Zafer süngünün ucunda ama...

Güç, hatta süper güçlülük namertlerin, emperyalistlerin, kandan beslenen sömürgecilerin elinde olduğu için, haklı olmak bir şey ifade etmiyor. Bundan dolayıdır ki, bizim inanç sistemimizde, maddi ve manevi olarak üstün olmak mecburiyetimiz vardır.

Haberin Devamı

Şayet üstün değilsek, hem inancımızda ve hem de maddi yapılanmamızda zafiyetimiz, eksikliğimiz, noksanlığımız var demektir.

Bakınız, düne kadar, cephede kazansak bile masada kaybediyorduk. Hem sahada, hem masada kazandığımız devirler, her bakımdan güçlü ve üstün olduğumuz zamanlardı.

Elin silahı ile harekât yapsanız bile bu bir yere kadardır, önünde sonunda sizi durdururlar ve harekâtınız zaferle bitmiş olsa da masada sizi mahkûm ederler.

Mehmetçik, şimdiye dek örneği çok az ve hatta hiç görülmeyen bir başarıya imza attı. Zira malum, terör örgütleri en modern silah ve mühimmatlarla donatılmış ve mevzileri en sağlam şekilde tahkim edilmişti.

NATO’da sözde müttefiklerimiz olan ABD ve AB ülkeleri, herhangi bir askeri harekâta girişmememiz için tüm kozlarını oynadılar. Türkiye’ye silah satışını durdurdular, yeni yaptırımlarla Türk ekonomisini çöktürmek istediler.

Haberin Devamı

Oysa Türkiye kararını çoktan vermişti, ‘Azdan az, çoktan çok’ diyerek zaman kolladı.

Olası bir harekâtta işin en zor kısmı, teröristlerin silah ve mühimmatlarıyla meskûn mahallerde sivil halkın içinde konuşlanmasıydı. Böyle yaparak, karşı taraftan gelecek saldırılar sonucu meydana gelen sivil ölümlerini dünyaya göstererek, akılları sıra Türkiye’yi masumları öldüren katil devlet ilan edeceklerdi.

Mehmetçik bir haftalık harekât boyunca, adeta oya işlercesine, tek bir sivilin burnunu kanatmadan 800’e yakın teröristi inlerinde tesirsiz hale getirdi.

Böylesine üstün bir başarıyı beklemeyen ABD, B planını devreye sokarak, bu kez Türkiye’nin yanında yer almayı yeğledi. ABD’li üst düzey bir ekip Ankara’ya gelerek Türk tezlerinin kabulü yönünde mutabakata vardılar.

Mehmetçiğin hayranlık uyandıran bu başarısı Türkiye’nin elini çok güçlendirdi. Bu korku, İran’dan Akdeniz’e kadar uzanan sınır güvenliğimizi sağlamak için görüşme ve anlaşma yapmamız gereken tüm taraflara yetti.

Önce ABD ile Ankara’da, daha sonra Rusya ile Soçi’de varılan mutabakatlar sonucunda, Türkiye sınırında kurulması tasarlanan terör devleti hayal oldu.

Şayet Barış Pınarı harekâtına kalkışılmasaydı Türkiye, dünyanın iki süper gücü olan ABD ve Rusya ile bu anlaşmaları yapıp sınırını güvence altına alabilir miydi?

Haberin Devamı

Evet zor oyunu bozdu, Türkiye haklılığını ve bunun gereğini, önce Mehmetçikle sahada ve güçlü siyasi iradesiyle de masada göstererek galip geldi.

İş bitti mi? Elbette bitmedi ama şu realitenin altını çizelim: Kurulacak Suriye ve hatta Ortadoğu masasında Türkiye, yalnızca oyun bozucu olarak değil, bundan böyle oyun kurucu olarak yer alacaktır.

Şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar dileriz.

Yazarın Tüm Yazıları