Paylaş
Nasıl rahatsız olmasınlar ki, Türkiye gibi çok önemli bir ülkeyi ellerinden kaçırdılar. Dış vesayetin asıl amacı, Türkiye’yi ‘meşguliyetle tedavi’ye tabi tutup onu istedikleri gibi yönlendirmek ve mana ve maddesiyle sömürmektir.
Son 40 senede sahneledikleri oyunları hep terör üzerine kurguladılar: PKK ve FETÖ.
Bu terör örgütleriyle; bir yandan ülkemizin kaynaklarını kuruturken diğer yandan da ülkemizin geleceğine ipotek koymak istediler. Nesillerimizi ve istikbalimizi çalmak istediler.
Gelip geçen onca devlet insanlarımız içinde yalnızca Erdoğan işe uyandı; tehlikenin büyüklüğünü görmesine rağmen ölümü göze alarak mahut yapılarla mücadeleye girişti.
ABD’ye, AB ülkelerine ve Rusya’ya rağmen güneyimizde bir ‘uydu devlet’ kurulmasına izin vermedi. Bu mücadele el-an bütün şiddetiyle devam etmektedir.
İçerideki terörist sayısı 100’ün altına düştü; onların da eylem yapabilecek güçleri kalmadı.
FETÖ’nün de beli kırıldı; yedi yıllık bir çalışmanın sonunda, Emniyet’teki yapılanması tüm detaylarıyla aydınlatıldı.
Malum bu her iki örgüt de ülkemizin varlığına kastetti. Başarsalardı, ülkemiz paramparça edilip dışarıya (başta ABD’ye) peşkeş çekilecekti.
Bu denli bir bağımsızlık (var oluş) mücadelesi için öncelikle siyasi irade gerekir. Bunun yanında terörü bitirecek silahların üretilmesi bir o kadar önem arz etmekteydi. Zira dost bildiğimiz ülkeler bile bize silah vermedikleri gibi kendimizin üretmesini engellemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar.
İşte Sayın Erdoğan hem bu siyasi iradeyi gösterdi ve hem de mahut silahların üretimi için adeta seferberlik başlattı.
Bugün; güneyimizde bir devletin kurulmasına izin vermiyorsak, teröristlere inlerini dar edebiliyorsak, Mavi Vatan’da (Akdeniz’de, Kıbrıs’ta ve Libya’da) hak ve menfaatlerimizi koruyabiliyorsak, otuz yıldır işgal altındaki Türk yurdu Karabağ’ı kurtarabiliyorsak, Karadeniz’de kendi doğalgazımızı, Gabar’da kendi petrolümüzü çıkarabiliyorsak, bu her iki enerji kaynağını diğer sahalarda da arayabiliyorsak, bütün bunları Erdoğan’ın o çelik iradesine ve o irade sonucu Mehmetçiğimizin eline verdiğimiz en modern ve tesirli silah ve mühimmatlara borçluyuz.
Tüm bunları ve daha nicelerini bertaraf etmek için Erdoğan hedefteydi. Dünyanın tüm şer güçleri, bunun için Erdoğan’ın karşısına dikildi.
Ama Anadolu irfanı oyunu gördü ve tuzağa düşmedi. Erdoğan vatan dedikçe vesayet odakları ve onların içimizdeki uzantıları soğan-patates dedi.
Bu milleti tanımadıkları belliydi; zira bu millet, iman ve azminin yanında kazmayla, kürekle, yabayla Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştı. Yalın ayak, aç biilaçtı.
Bu millet değil soğana-patatese; vatanını dünyalara değişmezdi.
Değişmedi de...
Vesayetçiler rahatsız olmayacak da kimler olacak?
Zira şeytan(lar) azapta gerek!
Paylaş