2 çocuk 2 şiddet

Türkiye bugün iki farklı şiddet olayını konuşuyor. İlki, Gaziantep’ten... 4 yaşındaki Asiye Ateş oturduğu sitenin bahçesinde pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısına uğradı, ağır yaralandı. Küçük kızın başına gelenler ise hayvan hakları savunucuları ile hayvanseverleri karşı karşıya getirdi. Öte yandan gündemde 11 yaşındaki öğrencisini tekme tokat döven ‘cani’ öğretmen ve o şiddete şahit olduğu halde hiçbir şey yapmayan meslektaşı var. Çocuğu o cehennemden kurtaran ise yine bir öğretmendi. 1 olay, 3 farklı öğretmen profili... Her iki konuyu da detayları ile mercek altına aldım.

Haberin Devamı

BU İŞİN HAYVANSEVERLİKLE İLGİSİ YOK, ÖNLEM ALINMALI

Küçük kızın parkta oyun oynarken pitbull cinsi köpeğin saldırısına maruz kaldığı o anların görüntülerini izlemeyi yüreğim kaldırmadı. Öyle bir vahşet! Tam da bunu düşünürken müzisyen, Soner Arıca hislerime tercüman bir paylaşımda bulundu, şöyle diyor: “Hayvanların mutlak korunmasından yanayım ancak pitbull cinsi gibi ‘kontrol edilemeyecek güçte’ olanlar (ağızlıksız olarak da) sosyal ortamda gezdirilmesin, ki zaten bu yasa ile yasaklanmış durumda. Sadece 5 saniye o kız çocuğunun yakını olduğunuzu düşünün, ne hissederdiniz?” Arıca’ya destek çığ gibi büyüdü. Benzer endişeler taşıyan binlerce insan hayvanlara yönelik şiddeti kınıyor ancak bir gün sokakta başlarına benzer bir olay gelme ihtimalinden de rahatsızlık duyuyor. Gazeteci Feyza Gümüşlüoğlu da, “Birkaç ay önce bisikletle işe giderken bir sokak köpeği hızla üzerime koşarak hafifçe ısırdı. Tedbir amaçlı 4 doz kuduz aşısı olmak zorunda kaldım. Yorucu bir süreçti. Bu işin hayvanseverlikle ilgisi yok” diyerek önlem alınmasını istedi.

Haberin Devamı

2 çocuk 2 şiddet

HEPİMİZ ÖLELİM HAYVANLAR YAŞASIN

HAYVANLARA uygulanan her türlü şiddet ve istismarın karşısındayım. Hayvan hakları yasasının çok geç kalınsa da yürürlüğe girmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Ancak hayvan sevmek ve haklarını korumak ile küçük kızın uğradığı vahşet arasında ince bir çizgi var. 2004 yılında “Yıkılıyo” şarkısıyla ün kazanan, şarkıcı Ayça Tekindor işte o ince çizginin ötesine geçti. Vahim olay sonrası Twitter hesabından “Bak bir daha sek söylüyorum: Hepimiz ölelim, hayvanlar yaşasın! Önüme ‘Şu köpek saldırıları, yok pitbull vahşiymiş bilmem ne!’ gibi salak haberleri düşürenler, beğenenler dahil herkesi engelleyeceğim. Fenalık bastı! Buna ‘Ama çocuklar’ diye yorum yapanları da” tarzında bir paylaşım yaptı. Tepkilerin büyümesinin ardından da sosyal medya hesabını kapattı.

HAYVANLAR DEĞİL SAHİPLERİ TEHLİKELİ

Haberin Devamı

Hayvanları Koruma Derneği Başkanı, Avukat Gülçin Yapıcı’yı arıyorum. Yaşanan olaydan dolayı hem küçük kızın ailesi hem de hayvanlar adına çok üzgün. “İnanın bana tehlikeli ve vahşi olan bu köpekler değil, sahipleri” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ortada hayati tehlikesi olan masum bir evladımız var. Gerçekten üzgünüm. 40 yılda bir de olsa psikolojisi bozuk hayvan çıkmaz mı? Çıkabilir. Ancak burada yüzde 99 oranda sorun o hayvanların sahibinde. Aslında pitbull cinsi
bebek bakıcısı köpeklerdir.”

