Paylaş
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, ‘av turizmi’ kapsamında belirlenen avlak sahalarında 8 yaş ve üzeri bazı hayvanların avlanmasına müsaade ediyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Adıyaman Şube Müdürü İsmail Kozan elde edilen gelirlerin yüzde 60’ının avlak alanının bulunduğu köylere aktarıldığını ve cami, taziye evi, Kuran kursu gibi ihtiyaçlarda kullandığını söyledi.
AV SPOR DEĞİL CİNAYET
Haykurder Başkanı Erman
Paçalı, adında ‘Doğa Koruma’ geçen bir idarenin ‘ihale’ eliyle böyle bir katliama göz yummasına tepkili. Paçalı “Avcılık spor değildir. Spor kelime anlamı olarak belirli kural ve tekniklere uyularak yapılan ve bedensel gelişime katkı sağlayan bir eğlencedir. Bir canlının katledildiği ortamda eğlenceden bahsedilemez. Romantik olsun diye ‘av sporu’ deyince işin rengi değişmiyor. Bunun karşılığı katliamdır” diyor. Paçalı, devletin kaçak avcılığa 30 bin liradan başlayan cezalar uyguladığına dikkat çekiyor. “Ancak” diyerek parantez açıyor: “Asli görevi doğa korumak olan ekipler, para için ‘avcı’ peşinde geziyor, onlara ekipman sağlıyor. Bir dağkeçisini 50- 60 bin lira karşılığında öldürebilirsiniz. Ancak bunu ‘kaçak’ yolla yaparsanız devlet size cezalar keser.”
ABD Başkanı Donald Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. da Antalya’ya ava gelmişti.
GELİR KAPISI OLMAMALI
HAYKONFED Genel Sekreteri
Timur Ugan, Bakanlığın kasasına ‘av turizmi’ ile her yıl yaklaşık 1-2 milyon lira para girdiğini söylüyor. “En çok Amerikalılar ve Almanlar gelir. Büyük paralar harcar. Oysaki Türkiye’nin av turizminden gelecek böyle bir paraya ihtiyacı yok” diyen Ugan nesli tükenmekte olan bu hayvanların en seçkin, en güzel, en sağlıklı ve en gösterişlilerinin turizm adı altında katledilmesine öfkeli. “Üreteceğinize bitme noktasına gelen yaban hayatını, 3 kuruşa sanki Türkiye’nin ihtiyacı varmış gibi, peşkeş çekerek kötü bir imaj yaratıyorsunuz” diyor. Ugan’a göre yerli avcılar da ayrı bir sorun: “Türkiye’de 250 bin kayıtlı avcı, 2 milyona yakın kayıtsız av tüfeği var. Senede sadece bir kez herhangi bir canlıya bu silahlarla ateş edildiğini düşünün! Kaçak avcılıkla zaten başa çıkılamıyorken bir de yabancı avcılara kapı açmak akıllıca mı?” diyor.
DERHAL YASAKLANMALI
HAKİM Koordinatörü Fatma Biltekin: “2018 yılında, 331 yabankeçisi, 2 bin 35 yabandomuzu, 23 çengelboynuzlu dağkeçisi, 99 karaca, 47 kızıl geyik, 5 Anadolu yabankoyunu, 6 ceylan olmak üzere toplam 2 bin 546 hayvan ‘av turizmi’ kapsamında öldürüldü.”
Tarım Orman Bakanlığı’nın, başvurularına rağmen 2019 verilerini henüz açıklamadığını söyleyen Biltekin “Türkiye’de yaban hayatı avcılık ve ekolojik yıkım getiren projeler yüzünden tehdit altında. Avcılığın yasaklanması talebimiz av turizminin ve avcılığın ülke ekonomisine katkısı olduğu bahane edilerek dikkate alınmıyor. Bir canlıyı yaşam alanında, zevk için öldürmek ve sergilemek ne koşulda olursa olsun etik olarak kabul edilemez” diyor.
Amerikalı turist öldürdüğü yaban keçisinin önünde poz verdi.
ATA SPORU
Keçiören Avcılar Derneği Spor Kulübü Başkanı Mehmet Sargın anlatıyor: “Avcılık atalarımızdan gelen savaş sanatıdır, spordur. Avcılık için devlete borcunuz ve sabıkanız olmayacak. Sertifikanız olacak. Verginizi ödeyeceksiniz. Diğerlerine ‘kaçakçı’ ya da ‘bohçacı’ denir. Bizim adımızı kötüye çıkaran da yasal olmayan avcılardır. Eline her tüfek alanı avcı zannediyorlar. Hata buradan doğuyor. Avcılığın kendine has raconu vardır. Belirli dönemlerde avlanılmaz. Geyik, dağkeçisi gibi büyük avlarda dişi vurulmaz. En yaşlı erkek avlanır. Bu popülasyonun devamı için şarttır.”
O ZAMAN BALIK DA AVLAMAYIN
Sarıyer Avcılık Kulübü’nden bir yetkili anlatıyor: “Kendini bilmeyenler ‘katliam’ yapar, biz değil. Ayrıca, insanlar balık da avlıyor. İnek kesip yiyor. O zaman sıkıntı duyulmuyor. Yasal sınırlar içinde 2 keklik, 1 tavşan, 1 keçi vurduk diye biz katil mi oluyoruz? İnsanın doğasında avlanma var.”
Paylaş