Paylaş
Yaşamını yitirenler arasında bir de çocuk ve gençler varsa, acım bir o kadar artmıştır...
Bursa’da geçtiğimiz Eylül ayında yaşanan bir trafik kazası beni çok etkiledi...
Yol kenarında beklerken, polisten kaçan bir kişinin kontrolünü yitirdiği otomobilinin çarptığı Mimarlık Fakültesi’nden yeni mezun İrem Özdemir ağır yaralandı...
Hastaneye kaldırılan İrem, üzülmemesi için ailesine moral verip, “Ben iyiyim, göreceksiniz taburcu olacağım” derken bir anda fenalaştı...
Daha sonra da yaşamını yitirdi...
İrem, mesleğinde “en iyiler arasında olmak” isteyen hayat dolu bir kızdı...
Daha 24 yaşındaydı...
İrem’in ölümü kadar, insanın canını acıtan bir başka gerçek ne biliyor musunuz?
Plakası sahte olduğu için, polisin ‘Dur’ ihtarına uymayıp kaçarken kaza yapan araçtan, 2 sahte plaka, ruhsatsız tabanca, pompalı tüfek ve bir miktar uyuşturucunun çıkması...
Aracında, suç olan her şey bulunan “müptezel” yol kenarında bekleyen hayat dolu genç bir kızın “azraili” oluyor...
Korkunç bir olay...
Çocuk yaşta kendinize hedefler koyuyorsunuz, mimar olmayı düşünüyorsunuz, bu bölümü kazanıyorsunuz, başarıyla mezun oluyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz, polisten kaçan suçlu gelip sizi öldürüyor...
İnsan hayatı bu kadar basit mi?
Maalesef öyle...
Açılan dava sürecinde, kızlarını kaybeden Özdemir ailesinin yasal haklarını yeni avukat olan çocukları Ahmet Özdemir üstlendi...
Avukat için en zor davalardan biri bu olsa gerek...
Meslekte ilk davası olan Ahmet Özdemir girdiği duruşmalarda, kardeşinin acısını kalbine gömüp, onun ölümüne neden olan sürücünün en ağır cezayı alması için uğraştı...
Bunda başarılı da oldu...
Yapılan yargılama sonunda sanığın, hiçbir indirim uygulanmaksızın, “Olası kastla adam öldürme’ suçundan 23 yıl hapis cezasına çarptırılmasını sağladı...
Bu ceza, “En fazla 3-5 sene yatar çıkarım” hayali kuran sürücüyü üzdü...
Üzsün de...
Sen, polisten kaçarken gencecik bir insanı öldüreceksin, sonra da trafik kazasından hüküm giyip birkaç ay yattıktan sonra dışarı çıkacaksın...
Sanki hiç bir şey olmamış gibi normal yaşamına döneceksin...
O sırada ölümüne neden olduğun genç kızın ailesi seni görse ne olacak?
Düşünebiliyor musunuz?
Canından çok sevdiğin yavrun mezarda, ölümüne neden olan kişi karşında...
Bunu düşünmek dahi insanı rahatsız ediyor...
Bu tür kazalarda verilen cezalar, ölenlerin mezarda kemiklerini sızlatmayıp, yakınlarının canını acıtmamalı...
İrem Özdemir’in öldüğü kazada sanığa verilen indirimsiz 23 yıl hapis cezasıyla bunu yaşadık...
Sanığa verilen bu ceza, aynı zamanda ölüye ve ailesine de saygıdır...
Olması gereken de bu değil mi?
Paylaş