Paylaş
İzleyip de keyiflenmeyen var mı? Sanmam ama izlemeyenler varsa anlatayım: Sosyal medya Aksaray Belediyesi’nde çalışan bir temizlik işçisinin 22 saniyelik videosunu konuşuyor. Mahalle arasından geçerken bir düğüne denk gelen temizlik işçisi atlıyor çöp kamyonundan, dansı ile attırıyor pistin tozunu, sonra da yakalıyor kamyonunu, devam ediyor kaldığı yerden çöp toplamaya. İzleyenlerin görev aşkına, pozitifliğine, neşesine hayran kaldığı temizlik işçisinin adı Hamit Karakaya. 33 yaşında. İnek sağarken yakaladığım Karakaya’ya kıvrak figürleri, kaygısız gibi görünen halleri ve neşesinin sebebini sordum. Altından dert tasa çıktı. İşte, Türkiye’nin birkaç gündür çok konuştuğu o temizlik işçisinin hayatı...
KİMSEYİ İNCİTMEDEN TERTEMİZ YAPIYORUM İŞİMİ
Hamit Bey ne yaptınız? Dansınız ile Türkiye’yi salladınız vallahi. Milyonlarca kez izlenen düğün videonuz üzerine konuşabilir miyiz biraz?
Tam da inek sağıyordum. İzin günüm bugün. Birazdan da valiliğe gideceğim. Sayın Valimiz Hamza Aydoğdu sağ olsun davet etmişler. Video ile alakalı...
Sizin video sayesinde Aksaray sadece Türkiye değil dünya gündemine oturdu. Takdir edilmek güzel şey olsa gerek.
Gerçekten de güzel şey takdir görmek. Video viral olunca Fransa ve İngiltere’den gazeteciler aradılar. Röportaj yapmak istiyorlar. Ama bu benim ilk gündeme gelişim değil. Daha önce de videomu çekip sosyal medyada yayınlayanlar olmuştu. O nedenle tanırlar beni. Müzik ve oynamaya tutkumu bilirler. Belediye Başkanımız Enver Dinçer ilk videom yayınlandıktan sonra bir kulaklık hediye etti bana. Takıyorum kulaklığı, açıyorum müziği. Kimseyi kırmadan, incitmeden tertemiz yapıyorum işimi. Helal lokma götürüyorum evime. Müzik sayesinde motive oluyorum; işimi daha hızlı ve severek yapıyorum.
GENÇLER ISRAR ETTİ KIRAMADIM OYNADIM
O çok konuşulan video. Nasıl çekildi? Müziği duydunuz da oynamaya kendiniz mi gittiniz?
Dedim ya, buralarda bilirler beni. Düğünlerden falan tanırlar. ‘Fenomeniz’ yani. O gece görevdeyken uzaktan bir saz sesi duydum. Asla karşı koyamam. Arkadaşıma dedim ki ‘Önce şu müzik sesi gelen mahalleden geçelim’. Bizim mıntıkadaydı zaten. Tam o anda gençler gördü beni, tanıdı tabii. ‘Fenomen ağabey, ne olur bir oyna’ diye ısrar kıyamet! Vatandaşımızı kırmak bize yakışmazdı. Çıktık piste. Sergiledik iki üç güzel figür. Ama bir yandan da iş var. İş beklemez! Görev adamıyız. Gençlerin de gönlünü alıp devam ettik işimize.
YASİN’İM, SENİ ÇOK SEVİYORUM
'Kafaya takmayayım’ diyerek oynamaya, müziğe sığındığınız o dertler, tasalar neler? Ne üzüyor bu kadar çok sizi?
Sorma. 8 yaşında bir çocuğum var. Yıllar var görmeyeli. Hasretinden ya delirecek ya oynayacaktım. Oynadım.
A, neden? Ne oldu?
Yasin’imin annesi ile anlaşamadık, ayrıldık. O dönemde küçüktü. Ben işe gidiyordum. Yeteri kadar zaman ayıramam, bir de çocuğumun psikolojisi bozulmasın diye velayeti verdik anneye. Ama annesi çocuğu göstermiyor. Bugüne kadar neredeyse hiç görmedim. Aramızda nafaka ile alakalı sorun var. ‘Sen ünlü oldun artık, daha çok para ver’ diyor eski eşim. Dava açtı, evime haciz gönderdi. Ben 7 yıldır belediyede işçi olarak çalışan biriyim. Yani benim etim ne budum ne? İkinci evliliğimi yaptım. Belki de o gücüne gitti, bilmiyorum. Şimdi ben bunları kafama taksam hasta olurum, elden ayaktan düşerim, işimden de olurum. Eve de yansır. O nedenle takıyorum kulaklığımı, dinliyorum müziğimi. Yoksa bunları düşünmekten deli olur insan. Neşeni bulmak istiyorsan işine müzikle devam edeceksin arkadaş. Açacaksın oyun havanı, süpüreceksin sokağını, unutacaksın dertlerini. Müzik dış dünyaya kapatıyor beni. Duymuyorum kimseyi vallahi. Tertemiz işimi yapıyorum. Akşam olduğu zaman da güle oynaya evime gidiyorum.
Var mı Yasin’e buradan bir mesajınız?
Çok seviyorum seni Yasin. İllaki görüşeceğiz. Bugün değilse büyüyünce. İlla arayıp soracak. Bugün belki görüşemiyoruz ama onun geleceğini düşünüyorum, boş durmuyorum ben de. İnek aldım onun için. Ona bakıyorum. Yarın öbür gün askere gider, evlenmek ister. Ben babasıyım. Hep arkasındayım. Ne kazandıysam zaten her şey onun.
DÖKTÜR BABAM DÖKTÜR
En sevdiğiniz müzik türü ne? ‘Ah! Şu parça çalsa da bir oynasak’ dediğiniz...
Vallahi ben pek ayırt etmem. Her müziğe ayak uydururum. Ankara havası pek severim tabii ama pop şarkı falan da çalsa oynarım. Ona göre de figürlerim var. Bir tek halay beceremem. Kaç kere denedim. Yok! Olmuyor, yapamıyorum. Bırakıveriyorum ortasında. Böyle dans mı olur yahu? ‘Döktür babam en iyisi mi sen döktür’ deyip dönüyorum çiftetelliye.
İNSAN BENİM YANIMDA ‘GOCAMAZ’
Hep böyle neşeli biri misiniz?
Vallahi böyleyim. İnsan benim yanımda ‘gocamaz’ (yaşlanmaz) kardeşim. Gelin bir gün siz de misafirim olun, göreceksiniz. Hiçbiri mizansen değil, içimden böyle geliyor. Kafaya takmak istedikten sonra dert, tasa çok. Ya bu dertler altında ezileceksiniz ya da pozitif olacaksınız. Ben de vurdum kendimi oyuna. Sinir, stresten müzik ile oynayarak uzak durmaya çalışıyorum.
Paylaş