Paylaş
9 günlük bayram arifesinde kimi rotayı memleketine kimi tatil beldelerine kimi de yurtdışına çevirdi. Buna bir de yaz tatilini ekleyin. Gelin görün ki tatil demek, maddi yük de demek. Bodrum, Çeşme gibi popüler destinasyonlarda elbette her keseye uygun bir şeyler bulmak mümkün ama ortalama 4-5 gecelik her şey dahil bir tatil 30-40 bin lira civarı. Pansiyon tutayım deseniz... Bu kez fiyat 20 binlere düşüyor ama o da yemeksiz. “Avrupa’ya gideyim, havam değişsin” diyenin de işi zor. Çünkü bu sefer de kur ve Türk vatandaşlarının vize alırken yaşadığı sorunlar denkleme giriyor. Hem yakın hem ucuz hem de ‘keşfedilecek’ bir coğrafya olsun diyenler için bir şey yok mu? İşte yanıtı.
TÜRKİYE’DEN UYGUN
Tur Operatörleri Sözcüsü Cem Polatoğlu, randevu almak dahil vize sorunu sebebi ile vizesiz ülkelerin satıştaki payının iki katına çıktığını söylüyor ve “Balkanlar; Karadağ başta, Belgrad, Arnavutluk... Fas, Tunus, Mısır (kapı vizesi) ve Ürdün hayli popüler vizesiz seyahat noktaları. Buradaki işletmeler Türkiye’deki otelcilik kalitesinden bir ‘tık’ uzak ancak başka bir kültür, başka bir coğrafya keşfetmek, ucuz tatil yapmak isteyenlerin de tercihi. Kaldı ki bu bölgelerde tatil yapmak Türkiye’de Akdeniz ya da Ege’de tatil yapmaktan da ucuz” diyor.
EN UCUZU 279 EURO
Ne kadar ucuz? Yanıtı şu: “Antalya’da 4 gece 5 gün her şey dahil, deniz kenarı bir otelin ortalama fiyatı 30-40 bin. Tunus’ta ise denize sıfır, sabah ve akşam yemekleri dahil, dört yıldızlı bir otel, uçak dahil 4 gece 5 gün, 499 Euro - 12 bin TL. Güneyde bu fiyata dört yıldızlı otel bulamazsın. Daha ucuzu da var. Mesela 4 gece 5 gün vizesiz Belgrad turu; uçak-kahvaltı dahil 329 Euro - 8 bin; Tiran turu üstelik sahil bölge gezisi, uçak bileti dahil 279 Euro - 7 bin lira civarı. Bu fiyata uçak bileti bile yok.”
İŞTE 3 ROTA
NEDİR bu Balkanlar’ın alameti farikası? Arnavutluk’ta yaşayan gazeteci Gözde Akgüngör Pamuk, Arnavutluk, Karadağ ve Makedonya rotasını sizin için derledi.
1- GİZLİ HAZİNE: TİRAN
“3 yıldır yaşadığım ve çok sevdiğim Arnavutluk’la başlayayım. ‘Tam bir gizli hazine.’ Kuzeyde (Karadağ sınırında) dağları ve kanyonlarıyla macera ve huzur vaat ederken, güneyde ise ‘Jon’ (İyon) Denizi’nin turkuaz suları ve bakir koylarıyla nefes kesiyor. Avrupalı turist akınının sebebi biraz da bu. Sadece doğası değil, UNESCO Kültür Mirası listesindeki antik şehirleri ve özgün mimarisiyle Osmanlı kentleri, komünist lider Enver Hoca döneminden kalan ve sadece burada görebileceğiniz sığınakları (Bunk’Art) gibi pek çok unsurla kültür turizmi alanında da etkili. Başkent Tiran’a 1.5 saatlik uçuşla gelip bir-iki gün şehir turundan sonra, araba kiralayarak (günlük 500 TL’den başlıyor) ülkeyi baştan sona gezmek mümkün. Mesela Yunanistan sınırında, Tiran’a 4 saat uzakta, ‘Balkanlar’ın Maldivleri’ olarak bilinen Saranda ve Ksamil’i gezmeden dönmeyin derim ben. Bir de hatırlatma: 1 TL yaklaşık 4 LEK. Mutfağı tanıdık; börek, pişi, lokma, köfte, ama dünya mutfağında da iddialılar. Ayrıca ortak kültürel mirasımız sebebi ile Türkçe kelimelerin çok yaygın kullanıldığını da göreceksiniz, eğer zorlanırsanız ‘eyvallah’, ‘neyse’ veya ‘kısmet’ deyip sohbeti bağlarsınız. Uçak biletini Tiran’a almanın bir avantajı da buradan araba kiralayarak Karadağ’a geçmenin çok daha ekonomik olması.”
