Paylaş
SOSYAL MEDYANIN AKTİF OLDUĞU BİR SAVAŞ
“Her sıcak savaş aynı zamanda propaganda savaşıdır; medya-sosyal medya üzerinden yürütülür.” Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Süleyman İrvan 3 yıl önce bir toplantıda sosyal medyada bilgi kirliliği üzerine bu yorumu yapmıştı. Ukrayna-Rusya çatışmaları özelinde ‘Ne söyler?’ merakıyla aradım: “Bu daha önce yaşadıklarımızdan farklı. İlk defa sosyal medyanın bir savaş durumunda bu kadar aktif olduğunu görüyorum. Körfez savaşı CNN’den canlı yayınlanmış ve ‘Ekrandan yayınlanan ilk savaş’ olarak tarihe geçmişti. Sosyal medyadan canlı yayınlanan ilk savaş da bu! Afganistan’dan Amerikan askerleri çekilirken böyle bir hareketlilik yaşanmıştı en son ama sanırım internet orada yaygın kullanılmadığı için şimdiki gibi bir durum söz konusu olmamıştı” diyor.
TEYİT ET-PAYLAŞ
Elinde cep telefonu olan herkesin istediği görüntüyü, ‘mış’ gibi yapıp-paylaşıp etkileşim almasının kolay olduğunun belirten Prof. Dr. İrvan, “Rusya da Ukrayna da görüntü paylaşma işini ciddi şekilde propagandaya dönüştürmüş durumda. Dolayısıyla gelen bilgilerin doğruluğunu teyit etmek oldukça güç olabiliyor. Kimsenin savaşına alet olmamak için de güvendiğim, bilinir medya kuruluşları ve kaynaklar tarafından sunulan haberlerin teyit edildiğini var sayarak, onların haberlerini paylaşmayı doğru buluyorum. Sahte hesaplar eli ile paylaşılan, teyit edilmeyen görüntüleri paylaşmak kirli bilgi yaymaktan başka işe yaramıyor. Geleneksel medyanın kendi muhabir-foto muhabir-kameramanının da sahada olması çok önemli. Bazen ‘yurttaş’ gazeteciliğine başvuruluyor. Ukrayna’da yaşayan ya da okumaya giden kişiler bilgi amaçlı ekrana çıkarılıyor ancak bu kişilerin gerçekte kim olduğu, ne kadar güvenilir olduklarını da bilmiyoruz” uyarısında bulunuyor.
1)
2)
GELENEKSEL GAZETECİLİK HÂLÂ VAZGEÇİLMEZ
Yıllarca dış haber-diplomasi muhabiri olarak bilfiil sahada beraber çalıştığım gazeteci-akademisyen Dr. Can Ertuna da bilgiyi elde eden ve dağıtan tarafın, internet ve sosyal medya platformları eli ile, artık sadece gazeteciler olmadığı ve ‘tekel’ döneminin geride kaldığını belirterek, “Dezenformasyon yöntemleri savaş dönemlerinde savaşan tarafların sıklıkla başvurduğu yöntemlerdir ve yeni medya ile ortaya çıkmamıştır. İktidarlar o günün güncel medya araçlarını (televizyon, sinema, radyo gibi) karşı tarafı yıldırmak, taraftarlarına moral-motivasyon sağlamak ve uluslararası arenada destek bulmak adına yakın ve uzak tarihte kullanmışlardır. Günümüzde ise sosyal medya aracılığı ile ‘bilgi’, bir yayın akışı ve prosedüre gerek kalmadan artık ‘her an’ internette ve ulaşmak da çok kolay. İktidarlar kadar bazen de kişiler ‘ilk duyuran’ olmak veya ideolojik-politik tutumu ya da inancına uygun düştüğü için bağlamını sorgulamadan bilgi paylaşabiliyor. Elinde akıllı telefon olan herkes ‘gazeteci’, ‘yayıncı.’ İşte bu anlattığım ikinci durum en az ilki kadar tehlikeli. Bu da bize işini evrensel etik ilkeleri çerçevesinde yapan, yetkin ve konusunda uzman gazetecilerin alandan bildirdiği geleneksel medyanın önemini bir kez daha göstermiştir” diyor.
SÜZGEÇTEN GEÇİR
Arap Baharı’nı Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’deki süreci ise hem ayaklanmalar hem de savaş anlamında yerinde takip etmiş biri olarak Dr. Ertuna diyor ki: “İlk defa bir çatışmada bu kadar fazla bilgi, görüntü ve iddiaya maruz kalıyorum. Bu noktada iki şeye önem atfediyorum: Gazetecilik ilke-birikimlerine güvendiğim kurumlardan haber almak ve sosyal medyadaki bilgi-görüntüleri bir süzgeçten geçirip birden fazla kaynaktan doğrulandıktan ya da güvenilir kaynaklar doğruladıktan sonra paylaşmak.”
3)
ÇATIŞMAYA AİT GÖRÜNTÜLERİN ÇOĞU ESKİ TARİHLİ
Dezenformasyon gündelik hayatın akışının tersine ‘sanal’ bir gerçeklik yaratarak toplumu bu yanlış bilgiye yönlendirip manipüle etmektedir ve genellikle toplumun çoğunluğunu ilgilendiren olaylarda ortaya çıkar. Sözlüğe göre, “kamuoyunu etkilemek veya gerçeği gizlemek için kasten yanlış bilgi yaymak” anlamına da geliyor. Kimileri buna ‘algı savaşları’ da diyor. Aklıma gelen 3 örnek şöyle:
Amerikan İstihbarat Servisi’nin dünya kamuoyunu Irak savaşına ikna etmek için dolaşıma soktuğu görüntüler... (15 yaşındaki Nayira’nın konuşması, petrole bulanmış ölü kuşlar vs.)
Doğu Ukrayna krizi sırasında Sloviansk’ta Ukraynalı bir militanın Rus bir bebeği annesinin önünde çarmıha
gererek öldürdüğü
iddia edilen görüntüler
Hindistan ve Pakistan’ın birbirlerini kışkırtmak için Keşmir sınırı boyunca yaşandığını
iddia ettikleri ‘düzmece’ çatışmalar...
Yönlendirici bu tarz haberler sadece ‘sıradan’ sosyal medya kullanıcıları tarafından değil, bazen resmi hesaplardan da paylaşılıyor. Örneğin, Ukrayna Savunma Bakanlığı hesabından yapılan bu paylaşım.
TikTok’ta 30 milyona yakın izlenen bu videoda ise Rus askerlerinin paraşütle indiği görülüyor. Ancak video 2015 yılındaki bir tatbikattan.Ukrayna Savunma Bakanlığı bu fotoğrafı ‘Silahlı Kuvvetler’in Hava Kuvvetleri’ne ait MiG-29, Rus işgalcilerin ‘eşsiz’ Su-35’ini imha ediyor’ ifadesi ile paylaştı. Ancak görüntü, gerçek değil! Digital Combat Simulator World adlı oyundan alınmış.
Donbas’ta Ukrayna Kara Kuvvetleri’ne bağlı Aidar Taburu’na bağlı askerlerin öldüğü iddiasıyla yayılan bu görüntüler ise 2018’de ABD’nin Suriye’ye düzenlediği hava saldırısında vurulan bir askeri birliğe ait.
Paylaş