor. Madem hak başka ülkelere gidişte PCR testi, karantina, aşı kartı uygulamaları niye var? Ki birçok ülkede bu uygulamalar artık zorunlu. Gerçekten saçmalık, aklım almıyor.”
Paylaş