2- DENİZ, GÜNEŞ VE ORTAÇAĞA YOLCULUK: KARADAĞ
Gelelim yakın bir gelecekte AB’ye girmesi beklenen Karadağ’a. Son yıllarda popüler olmasının bir nedeni de bu; yakında Schengen vizesi gerektireceği için vizesiz ziyaret fırsatını kaçırmamak. Tivat Havalimanı’ndan direkt ya da Tiran’dan araba ile gelmek mümkün. Karadağ’da birbirine yakın iki liman kenti, Kotor ve Budva öne çıkıyor. Dağlar arasında, ortaçağdan kalma kaleleri, dolambaçlı sokakları ve taş evleriyle gelenleri büyüleyen bu iki şehirden Kotor, ‘tarihe yolculuk’, Budva ise daha çok ‘deniz, kum ve gece hayatı’ için tercih sebebi. Her iki şehirde de kale içinde, tarihi taş evlerde konaklamak mümkün. Aynı körfezdeki, aslında özel bir mülk olan Sveti Stefan adasına da bir başlık açalım; etrafı surlarla çevrili, dar bir köprü ile karaya bağlanan bu küçük yarımada ziyareti hak ediyor. Yugoslavya dağılmadan önce, ‘jet sosyete’ de burada konaklamış; Sophia Loren, Marilyn Monroe, Orson Welles, kimler kimler... Hatırlatalım: Karadağ diğer Balkan ülkelerine göre biraz daha pahalı.
3- RUMELİ’NİN GÖZ BEBEĞİ: MAKEDONYA
- OHRİD: UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde. Balkanlar’ın Kudüs’ü ya da Balkanlar’ın İncisi adıyla biliniyor, biraz Yunan kasabalarını hatırlatıyor. Avrupa’nın en derin ve eski göllerinden biri olan Ohri, billur gibi suyu nedeniyle adeta deniz keyfi yaşatıyor. Şehir merkezinden arabayla yarım saatte ulaşabilirsiniz.
- MANASTIR (BİTOLA): Ohri’ye bir saat mesafede. Atatürk’ün eğitim gördüğü Manastır Askeri Okulu (müze) özellikle Türk turistin ilgisini çekiyor. Popüler dizilerin de çekildiği Manastır, Osmanlı izlerini taşıyan kadim ve şirin belde.
- ÜSKÜP: Tarihi boyunca hem Osmanlı hem Türkiye için önemini hep korumuş bir şehir. Vardar Nehri üzerine yayılan başkent, tarihi Taş Köprü ile adeta ikiye bölünmüş. Bir tarafta Osmanlı çarşısıyla Müslüman Türk, diğer tarafta da yüzünü AB’ye dönen bir toplumun izlerini görmek mümkün. Çarşıya kadar geldiyseniz mutlaka köfte yemelisiniz, yanında da bizim çoban salatamıza benzeyen “Shopska”. (Destan ve Kozmos Köfte, popüler ve mütevazı mekanlar.)
- MATKA KANYONU: Doğaya daha yakın olayım derseniz, ulaşımı kolay olan Matka Kanyonu’nu görmelisiniz, tekne turuyla kanyonu gezmek oldukça keyifli ve uygun fiyatlı.
Paylaş