Paylaş
GÖBEKLİTEPE SADECE BİR TAPINAK DEĞİL
21. yüzyılın en büyük keşiflerinden biri olarak kabul edilen Göbeklitepe’deki son kazılarda günlük kullanıma işaret eden öğütme ve el taşları bulundu. Bu, o çağda bölgede ilk tarım denemelerinin yapıldığına işaret ediyor. DHA’ya konuşan Göbeklitepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, yeni buluntuların analizlerini bu kış yapmayı planladıklarını belirterek, “Her ne kadar Göbeklitepe’nin tapınak olarak adlandırılan kamusal bir yapı olduğu düşünülse de son kazılar bize barınak tarzı mekânların varlığını da gösterdi. Dolayısıyla artık buranın sadece bir tapınak ya da bir toplanma merkezi mi yoksa insanların ilk kez beraber yaşamaya başladığı bir yerleşke mi olduğu sorusu daha fazla tartışılacak” diyor.
KARAHANTEPE TARİHE BAKIŞI KÖKTEN DEĞİŞTİRECEK
Göbeklitepe elbette çok önemli ama yalnız değil. Göbeklitepe’den yaklaşık 200 yıl sonra inşa edildiği tahmin edilen Karahantepe, 3 milyon yıl süren avcı-toplayıcı yaşamın sona erdiği ve köylerin ortaya çıktığı sürecin başladığı noktalardan... Kazıların başladığı 2019’dan bu yana ilkler gün yüzüne çıkıyor. Göbeklitepe kazılarında ağırlıklı olarak hayvan figürleri bulunurken, Karahantepe’de bunların yanı sıra 3 boyutlu insan tasvirleri de ortaya çıktı. Merkezde 23 metrelik anıtsal bir yapı, Göbeklitepe’dekine benzer “T” şeklinde 250 sütun ve yanı sıra ana kayaya şekillendirilmiş insan başı ve şu an Gaziantep Müzesi’nde sergilenen ve 3 boyutlu olarak yapılan, ‘leopar taşıyan insan’ heykeli bulundu. Leoparın saldırıya hazır pozisyonda bulunduğu heykel, dönemin sanatsal becerileri ve yaşam tarzına ilişkin hiç şüphesiz fikir veriyor insana. İşte bu sebeple de Kültür ve Turizm Bakanlığı bu bölgede, Göbeklitepe ve Karahantepe’nin ana istasyon olduğu, ‘Taş Tepeler’ ismi verilen yeni bir proje başlattı. Bu proje, 7 alan; Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe, Yeni Mahalle höyük, yürütülen arkeolojik kazı ve araştırmaları içeriyor.
ŞANLIURFA’DAN TURİZM AÇILIMI: SADECE ÇİĞKÖFTE VE İSOT’TAN İBARET DEĞİLİZ
Dünyanın gözünün üzerinde olduğu her iki bölge; Göbeklitepe ve Karahantepe’de, 400 bin nüfuslu Haliliye ilçesi sınırları içinde. Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat ile makamında buluştuk. Karahantepe’nin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından ören yeri statüsüne alınması, Göbeklitepe’nin ise hali hazırda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olmasının ciddi bir turist baskısı yarattığını ve son 10 ayda yaklaşık 750 bin turisti bölgelerinde ağırladıklarını anlattı. Hedef yıl sonuna kadar Şanlıurfa’ya 1 milyon turist getirmek. Peki, hazırlar mı? Şöyle cevaplıyor:
“Bölgemizdeki tek ve belki de en büyük eksiklik ‘yatak’ kapasitesinin düşük olmasıydı. Bu doğrultuda belediyemize ait bir binamızı 180 yataklı otele dönüştürdük. Önümüzdeki ay hizmete girecek. 9 katlı bir binamızı da hastane yapılması için Sağlık Bakanlığı’na devrettik. Şanlıurfa’nın unutulmaya yüz tutmuş meslekleri; ahşap oymacılığı, bakır işleme, tespih ustalığı ve culhacılık da Geleneksel El Sanatları Merkezi’miz (GESEM)’de ayakta tutulmaya çalışılıyor. Mesleklerin kaybolmaması için usta-çırak ilişkisi ile yeni öğrenciler yetiştiriliyor. 12 bin yıllık Şanlıurfa bugüne kadar 42 medeniyete ev sahipliği yapmış ve her medeniyet şehrimize birbirinden kıymetli eserler bırakmıştır. Urfa’mız Peygamberler şehridir, birçok Peygamber ve Evliya da kadim şehrimizde yaşamıştır. Çiğköftemiz, isotumuz, kebabımız ve fıstığımız ile ünlüyüz elbette ama sadece bunlardan da ibaret değiliz. Potansiyelimiz daha büyük. Muhakkak kullanmalıyız. Yanı başımızdaki Gaziantep bunu başardı, biz neden başaramayalım? Tek yapmak gereken yatırım ve tanıtımdır.”
GÖBEKLİTEPE GASTRONOMİ MERKEZİ AÇILDI
Kebabı, tepsi ve isot yemekleri, isot reçeli, kadayıfı, menengiç kahvesi, mırrası... Kısaca A’dan Z’ye tüm yöresel lezzetleri Göbeklitepe Gastronomi Merkezi’nde tadabilir, sonrasında Urfa’nın geleneksel sıra gecesine katılabilirsiniz. ‘Nereden biliyorsun?’ derseniz, ‘Deneyimledim de oradan.’ Gerçekten de yediğim en iyi yemeklerdendi. Ellerine sağlık.
Paylaş