Paylaş
Komutan, kırka yakın sebep var deyince, kral “Say bakalım neymiş onlar?” diye sormuş. Komutan, ‘Bir, barut yoktu Efendim’ deyince, kral, ‘Yeter’ demiş diğerlerini saymana gerek yok.
Her şeyde olduğu gibi siyasette de işin içinde yalan varsa başkaca sebep aranmaksızın orada hüsran vardır, yenilgi vardır, sandığa gömülmek vardır.
Bu seçimler öncesi, muhalefetin vaatlerini hatırlayın, neredeyse sadece gökteki yıldızları vaat etmedikleri kalmıştı.
İktidar partisi 2000 lira bayram ikramiyesi dillendirirken, muhalefet 15 bin lira vaat etti.
İktidar partisi depremzedeye, yüzde 50’sini devletin karşılayacağı ev vaat etti, muhalefet bedava ev vereceğiz dedi.
İktidar partisi gençlere bilgisayar alımında ve internet kullanımında indirim vaat etti, muhalefet, bunları bedava vereceğini söyledi.
İktidar partisi çiftçinin borçlarının erteleneceğini ve ödemelerde kolaylık sağlanacağını vaat etti, muhalefet ise, borçları kökten sileceğini vaat etti.
Daha neler var ama şimdilik bu kadarı yeter.
Milletimiz, 2000 lirayı 15 bin liraya tercih etti. Neden acaba?
Bedava evi almam dedi, yarı parası benden dedi. Neden acaba?
Bütün bu soruların cevabı çok açıktır. Milletimiz Kılıçdaroğlu’na inanmadığı için, onun tüm vaatlerinin yalan olduğunu bildiği için ona oy vermedi.
Zira aynı Kılıçdaroğlu, çiftçiye bedava traktör vadetmişti; seçimleri (mahalli seçimler) kazandıktan sonra ise çamura yattı. “Traktörler nerede?” diye sorulduğunda da, “Seçmeni heyecanlandırmak için ulu orta atmıştık” demişlerdi.
Yani milletin gözünün içine baka baka yalan söylemeyi meslek edinmişlerdi.
Millet de, gerçek 2000 liranın hayali (yalan) 15 bin liradan değerli olduğunu bilmeyecek kadar saf değildi ve gereğini yaptı.
Milleti saf yerine koyup yalanlarla avutacağını zannedenler ise, her zamanki gibi ‘Osmanlı tokatı’nı yiyip iki seksen uzandılar.
Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP, yalan ve iftirada pik yaptı. Görünen o ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yalan ve algı oluşturmada liderinin pabucunu dama atacak.
O da, İstanbulluların gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Seçim öncesinde, İstanbul’un batı yakasını ‘İstanbul’un batısına ilk metro!’ diye afişlerle donattılar.
“Hani, metro nerede diye?” sorarsanız, ‘ Heyecanlandırmak içindi!’ diyeceklerdir.
Savaşta barut eksikliği neyse, siyasette de inandırıcılığı yitirmek, yani yalancı olmak aynı şeydir. Başkaca bir şey aramaya gerek yoktur.
Millet, seçimde verdiği dersle, malum tipleri sandıkta nasıl heyecanlandırdığını gösterdi!
Paylaş