Paylaş
İLK MEBUS ALİ ŞÜKRÜ BEY ORTAYA ATTI
HEMEN hemen tüm tarihçiler arşivleri Cenevre’de bulunan Milletler Cemiyeti tarafından tescil edilen ve 8 devletin bir araya gelerek imzaladığı bir anlaşmada ‘gizli maddeler’ olamayacağını binlerce kez söylemiş olsa da 100 yıl iddiası daha çok bu ‘gizli maddeler’ efsanesinden beslenmiş görünüyor. Peki nereden çıktı bu? Milli Mücadele’yi yürüten I. Meclis’te Mustafa Kemal’e en sert muhalefet, Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’den geliyordu. ‘Düzenli ordu’ ve Başkumandanlık Kanunu’nun uzatılmasına da karşı olan Ali Şükrü Bey’in Lozan delegasyonuna da itirazı vardı. 6 Mart 1923’te kürsüden yaptığı konuşmada, hükümetin Lozan görüşmelerindeki tutanak, protokol ve proje metinlerinde Meclis’ten ‘gizli’ işler çevirdiğini dile getirmişti. (TBMM, GCZ, 3/129). ‘Gizli’ madde iddiası ilk kez burada ortaya atıldı.
Türk heyetinin başında İsmet İnönü’nun olduğu Lozan Barış Antlaşması, 24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalandı.
DR. RIZA NUR ETKİSİ
Lozan’a katılan Türk heyetinde yer alan Dr. Rıza Nur’un 1960’ta yayınlanan “Hayat ve Hatıratım” adlı kitabı da gizli maddeler efsanesini yaygınlaştıran kaynaklardan. Dr. Rıza Nur, hatıratında Lozan’ın Fransızca ‘mahrem’ olarak işaretlenen resmi zabıtnamesini kaynak gösteriyor. Hemen hatırlatayım, ‘mahrem’ denilen resmi zabıtname daha sonra halka açıldı ve ortada ‘mahremiyet’ de kalmadı. Ünlü tarihçi İlber Ortaylı bu konuda “Tutanaklar ile hatıra farklıdır. Dr. Rıza Nur da senetsiz sepetsiz yazmış. Ona kalsa her şeyi kendi yapmış. Bunlarla tarihin anlaşılması mümkün değildir” diyor.
90’LARIN SONUNDAN İTİBAREN
Lozan anlaşması ile alakalı efsanelerin ‘ideolojik karşıtlıklardan’ beslendiğini söyleyebiliriz. Şöyle ki 1990’lı yıllarda ‘komplo teorisyeni’ olarak da bilinen yazar Aytunç Altındal, 100 yıl efsanesini gizli maddeler konusu ile yeniden gündeme taşıyor. Zamanlama konusunda olmasa da (2016’daki bir konuşmasında anlaşmanın 2023’te ortadan kalkacağının yalan olduğunu, müddetli olmadığını söylüyor) ideolojik anlamda ‘Hezimet mi Başarı mı?’ tartışmasını açarak ona tarihçi Kadir Mısıroğlu da katılıyor.
LOZAN BAZILARI İÇİN BİR SERMAYE
Tarihçi-yazar Murat Bardakçı, bundan seneler evvel “İşte, Lozan’ın gizli maddeleri” başlıklı mizahi bir yazı yazmış. Ancak yazının sonunda kocaman harflerle “Yoksa inandınız mı?” deyip hepsini uydurduğunu yazmasına rağmen, yıllarca birçok kişinin sadece attığı başlığa bakarak yazılanları doğru zannedip, ahkâm kestiğini söylüyor. Bu durum bile aslında ‘okumadan fikir sahibi olmak’ konusunda çok şey anlatıyor. Anlaşmanın 100 yıllık olduğu efsanesi için de şunları kaleme almış: “Lozan bazı çevreler için emsalsiz bir sermayedir. Kendilerini tarihe, rejime, devletin kurucularına ille de söz söylemek, eleştirip lâf sokuşturmak zorunda hissedenler, senelerden bu yana Lozan’ı kullanmışlardır ve bundan sonra da kullanacaklardır.”
BU SAFSATALARIN HEPSİ UYDURMA
Tarihçi-yazar İlber Ortaylı da 100 yıl iddialarına ‘safsata’ diyor: “Vallahi bu safsata yıllardır kocaman bir saçmalık halini aldı. Yapacak işleri yok, tüm gün kahvede oturup adamlar Lozan konuşuyor. Eline tarih kitabı almamış adam ‘Lozan’ diyor, ‘100 yıl’ diyor. Hepsi uydurma. İnan anlamıyorum. Hödük gibi inanıyorlar bir de buna. Bu tür anlaşmalarda süre yoktur, taraflardan biri çekilirse ittifak (anlaşma) düşmez ancak senin üyeliğin düşer. Olay budur.”
LOZAN’DA HEZİMET BULAMAYANLARIN UYDURMASI
Tarihçi-yazar Sinan Meydan: “1980’lerin sonundan itibaren bu safsatayı yayan bazı tarihçiler var. İnatla ve ısrarla, 143 maddelik Lozan Antlaşması’nda bir hezimet arıyorlar. Lozan, Batı emperyalizmi ve en çok İngiltere için bir hezimettir. Bu anlaşmadan istediğini alan tek ülke Türkiye’dir. Orada aradıkları hezimeti bulamayanlar, ‘Açık maddelerde yazmıyorsa ‘gizli’ madde uyduralım’ demiş olacaklar ki bu yalan hem de böylesi bilgi çağında yayıldıkça yayıldı. Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur. Gizli maddesi ve süresi yoktur. Çoklu bir anlaşmada ‘gizlilik’ olması mümkün değildir.”
Paylaş