DÖVÜŞ EĞİTİMİ VERİYORLAR

“Yasaya göre toplum içinde ağızlıkla gezdirilmelidirler. Ama bazı kişiler bırakın bu önlemleri bu hayvanları kaçak yolla üretip dövüştürmek için vahşi eğitimlere tabi tutuyor. Hayvanın psikolojisini bozuyor, saldırgan hale getiriyorlar. 200-300 liraya dövüştürülüyorlar. Hayvanın gücü üzerinden kabadayılık yapma peşindeler. Pitbull cinsini ‘Erkeklik’ sembolü olarak gören var. Hastalıklı bir kafa yapısı. Oysa hayvanların hiçbir suçu yok. Terkedilirler ise, barınaklarda ölecekler... Bu hayvanlara sevgi verirseniz sevgi, şiddet verirseniz şiddet alırsınız. Burada cezalandırılması gereken hayvanlar değil, sahipleri. Ama çoğunlukla ‘Benim değil, yoldan buldum’ diyerek cezadan kurtuluyorlar. Olay medyaya yansırsa o zaman da 10-20 bin lira ceza ile kurtuluyorlar. Oysa adam öldürmeye teşebbüsten yargılanmalılar. O zaman bakın bakalım bir daha bu işlere kalkışıyorlar mı? Her şeyin başı eğitim ve bilinçlendirme. Bizde maalesef bu konuda yeteri kadar bilinç oluşmuş değil.”

Haberin Devamı

1 GÖRÜNTÜ 3 FARKLI ÖĞRETMEN

GELELİM Aksaray’dan gelen ikinci görüntüye. Bir öğretmen dersten çıkardığı 11 yaşındaki öğrencisini okul koridorunda evire çevire dövüyor. Gözünüzden sakındığınız evladınızın hastanelik oluncaya kadar dövüldüğünü düşünün! Aklımdan neler geçtiğini tahmin etmişsinizdir. Ancak görüntüyü bir daha izleyince farkına vardım ki en az dayakçı öğretmen kadar suça iştirak eden bir başkası daha var. Gürültüyü duyup sınıftan çıkan, manzarayı gördüğü halde bir şey yapmayan bir başka öğretmen... Aslanlar gibi araya girip çocuğu o cehennemden çıkaran kadın öğretmene ise bir büyük alkış!

2 çocuk 2 şiddet

BU İLK VAKA OLMAYABİLİR

Psikiyatrist Emine Kılınç’ı aradım, videoyu izlemiş. Şiddet uygulanırken müdahalede bulunmayan öğretmen için, “Şiddete sessiz kalmak şiddete alışmış bir kişinin verdiği tepkidir. Şiddetin onaylandığı bir ortam demek ki bu. Yani bu o okuldaki ilk vaka olmayabilir. Bir de şiddet uygulayanlar etrafa korku salan, baskın karakterler olabiliyor. Otoriteden korkup şiddete boyun eğmek sıklıkla karşılaştığımız bir durum. O nedenle öğretmen bey ‘Aman bana bir şey olmasın’ kaygısıyla korkmuş olabilir. Yani çocuğu kurtarmaya yeltenmeyen bu öğretmen ya korkak ya da o da şiddeti çözüm olarak gören biri” diyor. Çocuğu dayaktan kurtaran kadın öğretmene gelince. ‘Ne cesur kadınmış!’ diyorum. Ancak Kılınç beni düzeltiyor: “Cesur demek şiddettin kabullenilmesi ile alakalı. Toplum olarak şiddeti o kadar içselleştirmişiz ki... Şiddete karşı çıkmak için bile ‘cesur olmak’ gibi ekstra bir çaba lazım. Kadın öğretmen bir yetişkin gibi davranıp yapması gerekeni yapmış diyelim” diyor.

Haberin Devamı

CEZASIZ KALMASIN

Çocuk ve Kadın hakları üzerine çalışan Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz 2004’e kadar eğitimde bir miktar dayak hakkı olduğunu, buna da tedip (terbiye) hakkı dendiğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Çocukluğumuzda saçımız ya da tırnağımız uzun, ödevimizi yapmadık ya da yaramazlık yaptık diye dayak yerdik ve bu yasaldı. Oysa şimdi yasa ile de çocukların bedensel bütünlüğü koruma altında. Kimse dokunamaz, duygusal şiddet de uygulayamaz. Ancak maalesef öğretmen, doktor ya da avukat fark etmez şiddete eğilimli kişiler fiziki ya da psikolojik şiddeti eğitimin bir parçası olarak görüyor. Burada sorun şiddetin cezasız kalması. Cezasız kaldıkça kişi şiddeti kendinde hak görüyor ve devam ediyor. Şiddetin cezasız kalmadığı topluma gösterilmeli. Şiddete uğrayan çocuğa da psikolojik destek verilmeli çünkü çocuk bunu eğitimin bir parçası olarak görürse o da ileri de potansiyel bir şiddet uygulayıcısı olacaktır.”

 

Yazarın Tüm Yazıları