Paylaş
Düşünebiliyor musunuz?
Hastasınız, sizi hayata bağlayacak ilaçları yurtdışından getirilemediği için kullanamıyorsunuz.
Aileniz, tüm uğraşlarına rağmen ilaçlarınıza ulaşamıyor.
Doktorunuz çaresiz.
Ve, siz ölüyorsunuz.
İnsan hayatı bu kadar basit mi?
6 MİLYAR DOLAR HARCANIYOR
İlaç ve tıbbi cihaz temini konusunda dışa bağımlıysanız, insan hayatı, o kadara ucuz ve basit.
Bu, bizim içinde geçerli...
Ülkemizde kullanılan ilaç, tıbbi sarf malzeme ile aletlerin yüzde 60 ila yüzde 90’ı ithal ediliyor.
Bunların temini için her yıl 6 milyar dolar harcıyoruz.
Sadece para harcamıyorsunuz.
Ve, korkuyla yaşıyoruz.
İlaç ve malzemeleri aldığınız ülkeler, “Size ürün vermiyorum” deseler, adı “ölüm” olan hapı yuttunuz!
Ya, sağlığınızın daha kötüye gitmemesi için dua edeceksiniz, ya da o ülkeleri ikna edip ilaç göndermelerini sağlayacaksınız.
Böyle de bir tehlike var.
ÇÖZÜMÜ, BURSA GÜNDEME GETİRDİ...
Dekanlığını, Prof. Dr. Ekrem Kaya’nın yaptığı Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, geçtiğimiz yıl Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un da tam desteğini alarak, “Sağlık sektöründe olası bir ambargoya karşı, önlem almak için ne yapabiliriz?” sorusunun yanıtını aradılar.
Sonunda...
Tıp ve mühendislik fakülteleri ile Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğiyle yürütülen proje kapsamında, ilk etapta 3 milyar dolarlık piyasası bulunan, cerrahi zımba ile biyolojik membran üretimi yapılmasını planladılar.
Bu düşüncelerini tüm araştırmacılarla paylaştılar.
TÜBİTAK’tan da tam destek alınca, hiç beklemeden “TÜBİTAK 1512 BİGG ULUKOZA Cerrahi Stapler ve Biyolojik Membran Tıp Çağrıları kapsamında proje için başvuru yapacak girişimcilere 200 bin liraya kadar hibe, üniversitenin imkanlarından faydalanma, öğretim üyelerinden danışmanlık gibi hizmetler verilecek” duyurusuyla, sanayicileri göreve çağırdılar.
Alkışlanacak bir projeye imza attılar.
Sonrasında ne oldu?
‘BİZ GİDELİM’ DEDİLER
Projenin yaşama geçmesini sağlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya ve arkadaşları, ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme geliştirme konularında çalıştılar.
Cerrahi zımbalarla ilgili proje yaptılar, TÜBİTAK’tan teşvik aldılar.
Kurdukları şirkette, prototip cihazları geliştirdiler.
Hafta içinde yaptıkları toplantıda, Bursa Teknik Üniversitesi’nden gelen “Birlikte çalışalım” teklifini değerlendirip kabul ettiler.
Sanayicilerden bekledikleri desteği görmeyince üzüldüler!
Sonun da, “Biz onlara gidelim” dediler.
Aldıkları randevularla, bu sektördeki yerli ve milli yatırımın, ülke için ne kadar hayati önem taşıdığını, kendilerine yüz yüze anlatmaya karar verdiler.
Doğru da yaptılar...
PES ETMEYECEKLER
Önümüzdeki günlerde, Bursa Ticaret ve Sanayii Odası’na (BTSO) giderek işinsanlarına, bu çalışmalarını anlatıp, destek isteyecekler.
Sonra, diğerlerinin kapısını çalacaklar.
Bekledikleri destekleri alamazlarsa ne olacak?
Bu işin peşini bırakmayacaklar.
Hastaların, oluşturulan ambargolar veya keyfi kararlar yüzünden ölmelerine asla izin vermeyecekler.
Açıklamadıkları, B ve C planlarını devreye sokacaklar.
Kısaca, hipokrat yeminin gereğini yerine getirecekler.
Peki, Bursalı sanayici ve işinsanları bu projeye sahip çıkacak mı?
Onların, konu Türkiye olunca yapacakları fedakarlıkları çok iyi biliyorum.
Yeterince duyurulamayan bu projenin, yapılacak ziyaretler sonrası amacına ulaşacağını düşünüyorum.
Bu konuda, üretime başlanacak o günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Paylaş