Paylaş
HERKESİN PAYINA FEDÂKARLIK DÜŞÜYOR
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, bayramların özel günler olduğunu söylüyor. “Ama” diyerek parantez açıyor: “Hepimiz isteriz büyüklerimizle kucaklaşalım, küçükler gelsin, elimizi öpsün ama unutmayalım ki salgınla mücadele ettiğimiz önemli günlerden geçiyoruz” diyor. Öztürk, “Geçmiş bayramlardaki muhabbetin, hürmetin gelecek bayramlara taşınması adına bu bayram hepimize fedakârlık düşüyor” diyerek en ufak bir kural ihlalinin sıkıntılı sonuçlar yaratabileceğini belirtiyor.
SESSİZ TAŞIYICILAR ARAMIZDA
Prof. Dr. Öztürk şöyle devam ediyor: “Dünya genelinde 65+ en çok kaybın yaşandığı grup oldu. Türkiye’de 2 aydır sokağa kısıtlı olarak çıkabiliyorlar. Bu sayede onları korumayı başardık. Bayram vesilesi ile ‘hürmet göstereceğiz’ diye ev ziyareti yapmak, sarılmak-el öpmek onların hayatını riske etmek demektir. Çünkü özellikle gençler arasında asemptomatik denilen ‘sessiz taşıyıcılar’ var. Virüs taşıdığından kendinin bile haberi olmayan, kendini sağlıklı sanan bu kişiler ile yaşanacak en ufak bir temas tüm aileyi hasta edebilir.
O nedenle bu bayramın adı haydi gelin fedakârlık bayramı olsun.”
ESKİ BAYRAMLARI UNUTUN
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel: “Her zaman söylediğimiz gibi, bu hastalık kalabalık ortamlarda kolaylıkla yayılıyor. Bu bayram o eski bayramları unutacağız. Önümüzdeki yıl sağlıkla, hep beraber bir arada bayramlaşmak istiyorsak bu bayram sarılma, tokalaşma, öpüşme, yakın temas yok. Elbette gelenek görenekler devam edecek ama bu senelik ‘dijital’ ortam üzerinden yapacağız bunları. Telefonla, görüntülü konuşmayla, belki de balkondan balkona.”
KISITLAMALARA UYUN Kİ RAHAT EDELİM
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının hayli yararlı olacağı görüşünde. Özlü, “Özellikle bayramlar bizim ülkemizde ortak sevincin paylaşıldığı özel günler. Ancak 83 milyonun birbiriyle bayramlaşma ihtimalini düşününce bayağı endişeleniyorduk. Neyse ki bu risk ortadan kalktı. Bu noktada vatandaşlarımıza da görev düşüyor. Kısıtlamalara uyulması şart. Bu bayramı hatasız kazasız atlatalım ki bayramdan sonra rahat günlere ulaşabilelim” diyor.
Bayram öncesi çarşı pazar tıklım tıklım. Prof. Dr. Özlü alışverişten virüs kapmamak için hatırlatıyor: “Ne alacağınıza önceden karar verin. Raflar arasında dolanmayın. Alacağınızı alın ve çıkın. Müşteriler ve çalışanlar ile aranızdaki 1-2 metrelik sosyal mesafeyi koruyun. Maskeyi süs gibi değil, ağız-burun kapatacak şekilde takın. Kapalı/ambalajlı ürünleri tercih edin. El ile değil göz ile seçin.”
BAYRAM SEVİNCİ KURSAĞINIZDA KALMASIN
PSİKOLOG Simru Kavak bu bayramın bazı duygusal zorlanmaları da beraberinde getireceğini söylüyor ve “Sevdiklerimizden uzakta, fiziksel özgürlüğümüzün kısıtlı olduğu bir bayram yaşayacağız. Ancak bu durumun bayram sevincimize gölge düşürmesine izin vermemek elimizde” diyor. Peki nasıl?
1. SEVDİĞİNİZ KIYAFETLERİ GİYİN: Bayram sabahı erken kalkın, sevdiğiniz kıyafetleri giyin. Fiziksel olmasa da görüntülü yöntemlerle sevdiklerinize bağlanın.
2. DUYGUSAL YAKINLIĞI ARTTIRIN: Dokunamıyor, sarılamıyor, öpemiyor olabiliriz ama mesafeleri kapatmak elimizde. Özleminizi, sevginizi dile getirin. Ufak hediyeler gönderip mutlu edin.
3. MUTLU EDEREK MUTLU OLUN: Araştırmalar gösteriyor ki ihtiyacı olanlara yardım edenler, duygusal olarak çok daha mutlu. Gönüllü kuruluşların online yardım aktivitelerini takip edin, dahil olun.
4. KÜS OLANLAR BARIŞSIN: Eskiler boşuna dememiş “Bayramda küsler barışır” diye. Küs olduğunuz birisiyle, yoksa uzun zamandır haberleşmediğiniz eski dostlarla haberleşmek için bayram en güzel fırsat.
BAYRAMDA GÜNDE 2 ÖĞÜN BESLENİN
İÇ hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya: “Uzun bir oruçtan çıkacağız. ‘Nasıl olsa 1 ay yemedim’ deyip tatlıya-şekere boğulmak yok. ‘Metabolik sendrom’ dediğimiz diyabet, hipertansiyon, koroner arter ve obezite hastaları, bu süreçte gördük ki virüsten daha çabuk etkilendiler. Mesela her gün 5-6 dilim baklava yerine sadece 2 dilim yenilecek. Yani porsiyon kontrolü yapmayı öğreneceğiz. Bayram süresince ise 2 öğün beslenme tavsiye ediyorum. Sucuklu, pastırmalı, kavurmalı bayram kahvaltısından uzak durun. Yerine menemen, ince yufkadan yapılmış sebzeli bir börek, bol yeşillik, zeytin-peynir yeterli olacaktır. Akşam yemeği de çok abartmadan, bir çeşit et yemeği, yanına bol salata-yoğurt şeklinde. Yanına bir kaşık pilav ya da makarna.”
BAYRAM NAMAZI KONUSUNDA ISRARCI OLMAYIN
İLAHİYATÇI-yazar Arif Arslan: “Cuma ve bayram namazları cemaat namazlarıdır, evde kılınmaz. Maksat hutbe okumak, beraber olmak, irşat etmektir. Şu an hastalıkla savaş halindeyiz. Devletimiz maddi olarak yasak koymuş, manevi olarak da biz sorumluluk hissetmeliyiz. Eğer gizli gizli buluşup kaçak namaz kılınır ise bana göre haram pozisyonuna düşülür. Kişide hastalık varsa, birine bulaştırırsa ya da kendine bir şey olursa bunun hesabını ahirette nasıl verecek?”
Paylaş